Ahlak mevzuu üzerinde devam
etmektedir.Mevzuu başlıca iki esasa ayırmışdık.Birine vazifeden doğan
ahlak,diğerine aşkdan doğan ahlak tesmiye etmişdik.Vazifeden doğan ahlakın
annesi akıl,aşkdan doğan ahlakın da nembaı mastarı kalb olduğunu
söylemişdik.Ahlakın bahsetdiği aşk,tarifini yapıyoruz sık sık.Aklın da kalbin
de ve bu cümleleri her konuşma başında tekrar ediyoruz.Çünkü umur u hariciyede
misal vermek lazım gelirse sofrada yemekler değişir de ekmek
değişmez.Söyleyeceğimiz mevzuun sofrasının ekmekleridir.Bunun üzerine bina
edilecek.Ondan dolayı tekrar etmek mecburiyetinde kalıyoruz.İki kelime vardır
ki ekseriyet bunu konuşur fakat yerinde kullanmaz.Biri vazife kelimesi biri de
vicdan.Bir iş yapılır sen o işi benim vicdanıma bırak der.Hepimizin ağzında
dolaşan bir kelime.Gelmemizdeki gayenin..getirirlerken sormadılar.Beyefendi
yahut hanımefendi bir darr ı ibtila vardır ,dünya denilen bir sahne vardır,dirliği
kısa,ikbalinde hüda idbarında fecia gizlidir.Hezar aşina bir acuzeye
benzer,sizinle konuşurken başkasına işaret eder dünya öyle.Mahalli
istibar,imtihan.Kapısının üzerinde yazılıdır darılma pazarı değil dayanma
pazarı.Gir bakalım içeriye…Kapısının üzerinde büyük bir yazı var Türkiye’ de
türkçe Fransa’da fransızca ,İngiltere’de ingilizce ..lisaniyle yazılmış
dünyanın kapısında böyle “darılma pazarı değil dayanma pazarı”
buyrun.Sormadılar.Giderken de sormazlar.Var mı öyle bir soran “teşrif eder misiniz
efendim?”Bir ecel âlemi vardır hayat şimdi başlayacak .O herkes hayata atıldı
filan nerde hayata atıldın? Hayata insan musalla taşından sonra atılır kısmeti
varsa.Yok daha hayata atılma yok.Hayat ondan sonra başlar şimdi hayat ..Şimdi
dalgasız denizden dalgalı denize düşmüşüz.Bu denizde kendi kulaçlarımla yüzer
de kenara çıkarım derse muhakkak boğulur.Hele bir de kendi kulaçlarına güvenib
de yüzüb kenara çıkmak iddiasında bulunan hiçbir kimse sahil i aidiyete
çıkamamışdır.Bunun iki sert dalgası vardır birine Celal birine Cemal derler
biri batırır biri çıkarır nihayet insan tıkanır boğulur gider.Bunun orta
yerinde muazzam bir gemi vardır.Mevkii filan yok ücretsiz, külfetsiz, minnetsiz
.İhlas ile temiz bir niyet ile herkese buyrun der.Binilir,haberi olmadan o
sahile çıkılır.Yok ben kendim gidicem.Buyrun.Kimseyi de zorlamazlar.Pekala
derler.Ulum u bahriyede mütebahir bir kaptan tasavvur edin.Yani deniz
ilimlerinde gayet iyi bilgisi olan bir kaptan gözünüzün önüne getirin deniz
ilimlerini çok iyi biliyor.Bir yere uğradı gemi kalkacak saati geldi.. yok
bilmiyoruz fakat havaya bakıyoruz gayet müsait gözüküyor bize berrak böyle.O
ilmi bilen kaptan diyor ki “bizim burdan kalkmamız doğru değil şu kadar zaman
sonra bir havada bir dehşet tecellisi olacak bir yerde tutunamayız.”O ilme agâh
olmayan insanlar kendi kendilerine derler “kaptanın kim bilir ne dalaveresi
var. Burda sevdiği mi var onunla mı görüşecek,alışverişi var ona mı
bağlanmış.Şu havaya bu ne olabilir?”Söylenme başlar.Tabi kaptan bildiği niyse
onunlan âmel eder.Fakat ara yerden şöyle bir az bir zaman geçer geçmez simsiyah
o dalga muazzam vuruyor aman ha. İşte bizi sahil i aidiyete çıkaracak ulum u
bahriyede ama hangi ilimde biliyor musun mâna ilminde mütebahir olan kaptanlar
,hakiki bir hayat sahili vardır şimdi böyle hiçbir şey gözükmüyor derler o ilmi
bilmeyen insanlar “bırak canım orasını,bundan başka bişey yoktur” der.Bişey
anlatamıyo muyum acaba? Buraya nerden girdik? Gelirken sormuyorlar,giderken de
sormuyorlar. Bakıyorsun semayı deler gibi bakıyor ,yeri ezer gibi basıyor.
”Yaratırım” diye yaşıyor.”Gel” dedi mi hiç bişey yok.O dimdik kafa ne bileyim
saate vaz etmeye gelmez o kalb atış tarzını.Bir gün hayat i hayvani ile hayat ı
insani Allah kısmet ederse anlatayım size.Nedir o hayat? Burdaki hayat rutubete
bağlı,rutubet sıcağa bağlı o bitiyor.Onların şeyleri var hikmetleri var.Biz de
nagalib olduğundan dolayı hayat ı hayvanimiz naildir.Bunda neler var biliyor
musunuz çok muazzam elli konferans sürer ama çok tatlı.Ben anlatabilsem çok
zevk alırsınız o kanaatdeyim.Şu kadarcık bir yer kaçırıveriyim de zevkını
anlayabilen varsa anlasın.Mesela Cenab ı Musa “inni enallah” nârasını çoluğuna
çocuğuna ateş aramak zarureti o anda muhabbeti ateşteydi.İnsanın ihtiyacı neyse
muhabbeti o dur.Kudret de o ihtiyacına binaen o muhabbetini oraya tevcih etdiği
vakitde o ateşten “aradığın Allah benim” dedi.Ha bu şimdi bin sayfa
sürer.Muazzam.Niyse yine biz mevzuu püüü bir yere götüreceğiz dön dön
.Fuzuli’nin dediği gibi “Ey akıl edebe
riayet eyle bu bilmek ile kifayet eyle kâni i sıfat olgil mâni i zât olgil” biz
de şimdi dönelim.Sormuyolar giderken.İnsanlar yalnız burasını düşünse. Onun
için Hüda der ki;
“Se nurîhim âyâtinâ fîl âfâkı ve fî enfusihim
hattâ yetebeyyene lehum ennehul hakk..”(Fussilet,53) Zemin yardım etmedi efendim
zaman yardım etmedi şu etmedi bu etmedi işte müsait saha bulsaydım ben de bu
hususlarda biraz zevk edinebilirdim.Param olmadı,kimse elimden tutunamadı,tutan
olmadı.Hani mazeretler vardır ya.Allah diyor ki “ Hiç bişey bulamadınsa âfakda
kendini de sana büyük bir kütübhane yapmışdım kendini okuyaydın yahu.Bunun için
de külfet varmı idi.” Diyor.Biraz kendin üzerinde dursa idin mesela ilk derse
başlarken “ben buraya gelmişim beni kim çekti? Nasıl çekildim de geldim buraya?
Kim çekti beni?Her vakit söylediğim gibi o uyku nedir o uyku?Uyku? O ne muazzam
bir şeydir ne korkunç şey sonra.Aman dersin şöyle bir istirahat edeyim.Evet
güzel istirahat edesin diyerekden de onu hâlketmiş ama her şeyi bırakıyorsun ne
kadar sevdiğin varsa malında mı gözün var,canında mı gözün var canını da
bırakıyorsun.Mal,can,servet sonra cah o bir beladır adama.Cah hırsı püü
huzursuz.Öyle bir hastalıkdır ki mübtelası zavallıdır.Başka hırsa benzemez ne
mala ne servete ne şuna buna o cah bunların hepsini evlad ıyal .Ya
kalkmazsan?Aczin tahakkuk ediyor işte.Kudret,aczini sana tattırıyor.Eyy inleten
bak inletmenin şeklini şimdi senden alacağım ben.Zalim de bir tarafa büzülecek
,mazlum da bir tarafa sızacak.Hakimle mahkum müsavi oluyor.
--/-
-2-
Sonra en samimi arkadaşın yastığın oluyor orda
bütün dertlerini konuşuyosun o bastırıncaya kadar değil mi?Ne kadar serairini
senin gizler o.Beşer hülasa aciz bir vechesinde.Zaten aciz olan vechesiyle
insanlara ihanet eder.Aciz olmayan vechesi Hakdadır onun o vakit Hakk ile Hakk
olur lutfeder kerem eder.Aczi tarafı kötüdür anlatabiliyo muyum?Aczi olan
tarafı beladır beşerin.Aczi olmayan tarafı o çok güzel o.Aczinden dolayı
onların yapar hepsini.Buraya nerden girdikdi?Yine ben hatırlatayım belki
hatırdan çıkmışdır.Üç şey için geldik dedik.O üç unsurun bir tanesini teşkil
eden kelime vicdan.Burdan açıldık.Gelmemizdeki şey üç şeyin biri;bilmek,
bulmak, olmak.Taalluk etmek,tahalluk etmek,tehakkuk etmek.Sevecek,sevdiğini
bürünecek,sevdiği ile sevdiği ile olacak.Sevdiği ile sevdiği onda tahakkuk edecek.Bu
üçü.Başka bir şey değil.İşte vicdan da bulmak.Neyi bulmak?Aslını bulmak. Hakk’ı
bulmak. Allah’ı bulmak.Allah’ı bilende bile vicdan yokdur… de vicdan
yokdur.Herif mânayı inkar etmiş ,ne bileyim “kainat kör bir tesadüfün
neticesidir ben de tekamül etmiş bir hayvanım” diyerek yaşıyor.Bu adamın
vicdandan bahsetmesi ne mâna ne münasebet var?Bir defa aslı kabul etmiyor.Bizce
kıymeti yok ister kabul etsin ister
etmesin Kudret müsaade etmiş “isteyen inanır diyor isteyen inanmaz
zorluk yokdur” diyor. Öyle diyor Hüda öyle diyor.Bana gelir diyor ondan sonra
niçin inanmadın derim diyor sorarım diyor.Ya inanmadınız değil mi sen beni
inkar etmişdin ben de seni şimdi inkar edeceğim ama senin inkarın gibi olmaz
benim inkarım diyor.”fe keyfe kâne nekîr”(Mülk,18)” Nasıl bakalım Benim
inkarım seninkine benzedi mi?” Acı çok.Çok acı ama.Sen beni inkar etmiştin
diyor konuşuyor ben de şimdi seni inkar edeceğim ama ”fe keyfe kâne nekîr” nasıl benim inkarım
seninkine benziyor mu.Bu böyle.Onun için mesela bazı insanlar bir inkar eden
adamı buldu mu kızıyor hakaret ediyor.Yok canım ne kızıyorsun acı.Büyük Kitab
öyle der gördün mü der gül “selam” dersin gidersin der.Tabir de böyle.Allah’ın
tarifi öyle… der bazı yerde.Bazı yerde selam selam dersin.”selam selam” dersin
diyor.Allah öyle diyor.O işler bana ait diyor Ben onları halledeceğim
diyor.Soracağım ona bakalım .21:30 “Ve lekad ci’timûnâ furâdâ kemâ
halaknâkum evvele merretin..”(En’âm,94) Ne o beyefendi teki tenha geliyorsun diyor.
Allah’ın konuşma tarzı da acayib bi tuhaf konuşur öyle.Seni ben ilk yarattığım
gibi geliyorsun .Öyle ilk yarattığım vakitde çırçıplakdın sular içinde filan
öyle bi tuhaf gelip yıkadılar mıkadılar kuruladılar bişeyler bi torbalardan
morbalardan çıkdın filan.Şimdi öyle geliyorsun sen diyor.Senin bi çok etrafın
vardı,dalkavukların vardı,böyle kıpırdanırken hemen daha zıp diye vaziyetler
alarakdan halinden malinden filan bişey yapmak isteyenlerin vardı bunlarlan
senin aran açıldı mı? Koptu mu bağ diyor.Niye getirmiyorsun onları yanında?Pek
yalnız geliyorsun diyor.Ondan sonra başlıyor .Celse de açıkdır hepsini temaşaa
edecek mevcudat .Hafi celse yok Kudret de hiç.Daima açıkdır.Ama bütün
çirkinlikler de çıkacak mı mâdam celse bu kadar açık oluyor? “Yevme
tublesserair fema lehu min kuvvetinvela nasir” Ben bütün serairi her şeyin
içini dışına çıkaracağım gün var. Çıkaracağım vakitde hiç kimsenin güvendiği
kuvvetli filan yardımcısı filan olmayacağı bir an öyle bir zamanda
çıkarırım.İnsan merak eder.Onun için celse açık amma bazısını
siliyor.Siliyor.En.. tabirini bulamıyorum ki cümleyi sarfediyim.Nasıl ne biçim
cümle sarfediyim nasıl kelime koyayım?Yine o kelimeyi koymak lazım.En keremli
tarafı.En Keremli tarafı ,insan yapmış olduğu çirkinlikden kendi kendisini
ta’zib eder.Ben diyor, tevabın mânası o dur yalnız tövbeyi kabul eden mânasına
değildir.”Yapılmış olan şeyi, yapan adama unuttururum” diyor.Mesela ben şu
fenalığı yaptım beni Kudret affetti affetti ama benim içimde oturan sessiz
sözsüz, bizsiz sizsiz konuşan bana diyor ki “sen alçaksın”Beni,benim vecmimden beni,
benim yapmış olduğum ta’zibden kurtarmaklık için Hüda “seni sana unuttururum
ben” diyor.Anlatamıyo muyum yahu?Burayı anlatamadık gözler söylüyor.Kendin de
kendin yapmış olduğun çirkinliği bilmeyeceksin.Kaldıracağım onu diyor sen de
bilmeyeceksin. Bulmak.Dönelim mevzuun an yerine.Bulmak. Hakk’ı bulacak.Bilmek
kâfi değil.İman ı akli de insan kalır.Başlar akıl kabul etmemeye bocalamaya
filan kalır iman ı aklide.Taaak iman ı şuhudiye çıkıncaya kadar .İman ı
şuhudiye çıkdıkdan sonra iç tarafı başkadır dış tarafı başkadır.İman ı tevhidi
ilmi olur, akli olur, şuhudi olur.İlmisinde aklisinde beşer noksandır.Henüz
inandığı şeyin zevkini alamamışdır.Nasıl anlatayım sana.İnandığının zevkini
bulamamışdır.Mesela o kadar incedir ki Cibril, iman ı aklidedir.Sen şimdi
kendini düşün bakalım Cibril’i getir gözünün önüne Cibril bu artık var mı
Hükümet i Sübhani’nin Sefir’i Büyük Sefir.”Lev denevtü ümmületen leharaktu”Mirac
mevzuunda Sidre i münteha’ya geldikden sonra bir serçe parmağı kadar
ilerlersem nar ı .. beni yakar diyor.Bişey anlatıyo
muyum?Bilecek,bulacak,olacak.İlmi tabirle taalluk edecek,tahalluk
edecek,tahakkuk edecek.Daha anlayışlı tabirle sevecek ,sevdiğini
giyinecek,sevdiği onda tahakkuk edecek.Bu âleme gelmeden gaye bu.Hayvan da
yer,içer,tenasül eder.İnsan da yer,içer,tenasül eder.Fark? Fark buraylan
ayrılır işte.Bir yerli yerine kullanılmayan kelimenin bi tanesi bu dedik.Biri
de bu vazife kelimesi.Vacib ül icradır.Yapılması aklen ,ilmen,kalben
,vicdanen,örfen,cemiyeten mecburi olan şeyin adına vazife denir.Mukaddesdir,kudsiyatdan
doğar.Kudsiyat,ahlakdan doğar.Ahlak,Zât ı Bâri’ye iman ile olur.Zât ı Bâri’ye
iman ,mâna ile olur.Kanal böyle geliyor şimdi.Yoksa gitmiş zehid beşyüz lira
aylık vermiş bilmem üçyüz lira haftalık vermiş orda uşak olmuş tezgaha geçmiş şu
malı şurda sakla bakalım da bu beş ay sonra para edecek e şunu şöyle yap bunu
böyle yap bir yığın ihtikarı var hilesi var filan niye bunları vazifen ben orda
vazifeliyim.Sen ona vazife deme kelimeyi bozma .”Ben uşakım” de.Vazife başka
uşak başka.Vazifenin gelen kanalı başka.Anlatabildik mi?Bir de dedik ki romanda
okunan aşk değil.Aşkdan doğan ahlak dedik ya.Ya nasıl aşk bu?Bu öyle bir aşk
ki, insan âsude kaldığı zaman kendi kendisine başbaşa kaldığı an şöyle bir
düşünür.Kimim der, nerden geldim der, nereye götürüleceğim der.Bu beden der
bunu tasarruf eden var der.
--/-
-3-
Bakar buna.Ben, kan,kemik,et torbasından ibaret
miyim? Yook.Eğer ondan ibaret olmuş olsam ben uyuduğum vakit kimse benlen
konuşmuyor.En sevdiğim bir adam gelsin müsaade et de şurda biraz uzanayım desin
buyrun dersin sen başlarsın yazını yazmaya biraz fazla uyursa “amma yattı
ha” dersin.Ağırlığı basar sana.Kendi yok
sıkleti geçti.Anlatamıyo muyum? Neden ağırlığı basıyor farkında değilsin sen
onun.Kendi gitti de maddenin kesafeti boğmaya başladı seni.Evinde çocuğun bile
uyurken canın sıkılır ya.Kendi yok da ondan.Anlatamıyoruz galiba?Düşünür, ruh
ile beden birleşiyor der.İşte bu ruh ile bedenin birleşmesinde bir mebde i
ittisal var der.Bu acaba bu başlangıç nedir der.Başlar kendini aramaya.O
aradığı vakitde kendisini bulur.Kolay da bulunmaz ha o.Kendisini bulur diyorum
çabuk yerde bulamaz onu.Bulamaz kendisini.O kendim dediği vakitde bir vahdet
bulur mebde i ittisalde ruh ile cesedin birleştiği ikizdi.Ruhun cesedim demez
kendim der bir yapar.Anlatamıyo muyum yahu?”Kendim” der bir yapar.Hak,ruh,cesed
oldu üç .Bunun üçü ferd namını alır.Bu gün zevkim var böyle biraz acayib
şeylerden konuşacağım anlatabilirsem.Beş dakka kadar konuşayım ondan sonra
geçeriz şuraya.Şimdi ona misal vereceğim ben daha güzel misal vereceğim
inşallah.Mânada aile teşkilatı neyi iktiza eder onu anlatmak istiyorum
anlatabilirsem.Gireceğim oraya. (Yok,yok mendil değil başka şey aradım o da
yok.).O itilip tıkılır şirk,vahdaniyete geçtiği vakitde kendi hakikatına ârif
olur.Kendi hakikatına ârif oldu mu Hakk’a ârif olur.Hakk’a ârif olunca ervahın
suretlerini bir tarafa eshamın suretlerini bir tarafa dizmeye başlar ezellere
layezellere doğru koşar.Hakikatında o münasebatda bir ittisal duyar o duymuş
olduğu ittisaldeki zevkinin adına aşk derler.O zevkın menbaı ruh ul envâ
dır.Ordan gelir insana.Yoksa romanda okunan aşk mânasına değildir.Konuşma
mevzuumuz ahlak mevzuu.Bu mevzuun en büyük rüknü insan.Tarifi zor olan kısım da
bu.Neden zor? Zira insan Hakda naib olmuş Hakk’dan muhabbetini hamil olarakdan
bu âlemi tecellide kendisini göstermek için o tecelliye mazhar olmuş.Yani
Hakk’a ayine olmuş hazreti insan, insan ı kamil .Âdem olmak istersen âdem
ara,âdemi bul âdem ile âdem ol.Seyyidül âlemdir âdem ,gayriden sevdayı kes.Bazı
kimse “Allah’ı arıyorum” der o söz çok tehlikelidir.Allah kayıp mı hâşa? Allah,
bütün hadisat ve tasavvuratdan münezzeh ,zamandan mekandan her şeyden münezzeh
fakat hiçbir şey O’ndan münezzeh değil.Kendi kendisini beşerin anlayabileceği
kabiliyete göre hitab etmiş anlaşılsın için söylemiş “…ve nahnu akrebu
ileyhi min hablil verîdi.(Kaf,16) Soruyolar Resul u zişana nasıl
yapalım diyerekden .Söyle onlara diyor “Biz onlara can damarlarından daha
yakiniz” Çok yakinliğinden dolayı itiraz edemiyosun. “Can damarından daha
yakiniz” diyor ya. Neden zordur insanın tarifi?Hakk , insanı kendi sureti
cemiye i ilahisi üzere izhar etmişdir.Onun için tarif edemezsin.Kim bir insanı
tarif edebilir?Neyini tarif edeceksin?Bak burada şimdi şu kadar insan varız şu
ande her birimizde başka bir tecelli var her birimiz başka türlü dinliyor ,her
birimiz başka türlü anlıyor ,bazı dinlerken kendi kendine cevab veriyor bazısı
anlayamadım diyor,bazısı bir an için memleketine gidib geliyor,hariçde bir iş
derhal geliyor onu görüyor tekrar oturuyor.Kaç vücud var? Bu, tarife girer
mi?Nefes i rahmani ile menfuh olan insan ,bu cümlelerle ifade edilmez.Bir parça
âsarından bahsedilir.Yalnız, insan Hakk’ın muhabbetinin mazharıdır.Şunu
untmayın, Allah bizi sevmeseydi tutunamazdık.Biz,Allah’ın muhabbetinin
mazharıyız.Çok sever. Bizi sevmeseydi imkan mı var tutunmanın?
Tutunamazdın.Buna umur u hariciyede Cenab ı Hak misaller veriyor.İnsan,sıfat ı
Hakk’ın sureti olduğundan dolayı Hakk, kendi suretine aşık seni onun için
seviyor.Anlatabildim mi acaba?Kendi sıfatının sureti olduğundan dolayı seni
sevmesi,kendi kendini sevmesidir.Eğer sen kendini idrak ettin de O’nu
seviyorsan aslını sevmendir.Bunu idrak edememişsen henüz makam ı insaniyetde
değilsin ,ruh u menfuh ile tekrim edilmemişsin o ruh her an tecellidedir diyor
Cenab ı Fahri Âlem “kendini arzet” diyor.”Yazık olursun” diyor. Yine bişey
anlatamadık?.. buna misal veriyor. Âdemden ,nisayı yani Havvayı ,Âdem’den
halkediyor.Havva, Âdem’in sureti oluyor.Nasıl hazreti insan, Hakk’ın sıfatının
sureti ise Ben diyor sana muhabbet ediyorum kendimin sıfatını sana verdiğimden
dolayı sana da kendimden bir sıfat vereceğim sana da o sıfatı sevdireceğim.Bu
incelikleri bilmeden aile yuvası kuranlar evlenmezler eğlenmeye başlarlar
eğlendiklerinden dolayı da az bir zaman sonra ya soğuk soğuk yaşarlar ya artık
büsbütün çocukları diri diri yetim bırakırlar.Anlatabiliyo muyum acaba?
Anlatamıyacak kadar anlattım galiba?E öyle.Bu yalnız böyle tel entariyle
kabarıb gezmek değil bu.O bildiğin yarım saat tel entariyi kabartırsın .Bir
daha söylüyorum bak bakalım söyleyeyim bir daha.Hakk, insanı Kendi suret i
cemiye i sübhanisi üzere izhar etmişdir halketmişdir.Binaenaleyh nefes i
rahmanisi ile ona nefhedmiş ruh u menfuh ile tekrim kılmışdır.Kendi sıfat ı
sübhanisinin mazharı olarakdan meydana geldiğinden dolayı ona muhabbet
etmişdir.Ona muhabbet,kendine muhabbet ediyor.Beşer de o nimete nail olduğunun
farkına varır da o muhabbetin zevkini kendinde duyar da O’na muhabbet edecek
olursa o tecellinin mazharı ya o da yine kendisine muhabbet etmiş
oluyor.Anlatabildim mi ?Buna umur u hariciyede Hüda “size canlı bir misal
vereyim” diyor. Ben,sıfatıma mazhar olarakdan seni yaptım sende seni ayine i
Hakk kıldım.Senden de sana bir mazhar yapacağım Âdem âdemden değil mi Havva
halkolundu.Âdemden Havva halkolundu.Âdemden imreeyi halkeyledi.İmree yani kadın
nisa insanın sureti üzerine halkolunuyor Âdemden halkolundu ama insanın sureti
üzerine halkolundu.İnsan yani âdem recül kendi şerefini nisada müşahade ediyor.
… sana da öyle bir tabid bir muhabbet sıfatıyla donatayım sana da ona karşı bir
iştiyak vereyim diyor.Anlatabildim mi? … İştiyak vereyim diyor.O ne
oluyor?Kendisinin aksi olduğu için o .. nisa kendisini seviyor adam zannetme ki
o nisayı seviyor kendisini seviyor.O nisa da tekamüle ermişse ona karşı olan
iştiyakı yine kendisinedir çünkü onun aksi oluyor.Herhalde bişey anlattık.Bu
kadara zaten bu lisana kelime bu hâldir bu.Elfaza girdiği vakitde bu kadar
konuşulabiliyor benim kudretim o kadar .Bundan başkası.
--/-
-4-
Ve nisa.. edildi zira Hakk kendi sureti üzere
halketdiği kendi sıfatı sureti üzere halketdiği insana muhabbet etdiğinden
dolayı ve ondan dolayı bak o muhabbetinin neticesidir.Anâsır itibariyle melek insnadan efdaldir anâsıriyetine
bakarsan maddesine yalnız ne vardır insanda ruh u menfuh vardır.Bir de ne
vardır muhabbeti ilahiye insana kuvvetli işlemişdir hiçbir mevcudatda yok ne
duruyorsunuz diyor melaikeye “Benim muhabbetimi görmüyor musunuz o yaptığım
muhabbeti yatsanıza secdeye.Benim muhabbetim orda tahakkuk etti .. mukabili
olmayan bir nur tecelli etti derhal secde edin bakayım.”Onun için hazreti
insanın kemali aciz beşerin tâkatiyle tarife gelmez.Binaenaleyh insan bunu
idrak ederse ne zulme divan durur, ne nifaka eşek olur, ne hattızatında şuna
buna adi matâ mukabilinde satılır yalnız yalnız Hakk’a divân durur.Belvâya
girer çıkar zulme divan durmaz.Çünkü kendisinde muhabbet i ilahiye vardır ..
atılmaz.(Yoruldunuz mu bitireyim mi konuşmayı? )İnsan kendi ledünniyatını
bilecek olursa ,kendi hakikatını bilecek olursa .Allah’ın kendisine bahşetmiş
olduğu o kendisini insan yaptığındaki zevki tadacak olursa .Bazı kimseler
vardır “aman niye geldim canım.” Hakk’ın sevgisi olduğundan dolayı
mazurdur.İnsandan hariç bir mahluk bunu söylemiş olsa kainatı yıkar Allah.Yalnız
onu değil insan haricinde bir mahluk “ben niye getirildim” demiş olsa bütün
mevcudatı yıkar. Muhabbetim var diyor bi defa sevmişim diyor.O sevgisi
dolayısıyle.. hadi öbür tarafları dursun.Bir defa sevmişim diyor ama biz onu
bilmiyoruz.Mesela ledünniyata misal ver derseniz vereyim.Geçen hafta biraz
şöyle hafif şöyle bir parça şöyle bir parça bir parça şeyetmişdim.Kelimullah,
kendisine bir sual soruldu .İnce yerlerdir de onun için düşünüyorum.İnsan
bilmeden bir ufak cümle ile nezaketsizlik yapar tepelenir.Enbiya u evliyanın
kalbi gayet rakikdir.Bazı rind adamlar vardır nazlı insanlar.Nazlı insanlar,
insan evvela hayvaniyetden âdemiyete kadem basar .Adam olur yani ya.Adam
oldukdan sonra Kudret ona “inan” der iman mertebesine çıkar.O mertebe kâfi
gelmez “insan” ol der.”teslim ol” inandığına teslim olmak.Ayrı ayrı şeyler.Hep
ayrı ayrı şeylerdir.(Yalnız sükuneti muhafaza edin ben konuşamam.Öyle kendini
muhafaza edemeyen varsa dışarıya çıksın)e inanan da teslim olmaz mı o? O
olmuyor teslimiyet başka türlüdür.Ben konuşurken çok misal getirmişimdir.Mesela
ben size inanırım çok iyi insan diye tavsif edebilirim inanmışım size.Fakat sen
günün birinde bana gelir dersin ki şurada sizin yüz lira var şunu bana ver de
üç gün sonra vereyim ben biraz düşündüm mü sana inandım ama teslim
olmamışım.Anlatabiliyor muyum?Teslim olmamışım.İnanmak ve teslim olmak
lazım.Hayvaniyetden kurtulur “adam ol” der âdem âdem.Ondan sonra inanma
mertebesi gelir ,teslim olma mertebesi gelir.Teslim oldukdan sonra ünsiyet
başlar.Teslim olunca.Hani bir adam bir adama inandı bi de teslim oldu mu ondan
sonra ne gelir artık ünsiyet.İnsan oluyor yani ya.Zor demek ki.Hakk ile
muameledeki yani hükümet i sübhaniden alınacak nüfus kağıdında o şeyi doldurmak yeri çok zor. Çebuk çabuk
doldurmuyorlar orda zor hane.Ondan sonra işte namaz makamı gelir.Namaz.Onun biz
yanlış şeklini biliriz namaz deyince.Kıyamda durur,rüku yapar
,secde.Şekli.Namaz,zahirde âzanın ıslahı bâtında Hakk’a iktirabdır.Bütün âza i
cevarihin tam imanı ,bâtında da secde olduğundan dolayı iktirabdır yani
ya.Orada Kudret’len aydınlıkda kalıyor mu? Hani bazı insanlar vardır böyle
gözünü kapar ne kapıyorsun sen?E açıkken
bir şey görmüyorsun kapayınca ne görücen? Ama görünenlere başka.Açtığın vakitde
görmüyorsun ya kapayınca?Ayrı bi iş.O ayrı.”Bikatrı
taalluk abeses inheme taat serta neburi dest ez o secde ravanis” Halayık ı kevmiyeden
sayılmadıkca, sayılmak demek fakir zelil ol serseri ol demek mânasına değil.
Kalbinlen kalıbının vazifesini ayırıb bütün madde elinde, Hakk bütün gönlünde
olmadıkca yerleri ayrı bunun.Bir geminin yürüyebilmesi için denize ihtiyac
vardır fakat geminin dibinden şu kadarcık bir delik açtın mı su girer girmez
gemiyi batırır.Bir insanın bu sahne i şuhudda Hakk uğrunda her şeyi yapabilmesi
için servete ihtiyac vardır.Ne kadar çok servet olur o kadar Hakk uğrunda onu
yapabilir.O adam Hakk indinde makbuldur.Ama burasında olmak şartıyle .Buraya
girerse onu batırır.Anlatamıyo muyuz acaba?.. öyle diyor .”Bikatrı taalluk abeses inheme taat” yapmış
olduğum tarif üzere bu ahlak ı kevmiyeden soyunmadıkca “serta neburi dest ez o secde
ravanis” Hakk uğrunda kelle kesilib ortaya atılmadıkca henüz secde
yapamamışındır.O kolay iş değil.İşte bu makama gelir ondan sonra niyaza çıkar
ordan sonra naza çıkar.Söyle bakalım der Allah. İstediğini söyle.Söyleyebildiğini
söyle.Ona naz deniyor.Şimdi bu adam böyle bu lacivert kubbenin altında öyle
insanlar bulunur.Böyle Kudret’e karşı söyleyenler de olur.Fakat bazı risalete
gelince dil, lâv olur orası şaka kaldırmaz.Orda latife olmaz.Orada öyle naz olmaz.Orası
kabul etmiyor.Korkulu yerdir.Sordular Hazreti Musa’ya “her şeyi bilir misiniz?”
Yani ilme ait bilgisine ait bir sual soruldu.Cenab ı Musa işte Kudret
tarafından bildirilen nübüvvet vazifesindeki bilgiler bunları arzetdi.Allah u
Teâla dedi ki git git git Hızır’a git .O’na ilm i ledün öğretmişim git ondan
biraz bişey öğren.Git bak ona bak.Gitti.Söyledi Hızır tahammül edemezsin dedi bu başka bir şeydir
dedi.Söz veriyorum dedi pekala.Bilirsiniz tabi duymuşunuzdur kıssa, uzun boylu
bahsedilir tarihlerde filan.Bir çocuğun kafasını kopardınız.Musa Celallı bir
zat dedi ne yapıyorsun yahu.Hangi kısasa binaen yaptın? Onun hakikatını anlattı
Musa’ya. Sen bunun dış yüzünü biliyorsun dedi.Buyrun dedi.İç tarafını açtı.O
çocuğun kafası kopması lazım.Ve buraya kadar dedi.Söz verdin sen sözünde
duramıyorsun.Aman dedi.Bununlan Musa’nın gönlünde olan ukteyi kaldırtdı.Neydi
Musa’nın gönlünde?Firavunun adamlarından birisi sarayın bahçesinde gezerken
Beni israilden birisini hainâne işkence ediyor. Hainâne işkence ediyor. Gitti
niçin yapıyorsun dedi yazık günah değil mi nedir suçu ne?Zevkim öyle dedi.Öyle
adamlar vardır.Zevk alıyorum dedi .Ama bi daha şeyedersen ben seni perişan
ederim dedi.Ben yapayım da sen bakalım bana ne yaparsın dedi yine beni israile
işkence yapınca Musa elini kaldırdı “Bu el Hakk’ın eli” dedi bi vurdu orda
öldü.Kitabda zahir görüşüne göre Musa hikaye eder de Hakk’a niyazında “şeytan
yaptırttı” der.
--/-
-5-
Hızır şimdi tashih ediyor.Anlatabiliyo muyum
acaba?Hızır tashih ediyor.Onda yani “bu hadise benim elimden çıktı zulmetdim”
diyor Hüda’ya yalvarıyor.Esasen hak olmayan masum olmayan insana nübüvvet
gelmez.O işte isabet olmasa Hakk ona nübüvvet vermez.Fakat dış cephesiyle insan
şöyle bir itminan ister.Ona o sayfayı açıb gösterdiği gibi o kıptinin katlinde
Allah’ın rızası vardı o emri Allah’ın emriyle yaptın ama emir butundadır zuhura
çıkmadı bunun farkında değilsin üzüntüdesin dedi.Anlatamıyo muyum acaba?Annesi,
Musa doğdu.Musa dokuzyüzdoksanbin küsur çocuğun ruhuna hamil olarak geldi.Çünkü
aranılan Musa idi.Her çocuk Musa’ya bedel katlonuluyordu.Anlatamıyo muyum?Ve o
bütün ruhlarla Musa techiz ediliyordu onunla kuvvetlendiriliyordu Kudret
tarafından.Nasıl olur canım? Nasıl mı olur? Bir ağaç tasavvur edin hakiki bir
bağuban ağacı budadıkca o ağaca kuvvet gelir.Budananlar,Hazreti Musa’nın
ağacından budananlardı.Anlatamıyo muyum? Ve Firavunun yanına hak ve hakikat
tebliğine girdiği vakit girmek için hazırlandığı zaman zevahir daha nübüvvet
yeni gelmiş onu da işlemek lazım.Harici ihtişam biraz Musa üzerinde bir tesir
yaptı .Birden bire girmek istemedi geldi kapının önüne kadar bu gün dedi biraz
dursun yarın daha temkinli gelir girerim derken bütün ervah ı masumi “nereye
Musa” dediler.Nereye dönüyorsun senin hesabına gittik gir içeriye. Firavunun
kullandığı orduya karşı Musa’nın kullanmış olduğu ordu ervah ı masumiden teşekkül etmişdi. Gemi
geliyor.Musa’yı da annesi tabuta koymuşdu tabut.Deryaya atıyor .İmha olunacak
bir yere böyle deryaya gözümün önünde olmasın.Elini bağlıyacaklar
boğazlayacaklar.O geminin geliş mevzuunda Musa’nın tabutla firavunun
sarayındaki takıntıyı anlatıyor.Bunların bir de iç mânası var .Enfüsde kafası
kopartılan çocuk nefsi emmaredir. Onun kafasının kopması şart.Nefsi emmare eğer
islam edemezse, teslim edemezse.Bu bahisde çok incelikler var amma nerelerinden
söylesek .Bi defa insan Kudret’i şöyle müşahade ile anlamak isterse , çok kavii
çok zayıf ile Allah tepeliyor.Görülücek olursa çok kavii daima öyle insan ümid
etmiyor Firavunun göz kamaştırıcı varlığı var ufak tefek iş değil.Adam “ene
rabbikümul â’la” demiş ve kabul ettirmiş.Sonra biliyor musunuz kolay iş
değildir bunu kabul ettirmek “ene rabbikümul â’la” diyor ve bunu kabul ettiriyor tapıyolar
adamlar.Bunu ne vakit dedi bilir misiniz?Âlim adam çok. Öyle kerata ki ilmi kuvvetli.Yanındakiler
bilmiyor fakat kendi gayet ilmi var.Muısa’nın verdiği cevaba karşı
söyledi.Sordu Musa Musa’dan sordu “Allah diyorsun beyan et bakayım”
dedi.Semavat ve arzın rabbi .Sıfatlarından bahsediyor.Ondan sonra “Rabbul meşrikayni ve rabbul magribeyn” (Rahmân,17) yani
meşrik, zahirde yarab bâtında da rab.Vahdete girdi vahdete girince o halde
bütün mevcudat rab olunca Hakk dan başka bişey yok diyorsun ben de buranın
malikiyim benden üstün kimse yok ben de onda fani olarak “ene rabbikümul
â’la” diyorum dedi.Fakat bunun mahiyeti farkında değildi.Anlatamadım.Tuhaf
bişey.Ha tuttu bunu Cenab ı Hüda götürdü deryada gark etdi.Kenara
çıkarmayıverirdi.Kenara çıktı cesed.Neden acaba? Rububiyet davasında ya “ene
rabbikümul â’la” eğer cesed kenara çıkmamış olsa idi kendisine tapanlar “
rububiyetiyle çekildi gitti” derlerdi.”Bakın leşine” dedi. İşte rab dediğiniz
gördünüz mü?Acaba anlatabildik mi?Yoksa butune geçti derlerdi.Şöyle oldu
derlerdi.Öyle bir incelik de vardır ki Musa’yı. Musa. Çıkardıkları vakit yanına
imha edecek.İmha ediyor işte Hazreti Âsiye bunları bizzat Cenab ı Fahri Âlem
imtiyazlamış.İmtiyazlarını haber vermiş.Hazreti Hatice,Cenab ı Fatıma,Hazreti
Meryem,Hazreti Âsiye bunlar hususi diyor.”Kıyma” dedi.Senin saltanatın beni
israilin omzunda durmuyor mu ,biraz kadere teslim ol .Zaten hepsini kaldıracak
olursan kendi kendine yıkılacak hiç olmazsa bir sene gelenini bırak bir sene
gelenini şey et. Böyle bir katliamın yarısını önledi fakat işte Musa’da
katlonulacak senede geldi.Yani Firavunun imha edeceği senede doğdu.Bir senede
gelenlere dokunmuyor Haremi Âsiye hörmetine.Çok seviyor onu.Geldi.Bundaki
incelik nedir?Niçin acaba Cenab ı Hakk kesilmeyecek senede getirirdi o da
olurdu.Hayır .Eski konuşmalarda bahsetmişimdir.İki aslan tasavvur edin biri sahrayı
bayâbanda biri sahnede .Sahnedeki aslanın yanına gidersin, kuyruğuna sopayla
dokunursun ,kulağına şöyle şöyle yaparsın.Fakat sahrayı bayâbandaki aslan
kilometrolarca uzaktan kükredi mi kaçacak delik ararsın.Aslan olmak nokta i
nazarından sahnedeki de aslan,ordaki de aslan.Ama birisinden aslan sıfatı
kaldırılmışdır.Dişi sökülmüşdür,morfin vurulmuşdur,kafasına vurula vurula
vurula artık onda aslanlık eseri kalmamışdır.Eğer Musa kesilmeyecek senede
dünyaya gelseydi Firavunun yumruğu altında büyüye büyüye insanlık sıfatı kalıp
da Firavunla boy ölçüşemezdi.O öyle bir senede gelecek Firavunun kucağında bir
şehzade gibi büyüyecek tam bir hürriyetle hem bir ibret olacak öyle ya.Mesela
böyle bir gün otururken sakalını almış
şöyle bir tutmuş sallamış daha mini mini .Asiye’ye demiş ki işte beni altımı
üstüme getirecek kişi.Yahu bu temyiz kudreti yok senin bildiğin gibi sallamıyor
o sakalı demiş mâna var demiş elini bi tuhaf sallıyor.Ben bunu imha
edeceğim.Bir tepsi ateş getirin bir tepsi de mücevher getirin eğer elini ateşe
atarsa şey mücevhere atarsa temyiz kudreti var diyelim imha edelim
naapayım.Hazreti Âsiye der ki hayatta onun kadar yalvardığım o kadar
sıkıldığımı bilmem.Getirdiler getirmişler böyle ahh Yarabbi ne olur ki elini
ateşe atsa.Ne olur elini ateşe atsa çünkü elini attığı an öbür tepsiye imha
edecek.Elini ateşe atmış ve ateşi de ağzına atmış.Dilindeki rekaket
ondandır.Acaba neden eli yanmadı?Bir sual çıkar e ağzına atıncaya kadar eli
yanardı onun ağzı yandı.İşte Kudret i ilahiye çok dikkat olunacak nokta ve
ibretler vardır.İbret var.Mânalı o sakalı sallayan eller yanmasın fakat o
zalime baba dediği ilk önce o ağız yansın…Şimdi bakın incelik şurda .Hazreti
Âsiye yalvarıyor buna ilişmeyelim diyor ve bu bizim gözümüzün nuru
olacakdır.Benim de senin de.Benim de senin de.Az bir zaman sonra bu bizim
gözümüzün nuru olacakdır.Hakikaten Hazreti Âsiye’nin gözünün nuru olduğu
tahakkuk etdi.Bu ayet i kerimeden bazı hulefa Firavun ölümü muayene etmeden
iman etdi ve Âsiye’nin dediği gibi Musa memur ki gözünün nuru oldu derler.Başka
iş ayrı iş o. Anlatabildim mi acaba?
--/-
-6-
Daha incelikler vardır.Firavun da geldi
gitti fakat gönüllerde kasvetini bırakdı.Musa da geldi gitti gönüllerde
muhabbetini bırakdı.Onun için bu âlem acayib bir âlemdir.”Ziver arayı vücud
olmadan ..” neyse bu da sizin vaktinizi alacak .İnsanın hilkatinde fıtratında
Kudret’in vermiş olduğu o büyüklüğü iyi muhafaza edebilmesi için bu gayet güzel
bir örnek olabilir.”Ben ol bir şahsı
sultanım ki âli himmetim vardır.Hakikat ehliyim her şahs ile ünsiyetim vardır.”
.”Ben ol bir şahsı sulatım ki âli himmetim vardır.Hakikat ehliyim her şahs ile
ünsiyetim vardır.” “Veli vâlayı pire nice .. hizmetim vardır.Kitab ı aşkı
tefsir eylemek kudretim vardır.”Benim ..böyle söz içli müessir sohbetim vardır.Anın
için zümre i irfan içinde şöhretim vardır.Bu günden .. nazmın kuvvetiyle merd i
meydanım.Kemalatı sühande şehriyar ı
bezm i irfanım .Gedayım surete lakin gönül tahtında sultanım .Serir i
lağvı hüsrev mülki mahkumetde hakanım .Ne zannettin efendim intihasız devletim
vardır.Fakirim rütbe i âlada şanım şevketim vardır.Ben ol avareye hayran hayran
yüz sücu etmem .Sözün dad ı Hüdadır.Özümden .. etmem .Muhassal bir selatini
zamana serfüru etmem.Güzellikde seha şuh u cihanı arzu etmem .Benim bağımda bir
gülyüzlü nazik kıymetim vardır.Sedaret bezmigâhında anın için rikkatim
vardır.Çıkardım bu müessir nüshayı bir ismi .. den.Müsahhar eyledim devrânı bir
vehd i Muhammed’den .Kemali fehmedenler eylesinler bu müsebbesden bu feyzi
almışım ..bir Zat ı mukaddesden .Selamında fasihane fesahat dikkatim
vardır.Özünde hüsn ü himmet hem sözümde kuvvetim vardır. Evvela konuşmaya
başlarken dedik ki bu dünyanın kapısında böyle bir levha vardır.”Darılma pazarı
değil dayanma pazarı.”Neden öyle muktezayi hikmet i tabiat böyledir.Bunu ara
sıra okurum size .Gönlüne yaz.
”Muktezayı
hikmet i tabiat böyledir.Düşmek üzere yıldırım ekser mualla tâk arar. Muktezayi hikmet i tabiat böyledir düşmek
üzere yıldırım ekser mualla tâk arar.Çok mu namerdin felaketden rehayab olması
.Alçağa
hiçbir felaket gelmemesi çok mu? “Çok mu
namerdin felaketden rehayab olması .Herkese gelmez bela erbâb ı istihkak arar.”
Bu günkü konuşma bu kadar yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder