241nolu Band ( 14-08-1966)
İnsanın da, kendisinden kendisine tecellisi vardır.
Aklını şaşırmadığı gibi, vaktini de şaşırmaması için; insan çalışmalıdır. Heva ve hevesinin akıntısına giren vaktini şaşırmıştır.
İmtihanın cevapları verilmişse bilmemek yakışır mı artık.
Nefsimizin sıfatıyla yaşadığımızdan netice alamıyoruz.
Zevki cennet, nar-ı cehennem korkusuyla çalışanı dahi nefsi sevk eder
Be budala hilkatte bundan (Cennet ve Cehennem) başka bişey yok ki. Tüm iyilikler bir kelimede (cennet) tüm kötülükler de bir kelimede (cehennem) cem etmiştir.
Huda kızmış, olmuyor (insanoğlu’nun yüzü gülmüyor, elemden kurtulamıyor).
İsa’yı bir kere insanlığın efendisi Hazret-i Muhammed benimsemiş. Hazret-i Kur'an övmüş. O Hazret-i İsa ki kendisinden sonra gelen Ahmed-i Muhtar'ı müjdeledi. (“Sen kimsin ki Hz.İsa ile kendini kıyaslıyorsun diye avrupalı çağdaşını azarlarken”)
Gayriyet ile muttasıl olana, gaybiyet-i mana açılmaz. Gayriyet ile muttasıl olmayan deden kâm aldı, geçti.
Zulmanî,cismanî perdelerin kalkması yetmez. Nurani perdelerde kalktı mı o zaman Hakk ayan beyan tecelli eder.
Allah, Hakk’tan gafil olan beşere "nass" der.
Huda der ki; beşik devresini geçir (büyü)
Nefsani tezahurat bitince, İlhami tenezzülat başlar.
Mananın insanda aradığı iki esas vardır: biri şefkat, biri adalet
Vah vah demek acımak değil ki. “Hilkatte birader”inin eleminin halinin sende tecelli etme tahakkukudur.
İnsanın şerefi, utanmasıyla belli olur der, Hazret-i Muhammed.
Utanması olan kimsenin sabrı çok olur, zülme divan durmaz
Utanması olmayan kimse surette insan görünse bile bu sıfata mustehak değildir.
Bütün mevcudat 'kün' emrinin daire-i merkezindedir. Nun-u vücudunu, kaf-i kifayete ver (arapça kün “kaf+nun”-olgunlaş).
Haktan gayri ricası kalmaz (lailaheillellh diyenin)
Bu yola giren, nefsi emmaresinin kerihesini görür
Kızanlara acımaya başladın mı, açılmaya başladı.
Kazaya razı olmayanın kalbi mağmum (daima gamlı) dur.
Kazaya razı olmayan beni şikayet eder der Kudret. Allah’ı şikayet etmekten utanmazmısın? Kimi kime şikayet ediyorsun?
Mana insanı saygıya alıştırır.
Saygı duymayan Allahtan korkmaz. Allahtan korkmayan, beşerden korkar. Ya zalim olur, ya zalime uşak olur.
Büyük bir ordu taşırız hepimiz, ruhani ordu değildir (sıkıntımızın sebebi).
İblis elbistendir (giyinmek).. Kudret, Ademin dilinden tecelli etti, iblis hakkı göremedi . İltibas etti, iblis oldu.
İnsan iblisleri var ki, İblis yanında ne ki?! Hakk’ı tanımıyor.
İblis vesvese verir, hariçteki nefsinde (o kötülüğün) vucudunu sen kendin çıkarırsın (kendi yapmaz, sana işletir.).
Gadaba karşı sabır, kötülüğe karşı iyilik, fenalığa karşı ihlas, cehle karşı hilm
Bana Allahın verdiği bir isim var, eğer olmuşsam başka bişey istemem (millet-i ibrahim, müslim, İslam )
Sıfat-ı ilahinin sende tecellisidir, Hakk’da fena olmak.
Allah ihtiyara azab etmeye utanırım der, ya sen isyan etmeye utanmazmısın?!
Zalimler bir birlerini öyle tutarlar ki (we zallimune ba'duhum evliyae ba'd) öyle yardımlaşırlar ki, şaşırırsın.
Köpek değilsin niye kemiğe aşıksın, niye kan içersin. Niye ağzına kan bulaşır (haramların her biri kandır-tefsiren-)
O ne biçim gözdür ki, Hakkı batıldan fark etmez.
Geda, nan(ekmek) için Allah der, ehli hakikat, Allah için Allah der
Band bitti..
(Safiyüddin Beyden)
Utanan insan, ne başkasını aldatır, ne kendini aldatır (kendini aldatma da bir aldatmadır –tefsiren-).
Mağmum adam, Allah’ı şikayet eden adamdır. Hah bunu yazıp onlara göderin (gülümseyerek Alanyadaki dostlarımızı kast ederek)
Alafranga takımı Allaha kul olmayı bir düşkünlük gibi görür. Bilakis insanı Cenab-ı Hakk'a yükseltir. Yüceliktir.
Affedici olanı affeder. Sen hiç affetmenin zevkini tattınmı ki Af diliyorsun.
Öfke başkasının hatasına kendine kızmandır.
Kaba sabaya kızmayıp acımak kemâlâtdır.
We tahallaqu bi ahlakillah, wettesefu bi sifatillah. (Allahın ahlakı ile ahlakın, sıfatı ile sıfatlanın)
Dünya boyahanedir. (Sibğatallahi, we men ahsenü minellahi sibğen)
Cisim ve suret harab olduktan sonra nurullah kalır (Nurullah bey sohbetin sonunda bendir ile ilahi okudu).
Hayası olan mı iman eder, imanı olan mı haya eder?
Geda (toy) isteği bitmez, devamlı ihtiyaç içinde olduğunu hisseder. Tok adam ihtiyaç duysa bile belli etmez.
Nan şöhrettir. Ünvandır.
İrfan sahibinin dili kalbindedir. Ahmak adamın dili ağzındadır. Söylediği söze dikkat etmez, karşısındaki incinir mi hesab etmez. (Allah’ı seven Hakk’ı sever, Allah Hakk Taala’dır. Alah’a saygı duyan, Hakk’a da saygılıdır).
Kalbinden konuş.
Nasutiyetini lahutiyette ifnak et (bedenini, ruhunun/insanlığın/”gayrın mevcudatın” hizmetine koştur – tefsiren-)
İnsanın da, kendisinden kendisine tecellisi vardır.
Aklını şaşırmadığı gibi, vaktini de şaşırmaması için; insan çalışmalıdır. Heva ve hevesinin akıntısına giren vaktini şaşırmıştır.
İmtihanın cevapları verilmişse bilmemek yakışır mı artık.
Nefsimizin sıfatıyla yaşadığımızdan netice alamıyoruz.
Zevki cennet, nar-ı cehennem korkusuyla çalışanı dahi nefsi sevk eder
Be budala hilkatte bundan (Cennet ve Cehennem) başka bişey yok ki. Tüm iyilikler bir kelimede (cennet) tüm kötülükler de bir kelimede (cehennem) cem etmiştir.
Huda kızmış, olmuyor (insanoğlu’nun yüzü gülmüyor, elemden kurtulamıyor).
İsa’yı bir kere insanlığın efendisi Hazret-i Muhammed benimsemiş. Hazret-i Kur'an övmüş. O Hazret-i İsa ki kendisinden sonra gelen Ahmed-i Muhtar'ı müjdeledi. (“Sen kimsin ki Hz.İsa ile kendini kıyaslıyorsun diye avrupalı çağdaşını azarlarken”)
Gayriyet ile muttasıl olana, gaybiyet-i mana açılmaz. Gayriyet ile muttasıl olmayan deden kâm aldı, geçti.
Zulmanî,cismanî perdelerin kalkması yetmez. Nurani perdelerde kalktı mı o zaman Hakk ayan beyan tecelli eder.
Allah, Hakk’tan gafil olan beşere "nass" der.
Huda der ki; beşik devresini geçir (büyü)
Nefsani tezahurat bitince, İlhami tenezzülat başlar.
Mananın insanda aradığı iki esas vardır: biri şefkat, biri adalet
Vah vah demek acımak değil ki. “Hilkatte birader”inin eleminin halinin sende tecelli etme tahakkukudur.
İnsanın şerefi, utanmasıyla belli olur der, Hazret-i Muhammed.
Utanması olan kimsenin sabrı çok olur, zülme divan durmaz
Utanması olmayan kimse surette insan görünse bile bu sıfata mustehak değildir.
Bütün mevcudat 'kün' emrinin daire-i merkezindedir. Nun-u vücudunu, kaf-i kifayete ver (arapça kün “kaf+nun”-olgunlaş).
Haktan gayri ricası kalmaz (lailaheillellh diyenin)
Bu yola giren, nefsi emmaresinin kerihesini görür
Kızanlara acımaya başladın mı, açılmaya başladı.
Kazaya razı olmayanın kalbi mağmum (daima gamlı) dur.
Kazaya razı olmayan beni şikayet eder der Kudret. Allah’ı şikayet etmekten utanmazmısın? Kimi kime şikayet ediyorsun?
Mana insanı saygıya alıştırır.
Saygı duymayan Allahtan korkmaz. Allahtan korkmayan, beşerden korkar. Ya zalim olur, ya zalime uşak olur.
Büyük bir ordu taşırız hepimiz, ruhani ordu değildir (sıkıntımızın sebebi).
İblis elbistendir (giyinmek).. Kudret, Ademin dilinden tecelli etti, iblis hakkı göremedi . İltibas etti, iblis oldu.
İnsan iblisleri var ki, İblis yanında ne ki?! Hakk’ı tanımıyor.
İblis vesvese verir, hariçteki nefsinde (o kötülüğün) vucudunu sen kendin çıkarırsın (kendi yapmaz, sana işletir.).
Gadaba karşı sabır, kötülüğe karşı iyilik, fenalığa karşı ihlas, cehle karşı hilm
Bana Allahın verdiği bir isim var, eğer olmuşsam başka bişey istemem (millet-i ibrahim, müslim, İslam )
Sıfat-ı ilahinin sende tecellisidir, Hakk’da fena olmak.
Allah ihtiyara azab etmeye utanırım der, ya sen isyan etmeye utanmazmısın?!
Zalimler bir birlerini öyle tutarlar ki (we zallimune ba'duhum evliyae ba'd) öyle yardımlaşırlar ki, şaşırırsın.
Köpek değilsin niye kemiğe aşıksın, niye kan içersin. Niye ağzına kan bulaşır (haramların her biri kandır-tefsiren-)
O ne biçim gözdür ki, Hakkı batıldan fark etmez.
Geda, nan(ekmek) için Allah der, ehli hakikat, Allah için Allah der
Band bitti..
(Safiyüddin Beyden)
Utanan insan, ne başkasını aldatır, ne kendini aldatır (kendini aldatma da bir aldatmadır –tefsiren-).
Mağmum adam, Allah’ı şikayet eden adamdır. Hah bunu yazıp onlara göderin (gülümseyerek Alanyadaki dostlarımızı kast ederek)
Alafranga takımı Allaha kul olmayı bir düşkünlük gibi görür. Bilakis insanı Cenab-ı Hakk'a yükseltir. Yüceliktir.
Affedici olanı affeder. Sen hiç affetmenin zevkini tattınmı ki Af diliyorsun.
Öfke başkasının hatasına kendine kızmandır.
Kaba sabaya kızmayıp acımak kemâlâtdır.
We tahallaqu bi ahlakillah, wettesefu bi sifatillah. (Allahın ahlakı ile ahlakın, sıfatı ile sıfatlanın)
Dünya boyahanedir. (Sibğatallahi, we men ahsenü minellahi sibğen)
Cisim ve suret harab olduktan sonra nurullah kalır (Nurullah bey sohbetin sonunda bendir ile ilahi okudu).
Hayası olan mı iman eder, imanı olan mı haya eder?
Geda (toy) isteği bitmez, devamlı ihtiyaç içinde olduğunu hisseder. Tok adam ihtiyaç duysa bile belli etmez.
Nan şöhrettir. Ünvandır.
İrfan sahibinin dili kalbindedir. Ahmak adamın dili ağzındadır. Söylediği söze dikkat etmez, karşısındaki incinir mi hesab etmez. (Allah’ı seven Hakk’ı sever, Allah Hakk Taala’dır. Alah’a saygı duyan, Hakk’a da saygılıdır).
Kalbinden konuş.
Nasutiyetini lahutiyette ifnak et (bedenini, ruhunun/insanlığın/”gayrın mevcudatın” hizmetine koştur – tefsiren-)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder