Kaset 191 24/02/1963
64dk. (Düzenlenmemiş Metin)
Vazife,aşk,kalb bunlar mânayı insaninin
birer vasıfları .Vazifeden doğan aşkın annesi akıl,aşkdan doğan ahlakın menbaı
kalb.Demek oluyor ki bizim mevzuun en mühim kısmı insan mefhumu üzerinde .Evet
insan nedir? Her konuşmada tekrar ettiğim gibi insanın iki yüzü var, iki
vechesi var,iki tarafı var.Biri âlem i hilkat ,yaşadığımız, havassımızla idrak ettiğimiz edemediğimiz şu mevcudatla
olan alakamız.Âlem i hilkat,âlem i hikmet.Bir de âlem i kudret var.Onunla
irtibatımız var.Bu âlem i hikmet veya âlem i hilkat olan yüzümüzde bize
rehberlik edebilecek, Kudret tarafından ihsan edilmiş olan bir ruh var ona
cevher i akıl deniyor ve medar ı teklif oluyor.Fakat asıl bizim ebedi olan
vücudumuze taalluk eden yüzümüzün bağlandığı taraf ki âlem i kudretdir Burada
akıl iş göremiyor tıkanıb kalıyor.Bunun farkında olmayanlar veyahut olmak
istemeyenler beşeri,tekamül etmiş bir hayvan olarak tarif ediyorlar.Ahlakda da
beşer, Allah’ın muhatabı,O’nun emanetini taşıyan bir can olarak tarif
ediliyor.Kudret de insanı bu hususda muhtar kabul ediyor.Bırakın diyor ister
tekamül etmiş hayvan diyerekden kendisini tanısın yaşasın isterse benim kendisine
kıymet verdiğim ve icabında kendimle nasıl söyleyim kelimesi yokdur bunun zevk
ile anlaşılabilecek bir yere kadar geldik.Kendi muhabetinde müstagrak kılarak
kendisini bende kaim kılabilecek şekilde yaşayabilecek bir can olarak kabul
etsin hangisi işine gelirse diyor.Tabi bu sözlerden de aynen sizde aynı
mevkidesiniz ama ben sizi inanmış zümre olarak kabul ediyorum.İki yol;biri ya
tekamül etmiş bir hayvan diyerekden şimdi dünya üzerinde insanların tarifi bu
ikiye inhisar etmişdir.Bir kısmı der ki bu kainat bir tesadüfün neticesidir
,insan da tekamül etmiş bir hayvandır.Hayat da işte burada yaşamış olduğu ne
kadar anı varsa ondan ibaretdir saadeti de ihtirasat ı nefsaniyesi kabardığı
vakit kudret elinde varken vurmuş, kırmış , yakmış kendi kendine hayvani bir
vaziyetini tatmin etmişse işte en mesud adamdır der.Tarifin biri bu.biri de
yook der.Biz hilkati çok güzel gördük ,her zerresinde seyrimizi ikmal eyledik
ve netice olarakdan aldığımız bilgi de abes meydana gelmiş hiçbir zerre
olmadığını hissetdik.Biz öyle tekamül etmiş olan bir hayvan değil biz aşk ile
yoğrulmuş bir yüze malik ve o yüz bize bir ayna vermişdir imandan baktığımız
vakitde aslımızı görürüz.Bizim kalbimizde öyle şeyler kaynar ki size onu tarif
edemem diyerekden iç âlemindeki marifetiyle yanar ve “ebed” sedasını gönlünden
duyar.Şimdi bizim konuşmamız bu duyan sınıfa ait.Bilmem anlatabiliyo muyum
bişey?Buraya gelecek olursa bir elimiz âlem i hilkate bağlanmış,bir elimiz âlem
i kudrete bağlanmış sen ister inan ister inanma faydası yok yer, adamı yiyecek
ya ne faydası var? Hiç kimsenin dediği olmuyor hiiç. Dinlemez .Hiç kimsenin
dediği olmaz.Semayı deler gibi bakan gözler ,sert sert çıkan sesler ,ağır ağır
basan ayaklar .O kendisine mahsus anlar endamlar onların hepsi. .. cihanı kader
yapar yoğurur.İnsan o kadar aciz ki netice itibarı ile ağaran saçını geriye
çeviremiyor nesiyle bu kadar uzun boylu Kudret’le azamet yarışına
kalkabilir?Uyudukdan sonra bir adam Kudret’le azamet yarışına kalkabilir
mi?Uykusu gelen uyuklayan onun için Allah kendisini beyan ederken der ki ”lâ te’huzuhu
sinetun ve lâ nevm” (Bakara,255) Bana bak bana diyor ben
ne uyurum ne uyuklarım.Budala hem uyursun hem uyuklarsın hem benimle azamet
yarışına kalkarsın.”lâ te’huzuhu
sinetun ve lâ nevm” Ben ne
uyurum ne uyuklarım.Şimdi iş böyle sahne i şuhudda sergi halinde ,Pazar halinde
meydanda iken acaba kim bir netice alabilir bu âlemde ? Zaten ömrü dünya bir
dakika ömrü âdem nihayet bir nefes.Allahu bes bâki heves.Fuat Paşa’nın
köprüsünün şey türbesinin içersinde vardı böyle.Geçenlerde geçiyordum göremedim
. Ey zahiri sahib nefes hubb u sivadan meyli kes Ey zahiri sahib nefes evini ziyarete gelmiş
beni hatırlayıb da âlemini değiştirmişin ama benim adresime beni ziyaretime
gelen henüz nefes alıp veren adam Ey zahiri sahib nefes hubb u sivadan meyli
kes hiç kes Allahu bes bâki heves hafızamda kalan noktaları uzun bişey
gayet güzel . Uğraşma her ferd ile değmez dünyayı ehas. Ne kadar güzel
söylemiş.Ben de sadrı asrı Fuad idim. Burda şıklık var.Ben de sadrı
asrı Fuad idim.Hem kendi ismini kasdediyor hem başbakanlığını sadr ı
azamlığını söylüyor sadr ı asrı Fuad idim hem de ben de bir insanın sadrında
bir kalb idim.Güzel gelmiş,incelikler var.Söyler söyler Allah u bes bâki
heves diyor. Ne güzel söylemiş hakikat söz.Hele Uğraşma her ferd ile
değmez dünyayı ehas. Ne kadar güzel düşmüş.Nihayet güzel.Nedir yani kaç
yaşındasın? Ortaya bişey koy insan bunu daima düşünmeli .Esiriz de
düşünemiyoruz.Esiriz esir.Nasıl esir yahu?Benim muazzam bir kasam var esir olur
muyum ben?Mükellef bir cahım var ,mutantan masan var esir.İnsan,nefs ve
şehvetinin esaretinde kalır.Kuvvetli iman, insanı nefsinden ve şehvetinin
esaretinden kurtarabilirse o vakit hür olur.Hür adam , nefsinin ve şehvetinin
esaretinden kurtulan adama denir.Ondan mâdasına hür denmez.Bişey anlatamıyoruz
galiba.Kim ki Hak ve hakikata yaklaşmakdan uzaklaşmışdır şeytan ona hemkase
hemsaye olmuşdur.Hak ve hakikatden uzaklaşma benlikden ileri gelir.Dikkat edin
benlikden ileri gelen uzaklaşmaklığın .. yokdur.Bir insan benliğinden,kibr i
nutfetinden dolayı kabahat yaparsa geri dönemez.İblis dönemedi.Adem de mekteb i
talim i ilahide okudu iblis de mekteb i talim i ilahide okudu .O da kırkbin
sene okudu o da kırkbin sene okudu.Fakat iblis..ikisi de suç yapdı,ikisi de emr
i ilahiye muhalefetde bulundu.Adem’in suçu benliğinden değildi.Anlatamıyoruz
galiba.Kibr i nutfetinden değildi.Beşeriyetinin zaafındandı.Öteki kibr i
nutfetindendi hasedindendi benliğindendi daldan dala atladı tepelendikce
tepelendi.Adem “ben etdim” dedi. “Rabbena zalemna” (A’râf,23) dedi
.Boynunu bükdü. En sevdiğim oldun dedi bunu sende görmek isterdim dedi
Allah.Senin suçun benim indimde en büyük hasene oldu dedi.Anlatamıyoruz galiba.
--/-
-2-
Onun için kim ki hak ve hakikatden kibr i
nutfetiyle uzaklaşmışdır şeytan ona hemkase olmuşdur ve hemsaye olmuşdur.O
şeytanın sayesi altında gider.Hak’kın sayesi altında gitmez.Onun kasesi şeytan
tarafından tedarik edilen bir şeyle doldurulur Rahman tarafından tedarik edilen
bir şeyle doldurulmaz.Ve onun için onun yemiş olduğu gıda vücudunda nâr olur
çünkü şeytanın vücudu nârdır.Nura inkılab etmez nura inkılab etmeyen gıdanın
vereceği kuvvet de insanı zulme götürür ,kibr i nutfete götürür, insanlık
âlemini ezmeye kuvvet yapar ve de nihayet insanın kalbi ölür.Onun için ahlak
der ki insanlar öldükleri için gam yemesinler ,mânaları öldükleri için gam
yesinler.Bir ahbabın ölmüş birisi ölmüş aman diye onun için gam yeme eğer insan
olarak ölmüşse.Hayatının mânasını öldürmüşse hayatının mânası yani bunun ölçüsü
nedir bilir misiniz sözleri Hak’ka talib olub da fiilleri halka ragıb olan
kimselerin mânaları ölmüş demekdir.Bak sana büyük bir kaide verdim.Kimin ki
sözü veya konuşurken Hak’ka talib fakat işi,yapmış olduğu muamele daima halka
ragıb halkla alakası yok.Sözünde var amma işinde ,efalinde âmalinde hiç
yok.Efalinde âmalinde daima uşaklık var halka ragıb olur.Onun mânası
ölmüşdür.Tenakuzda şehadet olmaz insan da bu aleme şehadet için gelmişdir
binaenaleyh ne kadar “eşhedüenlailaheillallah” dese merdutdur.İlk söylediğim
sözdür ama dikkatli zabdet.Zordur bunlar gayet zor yerler.Bilinmesi esas olan
yerler.Onun için evvela insan bir kimse makam ı hayvaniyetden âdemiyete kadem
basacak.O makamda kalmaya razı olma .İnsan olmaya.Ahlak öyle diyor insan olmaya
çalış der.İnsan oldukdan sonra orda da kalma der.Ya? Arif olmaya alış der.Allah
Allah bunlar ayrı ayrı şeyler mi?elbette ayrı ayrı şeyler.İnsanı arif yapan
ahlakdır.Nasıl belli olur arif olan kimse?Arife arif denmesinin
sebebi,başkalarının bilmediğini bilir.Vukuundan evvel bilir.Olmadan önce görür.Daha
başka?Arif,kalbini Mevlasına,ruhunu O’nun dayasına ,cismini de O’nun rızası
için mahlukatına vakfeder.Ölçüsü bu.Daha başka alameti var mıdır?Vardır.Hadi
onlar dursun.Ama zevk âleminde söyleyelim bakalım.Âbidin en büyük alameti,öyle
diyor ehli hakikat diyor ki;teri mis gibi kokar.Alametinin bi tanesi
o.İkincisi;gönlü muhabbet eleminden zevk alır.Üçüncüsü;bir insandan i’raz
edecekse birden bire kaç.. çekilir külleten çekilir.Birisiyle karşılaştığı
vakitde zannedersin ki diyor ondan başka kimseyi tanımıyor.Mülakatında
,konuşmasında onunla beraber olduğu vakitde zannedersin ki ondan başka hiiç
kimseyi bilmez.Arifin alametleri bunlar.Zahid seyyar olur,arif teyyar olur.
Diyor ehli hakika.Arifin taati,ibadeti başka türlü zahidinki başka
türlü.Zahidin ibadeti alâka ile.Rabbim beni bu şekilde karşılayacak şu olacak
bu olacak alâka var.Arifin ibadetinde halâvet vardır.Anlatabildim mi acaba?
Aralarındaki fark.Zahidin kalbi esbab ile Kudret bu sebebleri halkedmiş ,bu
sebebleri bu sebebleri birleştireceğim bu bi netice alacak.Arifin kalbi Rabbül
erbab ile.Aralarında çok fark var.Müminin görüşü,Allah’ın nuru ile görür
mümin.Arif,Allah ile görür.Aralarındaki fark bu.Neyse bu günkü konuşma biraz
zevke uğradı.Buraya nerden girdik? Buraya giriş nerdendir dedim âlem i kudret
,âlem i hilkat.Buraları akla ait değil iman ve aşka ait.Kavi imanla kavi olan
kimseye dinç kimse diyor ahlak.Çünkü başka türlü ahlak tutunamaz.Ebed
mefhumunun varlığı kendi iklim i vücudunda yer etmezse bir adam kimin hesabına
ahlaklı olabilir?Olmaz ki o.Nihayet tekamül eder eder o irfan onda öyle bir
tecelli hasıl eder ki benlikden tamamen soyunur. Bülbülün, gülün karşısında
kanadı var mı yok mu farkında olmaz bülbül.Değildir.İnsan da Kudret’in
karşısında kendi var mı yok mu farkında olmaması lazım gelir der.Bu şekilde
yaşayan insan hak ve vazifenin ne olduğunu anlar.Bir cemiyetin bir cemiyetin
hayatının devam edebilmesi için iki şart ihtiyac var.İki şart;biri hak biri
vazife.Hakkı gördüğü vakitde vazife karşısına çıkar ,vazife görülünce hak
karşısına dikilir.Bu iki şart birleşince bir sırat ı müstakim doğru yol meydana
gelir ondan sonra kendi kendine işler.Böyle şunlan bunlan huzur husule
gelmez.Onun için dedenin kabul etmiş olduğu mânada
”ve tevâsav bil hakkı ve
tevâsav bis sabr” (Asr,3) emri vardır.İnsan bu ölçüyle ölçülür.Hakiki insan
hayatını bununla nihayetlendirir.Hakk’ı tavsiye sabrı tavsiyeyle giyinmeklikle.
Medeniyet i fazıla da hakiki medeniyet de muhafaza i hakdan ibaretdir.Her vakit
konuştuğum gibi hak, hangi halk arasında taarruzdan masun kalmışdır hangi
cemiyet arasında, hangi millet arasında, hangi evde,hangi şirketde ne bileyim
taarruzdan masun kalırsa o halk hakiki
medeniyetin zirvesine çıkmışdır.Böyle bişey yok da yalnız kelimesi var süsü var
püsü var bırak vahşet i müsannadır o.O vakit adalet tecelli eder.Adalet de her
şeyde hakkı kabul etmekdir.Her ferd evvela bu işe kendi nefsinden
başlayacak.Ayrıdır insan.Bir adaleti tavsiye eden insan,kendi nefsinden adalete
başla dendiği vakitde.. konuşması kolay.Kendi nefsinden .Bu kaideyi ilk önce
kendi nefsinde tatbik edecek.Tatbik etdikden sonra o şuur gelecek.Onun için
Beşeriyetin Fahri Ebedisi olan o büyük zat Hazreti Muhammed
Aleyhisselatüvesselam öyle buyurmuşdur. Hakimler, hükümetler ferdlerin içtimai
vaziyetlerine bağlıdır.Ferdleri zalim insanlardan teşekkül etmiş olan
milletlerin hükümetleri zalim olur ,hakimleri zalim olur.Ferdleri hak ve
hakikatı tanımış, adaleti kendi nefsinde tatbik etmiş olan insanlardan teşekkül
etmiş olan cemiyetlerin başları adil olur,hakimleri adil olur. “Kema tekunu
yuvella aleyküm.” Siz olduğunuz gibi idare olunursunuz “ummaliküm a’maliküm” emirleriniz,
başlarınız,hakimleriniz,büyükleriniz Allah sizin amellerinize ..
eder.Anlatabildik mi acaba?Öyle.Kaidesini böyle kurmuş.Allahu teala böyle
yapıyor.Onun için eski konuşmalarımda söylediğim gibi insan o ahlak dendiği
vakitde o kadar uzun boylu düşünüyor bişey yok.Tabii bir kanun u
içtimaidir.Tabii bir kanun u içtimai dendiği vakitde haa madamı ki tabii bir
kanun u içtimaidir o halde hissen, ilmen,ruhen alaka peyda etmek lazım gelir
.Bir insanda hissen,ruhen, ilmen alakayı peyda edib camiayı bu cihetden
tahassüs etmeye başlarsa evvela taklidden kurtulur.Taklidden kurtul yakanı
kurtarırsın.Biz daha giyinmemizde taklidden kurtulamayız yahu bırak sen şimdi
ilmi,mânayı “filanca böyle giyinmiş benimki bozuk” der.
--/-
-3-
Kendine göre kafan bile yokdur.Taklid,tefekkürü
kaldırır tedebbuyu kaldırır.Beşeriyetin Fahri Ebedisi öyle diyor;bir kavim
taklide başladı mı yıkılmasını bekle diyor.Muhakkak yıkılır diyor niçin?
Yaşayabilmesi için düşünmesi şartdır.Düşünmez.Yaşayabilmesi için tedebbu
şartdır.İlim sahibi olması şartdır.Okumaz.Okusa da netice itibariyle kerhen
kitabı yerden yere vurarakdan ,yazana küfrederekden “ne vakit kurtulacağım
kurtulursam vallahi yakacağım” diyerekden okunan ilmin adama faydası mı
olur?Aşık olacaksın sen ona canın kadar daha fazla seveceksin.Laf mı
zannedersin sen onu?Sen o kağıdı alıb ondan sonra o kağıtla işini görmek için
okumuşun.İlim adamı ona mı derler?Ondan sonra yirmi sene okudum de ne
okudun?Hangi ilme mevzu verdin?Dünya bak açıkda.Efendim olacak. Yook. Zaman
yokdur ilmin mevzuunda.Kandırma.Bu gün başlar yarın meyva verir.Bir ağacı bu
sene ekersin iki sene meyvasını alırsın.İlim ,bir günde verir.Bir nesil biter
diğer bir nesil gelir o da biter diğer bir nesil gelir o da biter ne vakit
verecek bu?İlme ne vakit mevzu vereceksin,sanata ne vakit model vereceksin ,ne
vakit insanlık yemişini meydana getirmiş insan yetiştireceksin?Taklidden
kurtulduğun anda kuvvayı kuvvayı kainatı bir halika bağlı olarak görürsün.O
birliğin etrafında toplanmaklık zevkı hâsıl olur.Ruhlar,kalbler bir mâna
altında toplanır arşı Rahmanın gölgesinde koklaşır bir hayat ı câvidâni
olarakdan yaşama zevkı başlar o vakit insanlar huzura kavuşur.Neden o vakit huzura
kavuşur?Adi zevkler hiçe iner,dildar ı tecelli i Cemal arar.Şimdi biz adi
zevklerin peşindeyiz.Buluga ermedik.Mini mini çocuk mavi boncuğu ver bırakmaz
kenarı da eğer bir parça tırtıllıysa elini kesecek ama yine tutar.Öbür tarafda
göster bir pırlantı, atar .İlle o mavi boncuğu alacak…bir parça bir şey olursa
eh Kudret kesiyor .İblis mahrum yaşar daima .İblis daima mahrumdur.Dünyada
bütün mevcudat senin yed i eminine teshir edilib verilmiş olsa eğer gönlünde
bir ebed mefhumuyla çarpma yoksa sende saadet var mı zannedersin?Ariyet bir
şeyin iğreti bir şeyin zevkı olur mu insanda?Önce konuştuğum gibi benlikden
dolayı olan şeyin rücuu olmaz.İblis yapamadı dönemedi.Hakiki bilgi olsa insanı
tevazua sevk eder.Bizde bakıyorum da netice itibarı ile bir parça eğer bir şey
okumaya başladı mı babası eğer mütevazı adamsa inkar ediyor.Annesi şöyle
mütevazı böyle ne bileyim ben mânalı bir kimse ise “evde hizmetçi” diyor
arkadaşına öyle takdim ediyor.Yüz garib,bir mütevazı bir sofrada muhabbetle
oturabilir fakat iki mütekebbir iki nutfed sahibi bir sofrada huzurla
oturamaz.O bilinen mânasız ilimlerin de faydası olmaz.Mânasız ilimler boş kese
üzerindeki düğüme benzer.Kocaman bir kese fakat içi boş düğümlenmiş düğümünü
çözdün sana ne faydası var?Ne kasab dinler,ne bakkal dinler var mı içinde
bişey? Düğümü çözdün ama senin kesen boş der boş kese.Kıyl ı kâl ile meşgul
olub maarif i akliye ile daima insihal edeceğim diye nakilden aşkdan imandan
soyunmuş olan insan dünyada kerpicden bir ev bile yapamaz.Ev dedimse tabi bunu
mecazi olarakdan söyledim.Bir gönül yapamaz mânasını kasdediyorum.Belki sen
kendi kendine böyle zahirde bir bina gözünün önüne getirirsin mecaz olarak
söyledim.Onun için hüner,kendini bilmek ilimini öğrenmekdir.Kendini bilmek
ilmini öğrendin mi aslını bilmeklik ilmine âgah olursun aslını bulursun.O vakit
ziynet i zahire ,şehevat ı nefsaniye ile mücahede başlar o mücahede olmasa
Allah’ın emri olmazdı.Bazılarına zaten buna lüzum yok.O vakit emri olmaz
olmayınca da kainat olmaz.Anlatamadık mı acaba?Deden öyle yaşamadı.Üç kıtada
hükümdar idi.Üç kıtada.Zulmü gördüğü yere adli,cehli gördüğü yere ilmi,inkarı
gördüğü yere imanı ücretsiz, külfetsiz,minnetsiz vaz ederdi.Her vakit söylerim
ya aç vakfiyelerini oku hiç kimsede yok hiçbir milletin vakfiyesinde yok
sokakta gezen köpeklere dahi sırık sırık ciğer vakfetmiş.Biz şimdi annemize
bakmıyoruz.Evladına bakmayacak.Annesine bakmaz,evladına bakmaz bahane eder
benim zâfiyetim var der ben hariçde yiyeceğim der çoluğuna çocuğuna bakmaz.Daha
güçlü zâfiyet gelir geberir gidersin.Kuvveti ,kudreti veren Hakk’dır.Laf o.
..muhabbet irtibatı yok.Eski öyle değil.Onun için iman,insaniyetin
levazımındandır.Hayat ı araziyenin havaric i zaruriyesindendir.Bundan mahrum
olan,bütün dünyayı eline almış olsa tasarruf etse yine bedbahtdır yine bedbahtdır.Faydası
yok.Bilmiyor sonra az bir zamanda biz bunları elde edeceğiz.Bak kapanmak
üzere.Doğmanlan,doğum zaten, kabre insanları götürürüz.Biz bir dostumuzu kabre
teşyi ederken hazreti ölüm de bizi istikbal ediyor farkında mısın? E bi hesab
et bakalım var mı orta yerde bişey var mı?İnsan üç günlük hayat ı surisi için
çırpınıyor bir istikbal diyor.Okuyor,sanatkârsa sanatında terakki ediyor
ticaret eshabı ise üç kuruş artırayım diyor şunu yapayım çoluğuma çocuğuma
bırakayım şunu edeyim bunu edeyim filan tabi bunlar gayet güzel şeyler.Fakat
bunları niçin yapıyor netice itibariyle yirmi otuz sene için yapıyor değil mi
ya?Peki senesi bitmeyen âlem için neden kimse bişey yapmıyor?Demek ki
inanmıyor.Efendim inanıyorum.Yalan efendim kendini aldatıyosun.Yahut itminan ı
kalb ile inanmıyosun.Bu gün tramvaydan atlarken dense ki beş lira alıyorlar
kimse atlamıyor.Çünkü inanıyor ki belediyenin memuru görürse benden beş lirayı
alacak.Ona iman etti.Muhakkak alacak diyor iman etmiş demek.Bunların hepsini
Kudret birer birer soracakdır.Ben bir belediye nizamnamesindeki cezadan daha
aşağı mıydım ya diyecek.Onun için insan,lezzet ve elemin kulu olmamalı da buna
mahkum olmamalı Hakk’a mahkum olmaya çalışmalı .Hakk’a mahkum olan her insan
belaya sabreder.Bir defa bunu kabul edin ahlaka girmek isteyenler.Ahlaka girdin
mi,o sınıfa girdikden sonra kayıtlanıyorsun.Fakat bu kayıt sana güzel bir zevk
ile bir kayıtdır içine girebilirsen.Belaya sabredeceksin.Hatta tekamül edersen
tekamülde asıl sabır nimete sabırdır.Refah zamanındaki sabrı kabul ediyor
Kudret daha makbul olarak.Her sabır makbul ya ,refah zamanındaki sabır nasıl
olur?Refah zamanındaki sabır; o eline göz kamaştırıcı
vâridat,masa,kasa,rütbe,servet ,salahiyet bunların hepsinin iğreti olduğunu
,bir anda var bir anda yok olduğunu ,sahib i hakikisi ben olmadığını idrak
ederek üzerinde titreyip durmanın adına nimete sabır diyorlar.anlatabildim mi
acaba?
--/-
-4-
Bizde öyle olmaz.Biz züğürtken başka türlü
konuşuruz ,servetimiz varken başka türlü konuşuruz.Emekli oldukdan sonra başka
türlü konuşuruz, emeksizken emeklemezken başka türlü konuşuruz.Hep başka
türlü,hep ayrılır bizde…. Molla Cami .ahlakcılardan. Büyük adam.Büyük,muazzam
adam.Öyle diyor ;masa sahibi,kasa sahibi,cah sahibi ,vâridat sahibi bunlara
sahib iken başka türlüdür bunlardan düşünce başka türlü olur diyor.Düştüğü
vakitde bunla konuşursun zannedersin ki Bayezid i Bestami gibi evliyaullahdan
yahut Şıbli merhum gibi ehlullahdan bas çün ber ser amel ares eğer fırsat eline geçer de bir de bet siret
olursa mayasında meyillik bulunursa ya İmam ı Hüseyin’in başını kesen şimr ya
da ona emir veren yezid olur der.Varken de yokken de hep bir ayarsa o işte tam insan hazreti
insan.O,ruhunu maddenin kesafetinden kurtarmış hakikatini layıkıyle idrak etmiş
olan kimse .Zira ruh,insana öyle der.İnsana der ki ruh;ben sende bulunduğum
müddetce kattiyen maddeyle huzur bulamazsın.Anlatabildim mi acaba? Ruhun insana
ihtarıdır.Ben sende bulunduğum müddetce sen eğer yalnız maddeylen huzur bulurum
dersen zavallısın.Ben kendime ait bir kucak ararım der.Sana huzur
vermem.Vermez.Zira ben sırf nurani bir fıtratda yaratıldım nur ile enis
olabilecek bir ahlak ararım.Öyle bir kucak bulmadıkca sana ben rahat vermem
der.O kucağı da buldukdan sonra kalbine itminan hatırına huzur fikrine sükun
verir veren sefaletin en son derecesinde bulur yahut hayatın en müthiş bir
tehlikeli anında olur.Bunlar huzur ve itminan içersindedir.Ruhunu,ahlakının
nuru ile ünsiyet peyda eden adamlar en tehlikeli anlarında iradelerini
kaybetmeksizin Hakk diyen adamlardır.Ayrı işler.Onlar,inlemelerinden zevk
alıyorlar,gözyaşlarından ayrı zevk alıyorlar ,aradıkları dost başka türlü
oluyor.O dost,dost ararken dertli insan arıyor.Biz aman der kaçarız.Bela mı ya
bırak şimdi.Kendi derdim yetmiyormuş diyor bi dert daha var.O, onu arıyor.Emin ü nale seherhize ney nevası verir.Emin ü nale
seherhize ney nevası verir. Ney.Şimdi neyi de tarif etsek uzun sürer.(Saat
kaç?)Ney.Ney rakkam hesabı ile o ilmi bilenler bilir “insan” kelimesi ile
müsavi gelir.Onun için Mevlana onunla başlamışdır Mesnevisine .”İşit neyin
sedasın” demekden maksadı “işit benim sedamı” demekdir.Anlatabiliyo muyum?Orda
ayrı incelikler var daha uzun boylu anlatmak lazım.Emin ü nale seherhize ney nevası verir.Sabah bekliyor,
seherhiz.İnlemesinden ney sedasını alıyor. Bükâdan
arif i billaha mey sefası gelir.Biz de bir içki içeriz amma gözümüzün
yaşını.içtiğimiz içki öyle bükâdan ağlamakdan arif i billaha mey sefası gelir.Sühanlerin eseri bir hayat ı sânidir.Hakikat
söyleyenin konuşması ikinci bir hayatdır.Onda hayat vardır.Giderse dâr ı fenâdan yine sedası gelir. Öyledir ya.Deden konuşmuş
kütübhaneler bırakmış aciz kaldığın vakitde bütün müşkülatını
halledebilirsin.İkinci hayatdan sedası gelir.Benim vücudum olur nabedid o dem yoksa cihan bu halde kalmaz
kadirşinası gelir .Âlem daima öyle kurulmuş.Hikmeti meskutun an .Büyük
insanların kıymeti hayatlarında pek layıkıyla bilinememiş.Bilinemiyor.Ona
işareten diyor ki; Benim vücudum olur
nabedid o dem yoksa. …gelicek ama ben gidicem de ondan sonra.Aaah
diyecek.Ben yokum ki.Ordan temaşaa edicem..Benim
vücudum olur nabedid o dem yoksa cihan bu halde kalmaz kadirşinası gelir . Abes tabib arama derd i dil ara yahu.Hani
dedik ya dertli adam arıyor…. olanın
gayrıdan devası gelir.Derdin de birkaç türlüsü vardır.Şimdi burdaki dert
sağ kalırsam bir gün izah edeyim.…. olanın
gayrıdan devası gelir.Kederden önce garib i diyarı kim yoklar mariz
iyâdetine gelirse aşinası gelir
.Hakiki hastanın yanına gelirse yine hastalığı gelir diyor.O gelir yoklar onu
diyor.Akşam sancın vardı şimdi gitti kimse gelmedi mi gelir hastalığı o beni
yoklar. Mariz iyâdetine gelirse yine âşinası gelir.Sitemkârani Hüda naşinas hakkından Allah tanımayan zalimin
hakkından türkçesi buna gelir. Sitemkiranı
Hüda naşinas hakkından Efendi tecrübe ettim seher duası gelir.Azab ı kabri
şataretle atlatır feyzi O dem ki başucuna Âli Musfata’sı gelir.Demiş
ölmüş.Kerameti. Sonra ne olur?İrfanda tekamül etdikden sonra hilkatde
kendisinin geniş bir tecelliye mazhar olduğunu anlar.Muazzam bir tecelliye
kendisinin malik olduğunu anlar ve büyük bir kitab kendi olduğunu ,kendini
mütalaa başlar.Mesela Yunus gibi.Kocaman Mevlana şarkı da garbı da bütün ilim
adamlarını kendisine bend etmiş hayretde bırakan Mevlana Celaleddin i Rumi her
sene günü yapılan o büyük zat kolay değildir o milyonlarca insanın muhabbetini
ücretsiz külfetsiz gözyaşıyla heyecanla kalblerde yaşatmak kolay iş değil
o.İnsanın evladı peşinden gelmiyor yahu bugün Mevlana dendi mi milyonla adam
boyun büküyor.Ne var da yapıyor bunu?Kolay bi iş değil o .Karısı peşinden gelmez
adamın.Mesela vaktiyle kendilerine merbut
etmiş yetiştirirken öyle insanlar var ki binbir gün çile derler çile.Sen
yap bakalım en sevdiğin bir insan tut bir kenarda olur mu? Mesela çağırır der
ki Arnavutköyünde köşede filanca bakkaldan bana bir kibrit getireceksin karşıda
bakkalda da kibrit var.”Yav karşıda bakkalda kibrit var” desen seni
kovar.Terbiye i nefs.Bana ne kadar güzel bir .. sevketdi aaaahh zor bir iş ama
çok tatlı.Bunların imtihanını vere vere bu kolay mı bu ?Bu kolay iş değil ki
bu.Kolay iş değil.Mesela o kadar büyük bir insan Yunus’un bir sözü var Yunus
Emre’nin “Bunu görseydim Mesnevi’yi yapmazdım” diyor.Ve kendisine şöyle bir şak
diye de vurmuş okudukdan sonra görmüş aah koca insan demiş benim bütün
söylediklerimi bir tek cümleye koymuşsun görseydim utanırdım yazmazdım diyor.”Etle kana büründüm yunus diye göründüm.” Cümlede
bu.Ama o ne anlamış onu ben bilmem.Mevlana olmalı ki ne anladığını
anlayım.Mevlana olmalı ki ne olduğunu anlayayım.Öyle diyor..”Etle kana büründüm yunus diye göründüm.” Tapdak Baba’nın talebesi
Yunus Emre de .Hocasının zahirdeki gözleri görmez.Odun getir demiş odun.Odun
kes dağdan getir.O vakit karlı bir gün.Kar.Kesmiş merkeble getirmiş .İçinde
biraz eğriceleri var odun bu tabi hep kalem gibi olmaz ya .Odunlukdan kadim ee
Tapdak Baba’nın hanımı odunu alırken arasına parmağı sıkışmış acımış duymuş
içerde ne oldu hanım demiş.
--/-
-5-
İğri büğrü odun getirmiş elim sıkıştı demiş
can acısından.Yunus bu odunları aldığın gibi geri götür bu kapıdan içeri eğri
odun girmez diyor.Odunun eğrisi de yanar doğrusu da yanar.Şimdi sen bana bunun
hikmetlerini sorarsan ben bunu on dakka da sana söyleyemem belki sen kendi
kendine dersin ki işte bu da iş mi.Dersin.Eh tabi ne diyecek kalkmış gitmiş
geçmiş kesmiş kalem gibi kalem gibi fakat biraz yorulmuş üşümüş gelirken demiş
ki Ya Efendi bunun eğrisi de yanar
içinden söylüyor doğrusu da yanar ne olacakdı sanki.Daha elli metre filan var
kapıya yaklaşmadan gözleri .. duyuyor nasıl duyuyorsa açmış pencereyi “onun
iğrisi de var doğrusu da var giremez” demiş gelme.Çekilmiş ve Yunus’da aşk var
haberi olmadan gelmiş eşiğe yatmış .Gece hanımına demiş ki Hazreti Tapdak biraz
komşuya gidelim demiş beni çıkar dışarıya çıkarırken eşikde ayağı takılmış
.Yatıyor ya.Burda bişey var ayağıma takıldı demiş.Hanımı demiş ki Yunus
demiş.Yunus.Bizim Yunus mu diyor.Yani bizim Yunus mu deyince kendisinden
atmamış izafe ediyor Bizim Yunus mu diyor.Onun üzerine der ki Yunus da Ben bu
feyzi almışım filan eşiğinde divânında yazar o.Hulasa bunları böyle yapmasının
illeti şimdi sana ufacık bi yeri söyleyeyim bari.Beşerin içersinde en muazzam
bir putu vardır .Nefsidir put.O bizden bazan konuşuruz gayet mütevazı filan
onun putuna dokunmayız da ondan o .Hele sen onun bi defa bir putuna dokun
bakalım .Hepimizde vardır o.Yoksa eğer kırmışsan ne mutlu putuna dokunduğun
dakika da püüü kabarır.Putu vardır.Onun için .. der ki kilisedeki putdan
bahsetmişler “meh meh en nefsihi .. ekber.” Bırak alemin putunu senin iklim i
vücuduna takılmış büyük bir put vardır onu kırdın mı sen?En büyük put senin
nefsindir der.İşte o onu gönderiyor üç aylık ee üç saatlik yola düzgün
getirmemişin der o onun doktoru o.Ama onun sahtesi de olur.Beyaz gömleği giyer
de hastanenin hademesi doktorlar yokken köylü gelir doktoru arıyorum e ben ..gider
adama.E sende anlamazsın ameliyat masasına yatar cartdak keser… nedir ki?Her
şeyin sahtesi olur.Onun için der ki sen içinde nefsin .Yani insanın içinde
nefsi en büyük düşmanıdır.Bir insanın kendi içindeki nefsi dururken hariçdeki
düşmanını aramak abesdir der ahlakcı.Fakat o kadar çok seviyorsun ki nefsini
sevgi,muhabbet dolayısıyla düşmanın olduğunun farkında değilsin der.Cümleyi
bozuk söyledim ama anladınız galiba.Senin içinde en büyük düşmanın olan nefsin
durduğu müddetce sen farkında değilsin de hariçde düşman ararsın en büyük
düşman senin içindedir nefsindir fakat sen onu o kadar seversin ki
düşmanlığının farkında değilsin sevgi onu kaybettiriyo der.Anlatamadım mı
acaba?İnsan,akıl ve ruhun kanatları ile bedenini nefsani gubazdan tertemiz
yapmadıkca mâna alemine pervaz edemez.Kaid i külliye.Ondan sonra pervaz edersin
şöyle bir hâl beyan eden bir şey okuyayım sana bak okumuşum eskiden ya birkaç
kere okudum ama münasebet aldı tekrar okuyorum.Matla ı nur safayı meşreb i rindaneyim.Aşina i aşka mahrem gayriye
bigâneyim. Lüzumlu lüzumsuz dedikodulu nefsani düşünceli kinle dolu gayz
ile meşmu bir çok insanlar gelmiş konuşmak istiyor.Azizim Aşina i aşka mahrem gayriye bigâneyim. Sende aşka taalluk
eden,mânaya taalluk eden gönüldeki kedureti kaldıracak bir vâridatın var
mı?Yok.Ben mazurum anlamam benim lugatım geçmiyor.Yok lugatımı bulamıyorum.Aşina i aşka mahrem gayriye bigâneyim.Neşe
i feyzi ezelden mahve i estipana. Bâdesi birden tükenmek bilmez meyhaneyim.Hem
yanar hem neşri envar eylerem etrafıma .Şem i bezm i aşıkani bihiş i
ferzaneyim.Hep açmak lazım ama bunları teker teker.Bazılarını anlıyorsunuz
herhalde ama Hem yanar hem neşri envar
eylerem etrafıma .Şem i bezm i aşıkani bihiş i ferzaneyim.İnsan bende öyle
bir mâna var ki diyor o mâna uğrunda etrafıma ışık vereyim diye kendimi
yakarım.Mum da öyle değil mi?Etrafım aydınlansın der kendisi almaz.Hem yanar hem neşri envar eylerem etrafıma
.Söyler söyler Kibriya ı aşk her
mesulumü is’af eder .Ben anın fahri nedimanı değil ya neyim.En zarif en
şık beyit burası Kibriya ı aşk,Allah
yani ya.Kibriya ı aşk her mesulumü is’af
eder . Ben ondan ne istersem derhal yapar fakat benim edebim her şeyi
istetmez.Kibriya ı aşk her mesulumü
is’af eder .Ben anın fahri nedimanı değil ya neyim.Nâr ı aşkın benden öğren tab
ı est i suzunu .Ben ana pervaneden evvel yanan pervaneyim. Söylenmemiş
sözdür bu.Nâr ı aşkın benden öğren tab ı
est i suzunu .Ben ana pervaneden evvel yanan pervaneyim. Bu günkü konuşma
bu kadar yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder