179. Kaset


Kaset 179    26/04/1964    57dk.



Mevzu başlıca iki esasa ayrılmıştı.Biri vazifeden doğan ahlak,diğeri de aşkdan doğan ahlak diye tesmiye edilmişti.Vazifeden doğan ahlakın menbaı akıl,aşkdan doğan ahlakın da mastarı kalb olduğunu her konuşmamızda tekrar ediyoruz.Gerek vazife,aşk,ahlak,kalb bunlar manayı insaninin birer vasıfları olması dolayısıyle mevzuun ana rüknünü insan mefhumu teşkil ediyor.İnsan nedir?Bu muamma. Üzerinde işte her konuşmada bazı şeyler anlatmaya cüret ediyoruz.Düşünür,düşünen bilir,bilen konuşur.Ne bu? Düşünme ne için verilmiş insana?Hepimiz düşünürüz.Düşündü mü bliyor,bildi mi konuşuyor.Düşünmesi dolayısıyla mükellef oluyor.Mükellef.Teklifat üzerine tecelli ediyor.Kudret vazifelendiriyor.Hilkatteki gaye marifet.Gelmesindeki gaye marifet.O gayeye yetişebilmek için neye binmek lazım?Zahirdeki görünüşü,seksen ,yüz,altmış,elli neyse bir ağırlık.Et,kan,kemik torbasından ibaret bir ağırlık.Nihayet iki metre uzunluğunda bir çukura sığabiliyor.O da bir ibret alınacak mesele.Zaman geliyor yaratırım diyor bu kainat benim diyor herkes benim emrime âmade diyor.Fakat sonra bir çukurun içersinde acayip bir şekilde tıkılıveriyor.Hepimizin tıkılacağı gibi.Ne edâlı konuşması kalıyor,ne sedâlı konuşması kalıyor.Ne ceberruti bakışları kalıyor.Hiç birisi kalmıyor.Hepsi geçip gidiyor.Kırk arif insan mini mini bir kilimin üzerinde ufak bir hasırın üzerinde oturabilir de iki tane gaddar zalim koca dünyada oturamaz.Kudret acayip şekilde insanlar yapıyor.Bakarsın ki kırk tane ilim sahibi olan insan bir kilimin üzerinde gayet huzur içinde oturabilir,iki tane ceberruti insan.. onun için Kudret diyor ki; bak ibret al diyor.Sığmam diyen adamı Ben nerelere sığdırtırım.Böyle sığar,siner.Ama gelişteki gayeyi duyan,o oturabilir.Onun içün bir gaye i kemal vardır.Ve gelmesindeki gaye onu ihraza çalışmak içündür.O gaye i kemali ona ne bulduracaksa onu arar.Herkes bu aleme,bir kemale bunda yetesin kemale, anda eresin visale …eğer günü hesapsız geçirmişsen yazık.Aylar,günler,seneler ,anlar.Dün,bu gün için rüye değil mi,kim inkar edebilir? Bu gün de, yarın için rüya.Değişmeyen bi şey yok.Hayat o hayattır değişmeyen bi şey yok.Dün,bu gün için rüya.Bu gün de yarın için rüya.Kelime oyunları vardır.Dikkat olunursa görülür ki medeniyet i hazıranın yegane lütfü keremi ta’biratı değiştirmekten ibarettir.Yoksa ne hayat değişir,ne mâna değişir.Hayat da o hayattır,mâna da o mânadır.Hiç bişey değişmez.Tahlil edersen sen,Bunun yegane gayesi gidası fikri istina ve ihtirasdan başka bir şey değildir.Dün de öyle bu gün de öyle.Başka bir şey orta yerde.O halde gelişte Kudret; Ben insanları ancak marifet içün yarattım der. Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûn”(Zâriyât,56) marifet içün yarattım der.Başka bir şey için değil.E marifet için yaratılan insanda ,gaye O olursa dedi kodu olur mu?Biz bi defa gayenin haricine çıkmışız beşeriyet onun içün huzur bulamıyor.Yaratılışındaki gayeyi kaybetmiştir.Marifet olduğunan gaye vakit yok ki dedi kodu edesin.Vakit yok ki fenalık hazırlayabilesin.Vakit yok ki bir birine düşman olabilecek hileyi hüdayı bulabilesin.O halde beşer,gayesini kaybetmiştir.Esas itibariyle insan noksandır.Onu yükseltip gayesine kavuşturan ise mânadır,ahlakdır.Anlatamıyo muyum acaba?İnsanın kemali fezaili kazanmasındadır. Noksanı da rezaili kazanmasındadır.Bu gün beşeriyet fezaili kazanma bahsinde durakladı.Duraklayınca iş de durakladı yani insanlık durakladı.Yani insanlık durakladı iş dediğim yani alış veriş sanat filan o mânaya değil onun kıymeti yok.Biraz eksik gelsin ne olur ondan?İnsanlar,gözleriyle kulaklarından beslenir,hayvanlar da boğazlarından.Bunu unutma.İnsan,gözüyle kulağından beslenir.Vitamini de gözünden alacak,ne varsa konuşulan  bu günkü cemiyette kuvvettir şudur budur onu da gözünden kulağından alacak eğer insan ise.İnsanlar gözleriyle kulaklarından beslenir,hayvanlar da boğazlarından.İki türlü yiyorsan bir türlü ye,on lokma yiyorsan bir lokma ye yine Kudret doyurur.Bu kubbenin altında üç lokma ile iki lokma ile asırlarca yaşayan insanlar var doyurmuştur işte.Vücudunu letafete inkılab ettirirsin netice itibarı ile sapsağlam olursun.Sağlamlık istersen çok sağlam olursun sen.Gözünden al A vitaminini,gözünden al B vitaminini gözünden al C vitaminini daha ne kadar isimli vitamin varsa gözünden kulağından al olur o.Ne vakit göz ibretle,kalb fikretle ,ruh lezzet i mâna ile meşgul olursa o insan gaye i kemale yürümeye başlamış demektir.Ölç kendini.Gözün ibretle görüyor mu bi şeyi,yoksa her gün dalgın dalgın gidip gelip öff deyip ayakkabıyı bir tarafa elbiseyi bir tarafa aman bittim deyip yatıyor mu? Bundan ibaretse henüz bişey yok.Hiç bi şey yok.Bi de bunun içersinde evi kavuruyorsan bi de o vardır ya.Çünkü dışarda kimseye dişin geçmez,kırıktır.Evdeki insanlar acizdir.Acizse eğer..insan gaye i kemale vardı mı ne mafevkine karşı köpek,ne mâduruna karşı kurt yaşar.İkisi de hayvaniyettir der ben insan olaraktan gelmişim der iki sıfatı da atar.Ben ne kendimden büyüğüne karşı köpek olurum,ne kendimden küçüğüne karşı da kurt olurum onlar insana ait sıfatlar değildir der kemale erer.Mafevkine karşı köpek olmayan mâduruna karşı kurt olmayan adama âdil adam denir.İlk yaptığım tariftir belle.Adalet,burada tahakkuk eder.Böyle oldu mu tabiatiyle teavün meydana geliyor.aşağı sınıfa karşı kurt olmadın mı tecavüz etmezsin,yukarı sınıfa karşı da köpek olmadın mı tecavüz ettirtmezsin ,tecavüz etmezsen,tecavüz ettirtmezsen ne olursun?Âdil olursun.Bir kavmin bütün fertlerinde bu sıfat tecelli ederse ,o kavmin sırtı kattiyen yere gelmez.Neden?Kudret elinden tutuyor.O hal tahakkuk ettiği vakitte ne muhtaçsın ne müstavisin ,muhtaç da değilsin müstavi de değilsin.Hakiki insanda aranacak sıfat da budur.Alakası olmaz lâşey olan lâşey ile muhibb mevkiine geçer şekvası bulunmaz.Tam abd olur, davası olmaz.Bak nasıl huzurlar meydana geliyor.
                                                                                              --/-
                                                                                              -2-
Bunlar kalktıktan sonra burada huzur olmaz mı?Ama bunlar bulunduğu müddetçe isterse bütün dünyayı sana versinler yine rahatsız yaşarsın sen.Nitekim bu günkü beşeriyet bir türlü çaresini bulamıyor.İnsan pertevini kaybetmiş de ondan çaresini bulamıyor.Pertevini .Suyun kaynaması içün ateşe ihtiyaç vardır.Ateş onun pertevidir.Ya insanın kaynaması içün pertevi nerde?Dondu kaldı.Yok.O mânayı kaybetti.Kaybedince ısınamıyor.İnsan pertevini kaybettiğinden dolayı huzura kavuşamıyor.Muhabbetsiz oldu,pertev kalkınca insanın pertevi alakası kesilince muhabbetsiz kaldı.Muhabbetsiz adamın sözü iki hakikatta cemat gibi olan bir mevcut demektir o.Buz gibi.Suyu olmayan dal eğilmez kardeşim.Suyu kesilmiş beşeriyetin eğilmiyor.Muhabbet kalkınca elbette fazilet de kalkıyor.Her fazilet kendisiyle ülfet edenler arasında ,kendisi ile iktisab edenler arasında bir ülfet meydana getirir.O ülfetde bir birliği bir vahdeti doğurur.Mecmuayı fazail bütün efalde bunları ortaya kor.Orada o cemiyetteki ihtilaf,itilaf içündür.İhtilaf olur amma dağılmak için değil birleşmek için olur.Anlatamıyo muyum acaba? O ihtilaf ittihab içün olur.Bu günkü insanların ihtilafı,birleşmek için değil dağılmak içindir.Onun için tamamıyle insanlık alemi ne kadar medeniyetin ,medeniyet denilen vahşet i müsannaa da tekamül ederse etsin netice almaz.Her konuşmada tekrar ettiğim gibi; hüner semaya çıkmak değil .Ne çıkar semaya çıkmışın?Ne olacak,semaya çıksan ne olacak?Da oraya faziletleri toplayacaksan .. yine böyle kaskatı kalacaksan nereye gidersen git hiç bi şey yok.Her konuşmada tekrar ettiğim gibi,isterim ki yayılsın.Bu günkü hamule i irfaniye i beşeriyye yani insanların taşımış oldukları ilim ve irfan diye övündükleri o varlık,taşıyamayacakları kadar ağır ,fenni gözü kamaştırıyor bu gün için.Yarın onlar da hiç olur ya.Daha parlağı çıkar.Daha parlağı.Şimdi vasıtaya binip uçuyorsun vasıtasız gideceksin.Kudret’in verdiği haberde öyle var.Şimdi bir şeye biniyorsun,hiç bi şeye binmeden gideceksin.San görmesen torunun görür.Daha bu günkü göz kamaştırıcı fen de işin şeysinde,noktasında.Ya.Bak yalan söylemeyecek makinalar icad oluyor vasıtalar.Yalan konuşamayacak diyorlar.Başlamışlar.Elbette mânada ne var,maddede çıkacak.Keramatı diniyye mukabili keramatı fenniye meydana gelmedikçe Kudret hilkate tatil etmez.Çıkacak onlar.Beşer biraz tenekecilikte ilerledi,Kudret’le azamet yarışına kalktı.Farkında değil ki hindistan cevizi kadar muhafazanın içersinde cevher i akıl denilen nerde satılır,rengi nedir?Kendin kullanırsın,seni o kullanır da sen bilmezsin nedir o neyin nesidir? Onunla sana yaptırdığı şey ile benim demeye başladı pekala dedi Kudret,hadi bakalım .Yine onundu o hükmü zahiri ile tecelli etmiş senin elinden sana yaptırır sen de onu O’na izafe et de rahat et.Beni kullanıyor de. Kendisinindir.Bu sefer hangi hayır vardır ki kötülüğe kullanılırsa şer olmasın?Hangi hayır vardır?Biz ihyaya ait olan şeyi kaldırdık,imhaya ait olan şeyi va’z ettik.Basıyor düğmeye milyonla adamın canını alıyor bu mu medeniyet? Bu mu,medeniyet bu mu?Bas düğmeye.Kimsenin haberi yok,daha masum melekuti nazarlarını semadan indirmemiş üç aylık çocuk bir günlük an pir i fani ,kalem i Kudret üzerinden kalkmış artık diyor sinni ilerlemiştir.Ben Allah’ım artık hesabını sormayacağım .Seksene gelmiş diyor.Kudret merhameti ile kalemini kaldırmış.Sana icab ettirdiği şey yerinde kullanmazsın da bir an ı gayrı mukasende mahvına çalışır.Bu mu medeniyet?Medeniyet hayat verir ya,hayat almaz.Fakat beşer o kadar dalalet i fikriyeye saplanmış ki ,hareket i fikriyesini kaybetmiş düşünmüyor.İlim bu gün Kudret’e davacıdır.”Kurtar beni insanlık aleminden” diyor.Kurtar.”Beni kötü yerde kullanıyorlar” diyor.Bunun neticesinde beşeriyetin kalbi kararıyor,karardıktan sonra ne büyük tanınıyor,ne küçük tanınıyor,ne hukuk vardır ne şu..işte herkes ihtirasat ı nefsaniyyesi peşinde koşar .Fırsatı bulduğu vakit vurur, kırar, yakar,ezer,tepeler ve “muvaffak oldum” der.Muvaffak olmak demek,kırık kalpleri yapmak demektir.Allah sıfat yaşamak demektir.Değil mi ya?Rezzak ı erâzil ü eâzım olmak demektir.Öyle bir birleşme olacak ki ,öyle bir muhabbet olacak ki ,öyle bir topluluk öyle bir vahdedde olacak ki ;ağyarın hücumunu gönlü ile men edebilecek bir kuvve i külliye meydana getirebilecek bir kabiliyette olacak.O olduğu vakitte fazail hakim olur mekarim ü ahlak da mütehakkim olur.Şimdi biz nefsimizle hükmediyoruz.Mekarim ü ahlakla tahakküm etmiyoruz.Nefsimize uymuyor tahakküm ediyoruz.Alırsın evde bir hizmetçi fazaille kullanmazsın ,tepeleyerek kullanırsın.Her şey öyle.Acıma hissi yok.Benimsemiyor.Ben gezdim bi vakit Anadolu’nun bazı yerlerini .Adam çalışmaz,kahvede kumar oynar,yatar.Kadın çalışır.Daha garplı kedınını çalıştıralı öyle  yarım asır olmadı.Biz asırlardan beri çalıştırırız ama nadan çalıştırırız da sürünürüz.Sen şehir hayatına bakma,bu milletin otuz milyonunu,yirmi milyonu köylüdür.Onun karısı daima çalışır.Hem nasıl çalışır bilir misin sopayla.Nasıl sopa?Hakeder mi?Hayır .Ben evde karıyı döveceğim bana kılıbılık denmesin.Kılıbık da söyleyemedim de bi bi pis bi şi o neyse uydurma.Beceremiyorum ki.E böyle mi teali terakki edeceksin.Çalışmaz mı,öyle çalıştırır ki .Zulm ile çalıştırdığından dolayı Alllah vermez.Kurur o toprak.Kurur.Bire,bin verecek toprak,bire iki verir bazan da bire bir de vermez.Çalışır çalışır kurur.Veren Allah’dır.Senin zulmünü görür de verir mi sana? Keyf için döver.Çayda çamaşırını yıkayacak der,evde yıkarsa ayıp der.Çayda.Kar yağar,buz olur,o çay bir saatlikdir yerine göre yarım saatlikdir yalınayak gider.Orda ayağınla tepe tepe tepe bi de onu sırtına ıslattıktan sonra yüklenir gelir.Öteki de odada böyle yatar.Kumarını oynamıştır.Hiç olmazsa  gideyim de birazına yardım edeyim taşırken dahi demez.E ne olacak?”Efendim vermiyor toprak”.Ne verecek toprak ?Verir mi toprak?Öyle kanun yok.Öyle Kudret’in kanunu yok kardeşim.Hilkatte kimseyi küçük görmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.Onun bir vazifesi vardır ki Kudret onu meydana getirmiştir.Hilkatte küçük görmeye hiç kimsenin,bir kimseyi görmeye hakkı yoktur.
--/-
                                                                                              -3-
Onun bir vazifesi vardır.bütün manzumei kainatta beşeriyyeti şöyle bir makine tasavvur edin bir makine.Onun içersinde çark vardır,şu vardır,bu vardır,yüksek alet vardır,şusu vardır busu vardır,en küçük görünen ufak bir vidası vardır fakat o vida düşsün vidayı da bulamayın makina işlemez.Ben burda çarkım,ben burda kolum ben bur.. hiiç dinlemez, o ufacık mini mini vidaya o bütün makine muhtaçdır.Beşerde sen mevcudat içersinde en hakir gördüğün insana muhtaçsındır.Sebebi vardır senin bu alemde bulunman için.Anlatamıyo muyum acaba?Muhtaçtır.Vida gibidir o ufacıcık bir vida.Kur muazzam bir makinayı o ufacıcık vidasını elinden düşür bulama o gün işini yapamazsın gideceğim alacağım dersin.Bitmişse aylarca beklersin .Ne yapalım filan şeyi yok der.Ama nihayet şöyle bir ufak leblebi kadar bişeydir o belki ondan küçüğü de olur.Kocaman muazzam  göz kamaştırıcı o makine durur.O ona muhtaç.Bütün beşeriyet de bir birine muhtaçdır.Benim kafam geniş,benim bilgim bu başka, o bilgilerin,hiç bilgisi olmayan bir zavallıya ihtiyacı vardır işte.Öyle yapmış,pazarı öyle kurmuş ,kahyası değilsin ya.Pazar öyle kurulmuş.Ondan sonra eğer ahlakın ilk dersi marifet i nefs ile başlar.Kendi nefsini bilmekliğini emreder insana marifet i nefs.Zira marifet i nefs olmazsa insan kendi vicdan ve âmaline hâkim olamaz.İnsan kendi nefsine marifet peyda edemezse kendi vicdanına hâkim olamaz.Ne vicdanına ne âmaline.Ancak vicdana ve âmaline,işlerine hâkim olabilmesi içün marifet i nefs şarttır onunla olur.Marifet i nefs olan yerde de ihtirasın esir i mahkumu olunmaz.İhtirasın esir i mahkumu bir kimse olmazsa hürriyetini elde etmiş olur hür olur.anlatabildik mi acaba?İnsan binaenaleyh demek oluyor ki insana hakiki hürriyet o halde madam ki marifet i nefs ile insan ihtirasın nefsi emmarenin esiri ve mahkumu olmuyor o halde kendi ruhunu nefsinin esaretinden kurtaran kimseye hür kimse deniyor ,bunun yolu da doğrudan doğruya Hak’dan geliyor demek ki insana hakikayı hürriyeti Allah veriyor.Anlatabildik mi acaba?Onun içün ahlak,iman ve aşk insanın insan olmasında esasdır.Akıl değildir akıl.Akıl,hakikat ı mutlakayı ancak kendisinin mukayyet bulunduğu derecenin müsaadesi nisbetinde idrak edebilir.Dikkat edin bu tarifi tekrar edeyim de hafızanızda kalsın.Bu dördüncü söyleyişim.Muazzam bişey.Hani var ya cemiyette efendim akıl her şeyi halleder.Hayır.Akıl,hakikat ı mutlakayı ancak kendisinin kayıtlandığı mukayyet bulunduğu derecenin müsaadesi nisbetinde idrak edebilir.E hakikat hissi ile,zevk i ilimle meşbu olan dolmuş olan doymuş olan erbab ı vicdan bununla ben kalamam diyor ben insanım diyor.Beni kayıtlı bişeyle bağladınız ben kaçıyorum diyor.O halde aşk ve imanı arıyor.Anlatabildim mi acaba?Mesele bu.Aşk ve imanı aradığı vakitte soyun bakalım dedi boşalt içini kedurat ı nefsaniyye den boşalt.Hakiki insan uta benzer uta âlat ı musikide ut varya ut.Ut gibidir.Utun içi dolu olursa güzel ses çıkarmaz. Mutrib de elinden bırakıverir.İçin dolu olduğu müddetçe kedurat ile nefsi emmarenin karanlığı ile ahlak terkediverir.Anlatamadım mı acaba?Öyledir o.Mevlana ne güzel bunu izah etmiştir.Mevlana, Mesnevi’sinde .Neyle bu işi izah etmiştir.İşit ey sedasını diyerekten.Onda çok güzellik vardır ney,harf hesabıyla insan rakamıyla beraber gelir.O da ayrı bir ilim orası dursun şimdi.Kamış değil mi bu? Kamış güzel bir ses vermek istiyor.Rica ediyor.O yeşil bir vaziyette sahrada böyle sallanır.İyi ama diyor;sen evvela kesilmelisin.O rüzgardan bir defa kurtulmalısın.Hay hay diyor kesiliyor.Güzel amma sararmalısın.Bu aşk yolunda sararmalısın sen madam ki talibsin.Sararıyor.İyi ama içini boşaltmalısın.İçini boşalt o lifler falan tamamen çıksın.Peki diyor o da boşalıyor.Aman diyor, yook.bu uğurda delik delik olmalısın.Delik delik değil midir?Fuzuli ne kadar güzel söyler;Sedayı ney haram olsun dedin ey sofi i salus.Hilaf ı şerh ile yele verdin namus u islamın.Bu endam ile vecdiyaddan dem vurmak istersin İlahi ney gibi surah surah olsun endamın.Uyumak istiadı istidadında kimseler var zevkim kaçıyor.Vakıa vakitte geç ama.Yoruldunuz mu keseyim mi(Hayır efendim) Sedayı ney haram olsun dedin ey sofi i salus.Hani vardır ya böyle kaba sofu dondurma kutusu gibi kendisinden başka insan tanımaz.Bööyle buz gibi.Sağına baktın günah der,soluna baktın günah der,önüne baktın günah der.E ne yapsın hiç bakmasın böyle.Tuhaf bişey.Öyle dedi öyle dedi nihayet çatlattı.Musiki bi defa ne olduğunu bilmiyor ki.Amerika’da nebatatı büyütüyorlarmış musiki ile arkadaş sen ne söylüyorsun.Nebatat yok mu nebatat.Nebatatı büyütüyormuş musiki ile.Yaa.Zaman tefsir eder senin Kur’anını. “ve in min şey’in illâ yusebbihu bi hamdihî (İsrâ,44)”  göğsün kabarsın.Dedenin sertac ı ittihaz ettiği o mânada .Kudret diyor ki; Hayatsız hiçbir zerre sen cemat dersin buna bakarsın hayatı yok dersin “Ben hayatsız bir zerre yapmadım.Beni tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur.”Münkir? “Münkir de beni tesbih eder.Makinasını öyle kurdum” İçeriye nefesini alırken  diye içine çeker Esma’yı zatiyyemdendir,dışarıya verirken Huu diye verir yine esmayı zatiyyemdendir.Ben öyle adamın başını boş bırakır mıyım.Beni anacak.Yahut nefesini tutacak geberecek.”Tut.Çatla git.Nebatat büyütüyor.Sahrayı bayabanda  yorulmuş olan hayvan çöküyor.Çöküyor.Yorgunluğunu dinlenmeklik içün vakit beklense ,katedilecek mesafe merhale uzak acele gitmek icab ediyor.Derhal musiki yapılır yapılmaz .   Hayat geliyor hayvana yeniden.Ama “ulâike kel en’âmi bel hum edallu”(A’râf,179) ayeti de var.Hayvandan aşağı.Hayvan.Allah diyor ki “yok yok ondan daha aşağı”ona tesir ediyor.Ona ruhun gıdasıdır derler.Beylik bir söz gibi söylerler.Onun hakikatı vardır.Neden ruhun gıdasıdır?Yapayım mı tarifini ister misiniz?Yaptım eski konuşmalarda ama hadi tekrarlayalım iki sene oldu galiba.Kudret  Fatır Allah mevcudat üzerinde bir hitabı var.”Elestü bi rabbiküm” (A’râf,172) Bu hitabı biz vücud u ruhimizle almışız ve vücud u ruhimizle de cevab vermişiz.
--/-
                                                                                              -4-
Bütün mevcudatda bu hitaba mazhar olmuş.İnsan,hem mazhar olmuş hem mükellef tutulmuş.işte Hüda ile ezelden sadır olan bu hitab ı izze bütün mevcudatta … kalmış.O hitab ı izzenin ara sıra zahire tecellisindeki hale musiki derler.Onun içün ruha gıdadır.O vakit ruhumuz aldığından dolayı .Sen onun şu inceliği ile meşgul olsana .Şöyle bir tahta parçası üzerine gerilmiş hayvan barsağından bir tel veyahut çelikten madenden bir tel.Etden,kemikten,kandan bir el.Hayvan kuyruğundan bir yay temas ediyor.Kuşları topluyor tuyuru topluyor,nebatı büyüttürüyor,yorulmuş hayvanı yürütüyor insanı bırak.Acaba bu ses bunun neresinde gizli? Telinde mi,etten,kandan,kemikten elinde mi,atın kuyruğunda mı nereye gizlenmiştir? Diye düşünsene ve düşündükten sonra da temiz ihlas ile bir ”Allah” de.İman tahtası çürür diye konuşur.İman tahtası onunla çürümez,iman tahtası yalan söylersen çürür.İman tahtası buraya koyunca onunla çürümez.İman tahtası,yalan söylersen çürür.İman tahtası,dalavere edersen çürür.İman tahtası,riya yaparsan çürür.İman tahtası,suretindeki konuşmaklıkla siretindeki konuşmaklık ayrı olursa çürür.İman tahtası,zengin ile fakire yapmış olduğun muamelen ayrı ayrı olursa çürür.İman tahtasının çürüme yolları başka türlü.Öyle şeyden çürümez iman tahtası.İman tahtası,nifak ile çürür.İman tahtası,seni zulmetten nura çıkarana nazar ı hakaretle baktığın vakitte derhal çürür.Böyle şeyden çürür iman tahtası.Da ona işaret ediyor Fuzuli Sedayı ney haram olsun dedin ey sofi i salus. Hilaf ı şerh ile yele verdin namus u islamın. Bu endam ile vecdiyaddan dem vurmak istersin ona haram dedin de ne kadar mânanın hatrını kıracak işler yaptın sen ben saysam biter mi acaba diyor.Fakat ne diyeyim?Senin endamın ,neyin delikleri vardır ya onun gibi surah surah olsun endamın. Gelelim mevzua .Bir misal verdik hakiki insan ut gibidir dedik içini boşalt.içi dolu olursa güzel ses çıkarmaz.Mutrib de elinden bırakır.Bu adam olmaz der.Buna misal veriyorduk.Bu, Mevlana’dan.Kamış kesildi olmaz dediler.Ben bir insana kavuşmak istiyorum.Benden güzel bir seda çıksın istiyorum.Bir dudak istiyorum. Dehenin derdine derman dediler cananın, bildiler derdimi yoktur dediler dermanın.E kesileceksin .Kesileyim. Hadi olmaz.Sararacaksın.Bekle bakalım sararma mevkiini.Sarardın.İçini boşaltacaksın.Boşaldın.Delik delik olacaksın.Oldun.Eh bir insanın nevine mukarenet kurbiyet tedarik edebilirsin der ordan başlar güzel seda çıkmaya.Bunu insan üzerinde tatbik ediyor şimdi.Bu misali veriyor.Sen evvela böyle sallanıyorsun ,hevayı nefsin rüzgarından kurtul.Bitti mi?Hayır.Aşkın biberini,tuzunu,ekmeğini ye sarar.İçini boşalt riyadan, nifakdan, hubb u masivâdan.Bunların hepsinden boşalt ve bu uğurda da biraz delik delik ol bakalım.Ondan sonra bir hazreti insana mukarin olabilirsin. tabiatül sarikatün .Tabiat sâriktir.Har karibin,her yakinin kurbiyetinden bir şey çal.Yaa.İnsanın yüzünün kırmızılığı ,kanın ona mukarenetinden dolayıdır.Yüzü kırmızı,kan yaklaşmıştır ona.Kan da rengini güzel güneşten alır.güneşin hararetinden hareketlenir o kırmızılığa sebep olur.Sen de hakiki vechenin yüzünün kızarmasını istiyorsan bir hazreti insanı bul o kurbiyetten bir şey çal da o yüzün kızarsın.Anlatamadık galiba?Âdem olmak istersen âdem ara âdem ile âdem ol.Pek de kolay iş değil.Hakikat yolunda soyunmak gerek derler.Aşık,ne talib i izzetdir,ne talib i zilletdir.Hakiki insanın sermayesi aşk deniyor.Ne talib i izzet,ne talib i zillet.Aşık,gönlünü dilberine vermiştir.Tarifi var işin.Her şey tarifle gider.Aaah anda gönül nerede? Cevab gelir;gönül ne vakit bulunur,gönül nasıl hâsıl olur?Hiç aşıkla gönül ikisi bir arada olur mu?Gönlün var mı henüz aşık bile değilsin.Anlatamadık galiba değil mi derdi?Yaa zor iş o.O vakit hadisatın bütün tecavüzatına karşı gülersin.Münkirin diyor Mevlana hezeyanlarını o inkarını hezeyanını deruni dilden işittim.Benim hakkımdaki tasavvuratı sakimesini dahi gördüm.Gördüm.Ne yapalım anın kudurmuş nefsinin köpeği benim ayağımı ısırdı.Gönlümü kırdı demiyor bak dikkat ediyor musun?İncelik buralarda.Bunu belki bulur okursun amma neden ayağımı ısırdı diyor? Süfliyata indiriyor.Cefa vermedi değil cefa verdi fakat ben mukabele etmedim.Mukabele edip incitmedim yalnız kendi dudağımı ısırdım.En ağırı da burası.anlatabildik mi acaba?O vakit,bir şey okuyayım da konuşmayı keselim.Marifet i nefs hâsıl olursa gaye kemalde tevaffuk eder.Bunu bulmuş bir insan nasıl tarif ediyor;yorulmadınız değil mi? (Hayır efendim) Ne bezm ü ülfet isterim,ne seyri cennet isterim,ne cay ı nüzhet isterim,seninle sohbet isterim.Gerçi dil harabınım esir i gül şarabınım,senin ayak turabınım kapında hizmet isterim.Senay ı keyne kainim,semayı dilde cahilim ne yüz ü şana mailim ne cah ı servet isterim.Ben ehli dert enisiyim.Kaçarız biz değil mi aman şimdi derdini söyleyecek.Ben ehli dert enisiyim muhibblerin celisiyim zerafetin galisiyim biraz muhabbet isterim.Cicili bicili konuşma, sahte  eğilme,ondan sonracığıma yalandan gülme.Ooo efendim hoşgeldiniz safa..bizi bugün ihya ettiniz yeniden hayata geldik.Yalan haa hepsi yalan.Hepsi Vallahi,billahi ,dallahi yalan.Öyle hal,o sıfatta kainatta kırk tane adam olsa ,mevcudat içersinde bütün üç milyar dört milyar insan var heyet i umumisine safa gelir.Sen onu şey mi zannediyosun.Ben ehli dert enisiyim ,muhibblerin celisiyim.zerafetin galisiyim biraz muhabbet isterim.düşüp de taine müdam felekten hissem ahzı gam,bana semalar olsa ram ben öyle devlet isterim.Yanıp kül oldu cismigâm ,saba esip de nagehan diyarına savur heman o yare vuslat isterim.Nedir bu uyku her zaman heba mı etti din kuran uyan a çeşmi bas uyan biraz refahat isterim.Tapan kişi hakikate,esir olur mu kuvvete rıza reva mı zillete biraz ben izzet isterim. Anlatamıyoruz galiba?Evet bundan aşağısı da bana ait bu kadar yeter.Aşağı daha daha koyulaşıyor.Hepsi birden olmaz.Bu günkü konuşma bu kadar yeter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder