192. Kaset



 Kaset 192  03/03/1963    75dk.  (Düzenlenmemiş Metin)




Diğerine de aşkdan doğan ahlak tesmiye etmişdik.Vazifeden doğan ahlakın annesinin akıl olduğunu aşkdan doğan ahlakın menbaı,mastarı,annesi kalb olduğunu hemen hemen her konuşmada tekrar edib izahını yapmaktayız.Gerek vazife,aşk doğrusu ışkdır fakat örfümüzde aşk tabir edilir ,kalb bunlar mânayı insaninin birer vasfı olması dolayısıyle mevzuun en büyük rüknünü insan mefhumu teşkil ediyor.İnsan.Ve tarifi güç olan kısım da burası.İnsan nedir? Suret itibariyle elli, altmış, yetmiş, seksen kiloluk kan ve kemik torbasından ibaret .Nihayet boyu iki metre uzunluğunda bir çukura sığabilir fakat vicdan ı kibriyası mânayı ihtivası ilmen fikren kainatı muhit.Gelmede gitmede ihtiyarı yok.Zahirde küçücük bir nüsha hakikatde ondan büyük bir nüsha yok.Konuşur,konuşan bilir, bilen düşünür, düşünen bilir, bilen konuşur isterseniz böyle tasnif edelim.Konuşturan da bir gün elbet konuşacak.Konuşuruz da konuşmanın ne olduğunu bilemeyiz.Var mı bir ilim adamı bana konuşmayı tarif etsin?Bir felsefe adamı,bir fen adamı.Nedir konuşma? O kadar vâridata sahibiz elimizde mevcut fakat tarifini hakikatını da anlatamayız.Bir cephemiz çok zengin,bir vechemiz çoook fakir.En ufak misal nedir konuşma?Hiç birimize sorulmadı “beyefendi bir sahne i şuhud vardır ,bir dar ı belvâ vardır dünya denilen bir mihnethane vardır teşrif eder misiniz?” giderken de sorulmaz .İstersen kainatın serir i saltanatına sahib ol gaflet cehalet insanı bazan semayı deler gibi baktırır yeri ezer gibi bastırır “yaratırım” dedirtir.Ne yaratırsın?ağaran saçını bile geriye çeviremezsin. Uyuyan, uyuklayan ne yapabilir?Bununla beraber fâniyi bâkiylen değişebilirsen her şeyi de yaparsın.Tuhaf bu insanın tarifi.Bir vechesinde hiçbir şey yapamaz fakat bir vechesinde eğer aslını bulabilirse .Biz bu aleme ne için gelmişizdir,gaye i hilkat nedir? Yaratılışımızda,gelişimizdeki hikmet ne ,illet i gaiye ne?Yemek, içmek,yatmak mı? Hayvan da yer, içer, tenasül eder insan da yer, içer, tenasül eder fark ı temyiz nedir?Bi imtiyazımız yok mu bizim?Bazı kimseler der ki efendim insan şöyle kuş gibi gelib gitmeli.Yook.Ona insan razı olur mu kuş gibi gelib gitmeli?Güvercinler ,benden daha iyi eşini, aşını, işini bilir.Hiç bir insan böyle bir kuş gibi gelib gitmeye razı olabilir mi? O kadar da ucuz değil.Bir güvercin eşini,aşını ,işini bizden iyi bilir.Onun için insan âsude kaldığı vakitde şöyle bir düşünür.Bu bir kabza toprağa ,bir avuçcuk toprağa bu kadar lütfu inayet nedendir diye sormadıkca henüz makam ı insaniyete kadem basmamışdır.Bidayetini tasavvur etsin netice hülasa çıkarsın çıkarsın eğer yalnız maddeye tapıyorsa maddenin kesafetinde kalmışsa âlem i hilkatle âlem i kudreti ayırmamışsa Kudret’den nasibedar olmamışsa o kendinin netice i hülasası olan toprağı gözünün önüne getirsin desin ki ; bu bir kabza toprağa lütfu inayet neredendir nedendir?Evet sinesi hazine i esrar ı Celal ,kalbi ayinesi kalb ayinesi mehbit i envar ı Cemal olan kimim ben diye bi defa sorsun.Bu lütuf nerden geliyor? Şanına “İnni cailün fil ardı halife”(Bakara,30)  buyrulmuş kamet i kabiliyetine  Tahallaku bi ahlakillah” elbisesi biçilmiş.Bu kadar mükellef tutulmuş bir insan nasıl olur da hayatını böyle adi vaziyetde zulme divan durmakla ,malayani ile dedikodu ile şunun bununun ölmüş manevi etini didik didik yapmakla çirkin çerik bir şeyi yeyip geçirmekle gider mi? Buna razı olur mu insan?Bişey anlatamıyoruz galiba?Sorar kendi kendisine neyim ben der,nerden geldim,ne için getirildim,ne olacağım? Bu kevni efesad âleminde benim imtiyazım nedir?Öyle demiş Hazreti Ali Kerremallahu Zatehu hazretleri;dünya hezar aşina bir acuzeye benzer.Dirliği kısa,ikbalinde hüda idbarında fecia gizli .Zahirde tatlı fakat içinde semmü katil vardır.Onun için Nur u aynim Hasenim hacet meshetmedikce bir işin peşinden koşma.Kavval olmakdan ziyade faal ol.Yani kuvvetini sözünden ziyade bileğine getirt.Söz adamı olma ,iş adamı ol feil adamı ol.Bir adamın kalbi ne kadar temiz olursa olsun o ayrı bir meseledir Kudret onun âmalinden bir şey bekler.Bazı sözler vardır onlar da hatalıdır.”Efendim sen onun ameline bakma kalbi temiz ya” Öyle bir şey yok.Var ama öyle senin anladığın şekilde yok.Ayeti şimdi birden bire idare edemeyeceğim  li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ” (Mülk,2) der Allah .”Ben sizi yaşatırım,öldürürüm bir birinizin üzerinde  güzel amellerinizi size teflik ettirtmeklik üzere “ demek ki âlem i hilkatde gelmekdeki gaye, yapılan işlerin güzellerini bize kendi kendimize teflik ettirtmeklik içindir.Yalnız kalbi temiz tutmak için değil.Anlatamadık galiba?İlk söylediğim sözdür zabdet.O bazı böyle acayip acayip bi tuhaf haller vardır. “Efendim sen benim kalbime bak” Ne var kalbinde?  Benim kalbim temiz.E amel? Bişey yok.Öyle demiyor ki Kudret öyle demiyor.Hem kalbine ben bakmağa memur değilim kalbine Allah bakar adamın.Ben memur değilim ki senin kalbine bakayım.Ben senin kalbine bakmakla memur değilim.Serair i zemair i hafayaya ancak Zat ı Ecelli Âlâ bakar.O âgahdır. Sizi imtihan ediyorum diyor Kudret.”li yebluvekum eyyukum “  hanginiz,sizden hanginiz “ahsenu amelâ”  en güzel amelleri en güzel işleri meydana getirecek bir birinize bunları anlattıracağım ,göstereceğim. E bunun için .Hilkatdeki gaye,illet i gayemiz bu.Onun için kimim,neyim,nereden geldim ,ne olacağım,nereye götürüleceğim?Bu sualleri soracak.Hayat nedir,memat nedir ,maad nedir, hadisat bana niçin yüklenmişdir? Bu yükü çekmekden gaye nedir? Bunların üzerinde duracak.Bunun üzerine bu bir kabza toprağa ,bir avuç toprağa öyle ya bu kadar lütf u inayet nedendir?Sen kendini çok şey görme.İnsanın her konuşmamda tekrar ettiğim gibi iki yüzü vardır ,iki vechesi var,iki cephesi var ;bir cephesi âlem i hilkate bağlı,bir cephesi âlem i kudrete bağlı.Âlem i hilkatde geçen kendisine rehnümalık eden varlık, Kudret tarafından kendisine ihsan edilen akıl denilen bir nurdur.Fakat nihayet o, âlem i hilkatde geçer âlem i kudrete geldi mi durakdır sahası değil.Ordan öbür tarafa iman ve aşk geçer.Anlatabildim mi?

                                                                                              --/-


                                                                                              -2-

Geçmez öbür tarafda onun sahası bitti.Şimdi âlem i kudrete intisab etdikden sonra ,o sahasındaki yüzünü açtıkdan sonra meçhuller hallolur.Âlem i hilkatdeki aklınla meçhulleri halledeyim dersen bocalar durursun hiç birisini halledemezsin.Acz içersinde gidersin.Onu aştığın vakitde anlarsınki sen ben mecla i hazreti âdiyetim. Kendini o vakit anlayabilirsin.Görebilirsin o “neyim” sualinin cevabını o vakit anlarsın ki benim sinem hazine i esrar ı Celal ,kalbim de öyle bir ayine ki mehbit i envar ı Cemal benim şanımda Kudret “İnni cailün fil ardı halife”  “Yer üzerinde seni kendi namıma ibka etdim bütün mevcudatı müsahhar kıldım kullan bakalım.” Anlatamıyo muyum yahu?Böyle ve “Tahallaku bi ahlakillah” biçildi benim kâmetime ,benim kâmet i kabiliyetime ve suretime de “innallahe alaka âdeme âla suretihi” kemaliyle vasıflandırıldı.Mecmu u hayat ile ben vebia kılındım bi hasbi zahir .Zahirim dolayısıyla mecmua i âlemim,batınım dolayısıyle mecla i hazreti adiyetim .Ben hiçbir vakit nefsinin semen i kaliline kendimi sattıramam hiçbir vakit sayılı nefesimi Allah sız bırakamam ,hiçbir vakit kendimi bir zalime uşak yapamam .Benim bu kafam yalnız Kudret’in karşısında bükülür eğilir,benim bu yüzüm yalnız Rahman’a çevrilir, hiçbir vakit O’nun udvanına karşı dönmez diye yaşayabilene ahlak sahibi der ahlak.anlatabildik mi  acaba?Fakat ne faide ki bizde gâh huruş i ney gâh cuşiş i mey gâh harekat ı felek gâh tesbihat ı melek gâh rifat ı eflak gâh best i i hure i Hak anlatabiliyor muyum?Gönlümüzü oraya bağlamışız oradan tenbihler nasihatlar alıb da eserden müessire gelirden medhule geçmeklik fakirliğinde bulunuyoruz.Biz kendimizden oraya gitmeklik fenası ile Kudret bizi yaratmışdır yoksa ben bundan Hakk’ı bulmak için yaradılmadım “Men arafe nefse fakat arafe Rabbe” benim kütübhanem de kendimde varlığım da kendimde zenginliğim de kandimde .Kendinde Hakk’ı bulmayıb da eşyada Hakk’ı bulmaya çalışanlar çok zavallıdırlar.Hiç bir vakit kör,görene yol göstermeklik yolunda kabiliyetinde layıkıyle bir intizam veremez.Bu kadar da zenginsin.Zengin olduğunu bu gün daha açık söyledim sana anlatamadım mı acaba? O halde dikkat et derlen toplan ,hayatının muhasebesini her an yap netice itibariyle vehmi hayalin pençesinden kurtul,zengin olduğunu bil düşme satılma.Değmez çünkü hayat.Bu hayat değmez.O kadar muazzam bir şey değil netice itibariyle.Fazilet sahibi olmanın çaresine bakmalı.Bunu anladığın dakikadan itibaren her zerrede Hakk’ın vücudunu görürsün.Nazarı hakikatde mevcud olan ancak Allah dır.Nazarı mecazide mevcud olan şudur budur.Onun için Cenab ı Hakk Büyük Kitabında “Kul huvallahu Ehad” (İhlâs,1)  demişdir.Hakikatde meşhud olan ancak Hakk dır.Nazar ı mecazide şudur,budur, o dur.Lazım olan nazar ı hakikatdır.Sen beni hak olarak kabul edersen ben sana hile yapabilir miyim?Ben seni hak olarak kabul edersem sen bana hile yapabilir misin?Ama ne faide ki beşeriyet o kadar düşmüş ki ben senden emin değilim, sen benden emin değilsin.Zira biz mânadan tamamıyle uzaklaşmışız mevzii konuşmuyorum bütün dünya sekenesi üzerinde ,bütün sekene i dünya bütün arz üzerindeki mevcudat üzerinde.İşte her hafta her konuşmamda tekrar ettiğim gibi hamule i irfaniye i beşeriye bu gün fennen beşerin yükselmesi,ilmen yükselmesi,felsefeten yükselmesi gözleri kamaştıracak, akla veleh verecek fikri durduracak kadar olduğu halde ki faide ki kalbindeki çıkan ahı durduramıyor.İnsanlar huzur içinde yaşayamıyor.Ne masası olanın huzuru var ,ne kasası olanın huzuru var,ne cahı olanın huzuru var hiç kimsenin huzuru yok.Neden değer mi sonra bu? Ömür denilen şey ömrü dünya bir dakika ömrü âdem bir nefes.Ne vakit huzura ereceksin?Hadi bunun ehemmiyeti yok bir de birikmiş ahların vebaliyle göçüp gidiyoruz ki ikinci asıl hayat bizde tamamıyle mahrumiyetle başlıyor netice ne olacak? Tamamıyle mahrumiyetle başlıyor.Bir birimizi sevmeyiz.En büyük kabahatimiz sevmeyiz.Halbuki hilkate düşün hilkatin hilkatin tecellisine bak görmezmiyiz ki mânanın emirlerini “fe ahbebtü en u’rafe fe halektül halke li uğrafe bihi.” O işte afitab ı muhabbet onun matlab ı hidayetden lemean etdiğine büyük bir burhandır.Kudret’de en büyük sermaye bu beyan olunan senetle muhabbetdir.Bu gün beşeriyetde bu sermaye kaybolmuşdur.İsterse milyarlar olsun, isterse nümilyon olsun ,isterse bütün kainatın dağ altın olsun ,isterse bütün nehirler mücevher olsun zanneder misin ki o servetlen beşeriyet kendini refaha çıkaracak.Hayır muhabbet serveti kayboldukdan sonra refah yokdur.Zira ilk emir böyledir.fe ahbebtü en u’rafe “ afitab ı muhabbetdir. Onun matlab ı hidayetinden lemean etdiği aşikar olmuşdur.Bunu kaybetmişdir beşeriyet. Şemim i şevk ve muhabbet iptida bezm i cuşe i ravza i rızasından rezan olmuşdur.Ordan tecelli etmişdir.Bunu kaybetmişdir bu günkü bu günkü beşeriyet .O, bu yakalanmadıkça “..yuhıbbuhum ve yuhıbbûnehû..”(Mâide,54) âvazesi bütün cihan ve cihanihana tamamıyle ordan erişmişdir.Bu muhabbetin esasına kavuşmadıkca ,sen beni sevmedikce ben seni sevmedikce beşeriyete rahat gelmeyecekdir.İsterse en büyük kafalar toplansın ,en büyük diplomadlar içtima etsin ,en muazzam iktisatçılar bir araya gelsin yine de beşere felah veremezler.Kudret’in çizmiş olduğu çerçevenin haricine çıkmanın hiçbir faydası yokdur.Hiç.Güneşi metheden zannetme ki güneşi methediyor,gözünün hastalığı olmadığını methediyor demekdir.Bir adam güneşin saltanatını,azametini methedmiş olsa güneşi mi methediyor zannediyorsun?Kendi gözünde illet olmadığını,kendi gözünü methediyor demekdir.Gözünün illetsiz olduğunu beyan etmişdir binaenaleyh hazreti insanı metheden de kendisini metheder onu değil.Kainatın varidatının beşeriyeti zulmetden çıkaran bir tek şahıs vardır ücretsiz külfetsiz minnetsiz o da Hazreti Muhammed dir.Hakiki güneş O’dur.Beşer vechesini tamamen O’na çevirmedikce felaha kavuşamaz.Bir kimse bir şeye ehil olmadan neye malik olsa o şeyin ona faydası olmaz.Bir kimse dikkat et tabirime bir kimse bir şeye ehil olmadan neye malik olsa o malik olduğu şeyin ona faydası olmaz.En yüksek bir sanat aletini alalım fakat bilek onu işlemesini bilmiyor en yüksek aletin ona ne faydası vardır?
                                                                                              --/-


                                                                                              -3-

Onun için insan biraz hikmete talib olmalı hikmet, ihlas ve hâl ister hâl.O hâle malik olmaklık için de muhakkak satır ilmine ihtiyac yokdur.İhlas ister hâl ister hakikat ilmi senin ona aşık olduğunu gördüğü dakikadan itibaren elinden tutar.Alır elinden senin.O vakit hürriyet i insaniye meydana çıkar.Biz hürriyet i insanimizi meydana çıkarmadan gelib geçib gidiyoruz.Yazık günah değil mi? Gelmemizdeki gaye bundan ibaret midir? İşte netice itibariyle hepsi fâni .Nerde deden?Onunda elemi vardı emeli vardı.Ne elem kaldı ne emel kaldı.Nerde dedenin babası? Onun da elemi vardı emeli vardı.Hepsi gidiyor.Bunlar bize en büyük birer nasihatdır..”Mutrib fâni vü bezmi sâki fâni sen kimlere oldunsa mülaki fani.Geç kesreti suriye i alemden geç Allah ancak bâki vü bâki fâni.”Size bir iki sefer bunu okudum ben.Zevk edin bu okuduğumu bi daha okuyayım sana ;..”Mutrib fâni vü bezmi sâki fâni sen kimlere oldunsa mülaki fani.Geç kesreti suriye i alemden geç Allah ancak bâki vü bâki fâni.” Allah’dan başka ne varsa hepsi fâni.Bu böyle bu.Âşikar bu.Bu davayı isbat etmeye hüccet lazım değil,senet lazım değil.Hep konuşuyoruz şöyle olsun böyle ol.. sözler nefsimizden doğuyor sırrımızdan ruhumuzdan doğmuyor.Mansur da enel Hak dedi firavun da enel Hak dedi.Mansur “enel Hak” dedi Allah’a nedim oldu Allah’ın en büyük dostu olsu veli oldu .Firavun da “enel Hak” dedi fakat nefsinden söylediği için iblis oldu.Hepsi bu iki dudağın arasından çıkdı bunların farkında değiliz.Ne vakit düzelecek? Faziletden sonra menfaat gelecek.Ahlak uzaklaşırsa cemiyetden, menfaat hakim olur fazilet orta yerden kalkar.Halbuki cemiyet i insaniye nisbetle fazilet kainata nisbetle cazibe i umumiye gibidir.Nasıl yıldızlar ,sevakib,seyyarat arasındaki nizam, cazibe i umumiye sayesinde ise cemiyet i insaniye arasındaki nizam ı intizam da fazilet sayesindedir.Faziletde de evvela canan sonra can vardır.Bu gün insanlar arasında bu tamamen kalkmışdır.Sen beni nasıl boğacağım diye bakıyorsun ben seni nasıl yiyeceğim diye bakıyorum. Olmaz.Aldanılan nokta Hakkı kuvvetde sanıyoruz hak kuvvetde değil kuvvet hakdadır.Tabire dikkat edin.Yıkım noktası nerdedir beşerin biliyor musun?Hakkı kuvvetde zannediyor.Hayır hak kuvvetde değil kuvvet hakdadır.”..innel izzete lillâhi cemîâ..”(Yunus,65)  innel kuvvete lillahi cemia. Kuvvet hakda kuvvet hakda değil.Onun için zalim aciz kalınca kuvvete sarılır ama netice itibari ile o da yıkılır gider.Dünyada hangi ateş vardır ki ne kadar kabarık olursa olsun ,ne kadar çok muazzam olursa olsun yerini küle bırakmasın.Her ateş yerini küle bırakır.Bırakır küle yerini.Demek oluyor ki ahlak,iki kısma ayrıldı topluyorum sözleri.Biri vazifeden doğan ahlak,biri aşkdan doğan ahlak.Vazifeden doğan ahlakın çıktığı yer akıl.Akıl yalnızca âlem i hilkatde geçer bu gördüğümüz, bildiğimiz,idrak etdiğimiz edemediğimiz varlıkda.Bunun harıcında bir âlem i kudret var orada geçmez.Orada aşk geçer.Onun için Fuzuli öyle demişdir.”Kad enarel ışku” örfümüzün telaffuzu ile konuşursak “Kad enarel aşku lil uşşaki minhacel hüda salik i rahi hakikat ışka eyler iktida.” Burdaki aşk,romanda okunan aşk mânasına değil.Dikkat et romanda okunan aşk mânasına değil.O kadar güzel bulunmuş ki bu kelime .Hadi orasını da izah edeyim.Işkın lugatda mânası, sarmaşık yaprağıdır.Sarmaşık.Bilirsiniz sarmaşık yaprağını.O sarmaşık yaprağı hangi ağaca dolanırsa o ağacı kurutur.O aşkı hakiki de hangi insana dolanırsa nefsi emmaresini kurutur.benliğini kurutur, kibr i nuhfetini kurutur,hasedini kurutur,kinini kurutur,nifakını kurutur anlatamıyo muyuz acaba?Onun için.Onun içün diyor işte “Kad enarel aşku lil uşşaki minhacel hüda salik i rahi hakikat ışka eyler iktida. Neşe i kâmil kim andandır müdam meyde teşvir i hararet neyde tesir i seda. Çün müşahhas olmaz ol vadide sultandan geda.” O öyle bir sahnedir ki orada şahmış gedaymış tefrika yok fark yok.O ihlas benliğini kendisinden alır.Ne güzel söylemişler.”Ey gönül bil ezeli ahde samim isterler.”  Anlıyorsunuz bunun mânasını. “Aldığın bâr ı emanete kerim isterler.”
Malum ya insan,emanete hâmil.Emanet.Büyük Kitabda nazımda Nazm ı Celil’de “İnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardı vel cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehal insân, innehu kâne zalûmen cehûlâ (Ahzâb,72)  Buna ekseriyet mânayı hakikisine ait … Ben şimdi size türkçe mealini anlatayım o vakit zevkini söyleyeyim.Sen kendi kendi kendini yokla bakalım bu tarifat ı sübhanide ben var mıyım yok muyum.Yoksan derhal talib ol.Çünkü Beşeriyetin Fahri Ebedisi bir emrinde her an öyle bir tecelli olduğunu beyan etmişdir kendini arzet der.Hüda diyor ki; Biz Azimüşşan emanet i ilahimizi “âla teklif i tahyir” ihtiyarı kendilerine bırakılmak şartı ile ne demek o? Emreder de hayır dersen merdud olur fena.İhtiyar veriyor semâvata,arza,dağlara bütün mevcudata, omevcudatın sekenesine “emanetimi vermek isterim” onun mukabilinde de tabi çok büyük tecelliler var.İsterseniz,kabul ederseniz.”fe ebeyne”  ibâ etdiler, çekindiler. “Onun hakkını yerine getiremeyiz ,bizi affet” Kendilerini mâzur gösterdiler afuv dilediler emaneti almadılar. “ve hamelehal insân”  O emaneti insan yüklendi.İlletini şimdi kendi beyan ediyor. “innehu “ zira o insan “kâne zalûmen “ arapçada faul vezni mübalaga içindir.Bunu tam türkçe yaparsak şöyle çıkar; “O insan çok zalim idi ,çok cahil idi emaneti aldı o yüklendi.” İyi ama burda bir sual meydana gelir.Diğer tarafda Kendi buyuruyor ki “emaneti ehlinin gayrına vermeyin.” Ya nasıl oldu da böyle kopkoyu zalime, kopkoyu cahile Kendi emanet i sübhanisini nasıl verdi?Bir sual.Sual nasıl verdi?Buradaki zulüm,adlin mukabili olan zulüm değil, cehil de ilmin mukabili olan cehil değil, makbul olan zulüm.O insan ki nefsine kuvvetli zalim oldu “ben” den mâdasına cahil oldu emaneti almak hakkına haiz oldu.Bişey anlatabildim mi acaba?Yahut buradaki zalum… mâna mefuldur insan,hakiki insan mazlumdur,meçhuldur.Hakiki insanın kimse kıymetini bilmedi.Anlatabildim mi?Meçhuldu o emaneti alan kimseyi kimse takdir edemedi.Anlatamadık mı acaba? Hangi mâna zevkıne giderse o mânayı almak zevkını Kudret sana versin.Ben hem onu alırım hem onu alırım sen bana bakma.
                                                                                              --/-


                                                                                              -4-

Hakiki insan ,faziletle Kudret’in sıfatlarıyla muttasıf,daima zalimin tecavuzuna maruz kalır.Mânayı insaniyi taşıyan büyük insan daima meçhul kalır layıkıyla kıymeti bilinmez.Neden?Allah’ın sıfatı vardır.Ki Allah Kendisi,Kendisi için buyuruyor ; “.. mâ kaderûllâhe hakka kadrihî..” (Zumer,67) ” Benim kadrimi bilemediler” diyor. “Hakkı ile Benim kadrimi bilemediler.” Anlatamıyo muyum acaba?Tabi O’nda fâni olan büyük insanında hakkıyla kıymeti bilinmez.Onun için meçhul olur.Tatlı mı? Bu gün biraz zevkım var şöyle .O emanet ne? Ha onu on dakka da söyleyemem.Bir vakitler söyledin.O söylediğim ,yenilen yemişin kabuğundan çıkan koku idi.Yemişin kendisi var. Onu da söyle.Öyle on dakka da olmaz ki.Sağ kalırsak Kudret müsaade ederse zaman zaman söyle..şimdi vakit yok.Yalnız kendi kendini şöyle bi dene.Acaba bende böyle haklar var mı?. ”Ey gönül bil ezeli ahde samim isterler.Aldığın bâr ı emanete kerim isterler.Hâlıkın seyrederek hâlka rahim isterler.” Bak Allah’ın merhametine de mahluk u huda’ya öyle muamele et.Ahlakın menbaı budur.Ahlak neye derler? “Ettazi’mu li emrillah veşefakatü alâ halkıllah.” Ahlakın kısa tarifi budur.Hüda’nın emirlerine karşı hürmetkâr,bütün mahlukatına karşı merhametkâr.Eğer böyle bir kalbin varsa bil ki sende ahlakı tamme var .Yoksa tamamla.Anlatabildik mi acaba? Bu.Kestirmesi bu.Dimam öyle dedi”karşındaki adam hilkatde bir eşin hakikatde kardeşin.Ya dinde kardeşin ,ya hilkatde eşin.” Ya hilkatde berabersiniz veya hakikatde biradersiniz.Anlatamıyo muyuz? Ne kadar güzel ,ne kadar veciz.püü namütenahi kainat devam etsin acaba bir şeysinin üzerinde durabilir misin?Beşeriyeti tarif ediyor.Kudret sahibi,kuvvet sahibi bir adama dikkat et küçük görme diyor karşındaki adam ya hilkatde bir eşindir veya dinde kardeşindir.Bunu kabul etmedin mi,dini kabul etmedi mi bırak orayı sonra iş diyor.Ya hakikatde biraderindir veyahut hilkatde eşindir.Hilkatde beraber,hakikatde birader.Birader.Anlatamadık mı?Hilkatde beraber,hakikatde birader.Sen eğer.. hangisini kabul edersin diyor.Kısım kısım tarif etdi.Niçin inletirsin insanlığı?”Ey gönül bil ezeli ahde samim isterler.Aldığın bâr ı emanete kerim isterler.Hâlıkın seyrederek hâlka rahim isterler.Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler Yevme layenfau de kalb i selim isterler.” Şu kalbi selime de bi mâna vereyim size.Marufu bilmiş münkeri tanımış ,iyiylen kötüyü öğrenmiş ,iyiliğe sarılmış kötülükden istinab etmiş .Bunları da Hakk namına yapmış, nefsini orta yerden kaldırmış.Anlatabildim mi? Çünkü emirlerde nehiylerde hem kabul hem tahsin şartdır.Bunu belleyin.Bazı adam der ki mesela bir şey gelir “zor ama ne yapayım allah emretmiş” Hiç makbul değil hiç makbul değil.Allah öyle demiyor.Benim dediğimi kabul ederken insan hem bayılacak beğenecek hem öyle kabul edecek.Emirlerde nehiylerde hem kabul ve hem taksin şartdır.ikisi beraber.Bu da neylen oluyor işte aşk ile oluyor değil mi ya?Aşk ı mecazi de bile var bu.Aşk ı hakikii bırak aşk ı mecazide.Suri,geçici ,nefsden doğan,şehvetden doğan aşkda bile var.Alelâde bir kızı seversin de “ben seni saat gece üçbuçukda göreceğim beni görebilirsin dörtde görebilirsin” der kar yağar âlem donar sen donmadan durabilirsin.Anlatamıyo muyum acaba? Ne üşürsün ne donarsın.Kainat donar sen donmazsın.Ya bunun aşk ı hakikisi olursa? Anlatamadık mı acaba?Bu böyle.Emirlerde nehiylerde hem kabul hem tahsin şart ve tatlı.O kadar aşk,kemale gelecek ki zevk alacak.Zevk.Bunu bir şey üzerine söylüyordum hatırlatın bakayım bana .Kalbi selime misal veriyordum değil mi  diyordum ki; marufu bilmiş sertacı ibtihac yapmış münkeri bilmiş istinab etmiş emirleri nehiyleri kabul etmiş hem tahsin etmiş.İyiliği kötülüğü kendi nefsi hesabına değil de Hakk namına yapmış.Anlattık ya bir cemiyetin teali terakki etmesi için iki şart var biri hak diğeri vazife .Her ferd kendisini bir hakla mesul tanıyacak diğeri de o hakka karşı bir vazife mesuliyeti kabul edecek.Bu işte.Üç konuşma evvel konuştuğumun şimdi harici misallerini yapıyorum.Derle gözünün önüne getir böyle .Bu hal oldu mu o adamın bütün âzayı cevarihi salimdir.Kudret’e iman etmişdir yani ya.İman demek yalnız ağzınla “ben iman ettim” demek değildir… Saadet duyuyorsa bu el hayra koşuyorsa ,bu elden kimse incinmiyorsa bu el mümindir.Yook istediğin kadar “ben müminim” de fakat bu elden “ne vakit kuruyacak” diye beşeriyet bekliyorsa bu el münkirdir.anlatamadık mı? Şimdi bütün böyle hepsi tamamıyle teslim olmuş Kudret’e iman etmişse o âzayı cevarihin merkez i hükümeti kalbdir o kalb de kalb i selimdir.Anlatabildik mi?Anlaşıldı şimdi. Ha ama bu ufak kalb.Buradaki kalbi selim o değil.Bu kalbi selimi kabul etdikden sonra asıl kalb nedir bilir misiniz?Nefsi natıka i kainatın kalbi olan Hazreti Muhammed dir.İşte “Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler Yevme layenfau de kalb i selim isterler.” Kendini kabul ettirdin de mi geldin O’na?Şu var bu var anladık amma sana karşı bir nazarı var mı?Kabul etti mi idi seni. Bir zerrecik ahzedse kamer nur u vechinden hurşid i cihantaba edayı zimem eyler.Bir zerrecik ahzedse kamer nur u vechinden hurşid i cihantaba edayı zimem eyler.Ey Şah ı Rusül nazar ı akdes i lutfün mürşimleri Cibril kadar muhterem eyler.Zatında o kadardır ki şefaat dilerse bir nazla ile mahvı zünub u .. eyler. Anlatamıyoruz galiba. Öyle. Ama burdan bir sual çıkar .Kabul ettin de mi geldin? O’nun  bu âleme zuhuru ondört asır evvel .Bidâyet i hilkatden nihayet i hilkate kadar bütün varlık O’nundur.Bize,hem asaleten hem vekaleten gelmiş ,diğerlerine vekaleten gönderilmişdir.Her, Hakk’dan halka gönderilen beşeriyeti ücretsiz külfetsiz rah ı hakikata sevketmek isteyendeki kudret O’nun vekaletidir.Anlatabildim mi acaba?İzz ü cah devleti rifat yerine binâm ol .Merteben şah ise de bende i has ı âm ol. Nik ü bed hali bırak muntazır ı encâm ol.Berzah ı havf ı recadan geçegör nakâm ol.Dem i ahirde ne ümmid ne bim isterler. Bunu açmak lazım.Dursun bakalım. Çalma ikbal kapısın perde i idbar açılır.Sohbet i pir ile aşıklara efkâr açılır.Ehli dil hare nazar eylese gülzar açılır.Âlem i keşf i meânide çok esrâr açılır .giremez nefsi gazub anda hâlim isterler. Anlıyorsunuz değil mi?

                                                                                              --/-


                                                                                              -5-

Gönlünü kıl nefs ü hevâdan sâlim .Kendini bil ezeli bezm i elest i de kaim Iyd i vaslı gözet ol kayd ı sivâdan sâim Sâkin i dergeh i teslimi rıza ol dâim .Ber murad etmeğe hizmetde mukim isterler. Sıdk ile hizmet i insana girib insan ol .Âdem olmak istersen âdem ara,âdemi bul,âdem ile âdem ol.Sıdk ile hizmet i insana girib insan ol .Ölmeden evvel ölüb hatime i nisyân ol ne melâhid ne sofi i bi izân ol.Bazı insan vardır kendisinden başka mümin kendisinden başka iyi adam kimseyi görmez.Sofi i ahmak. Rind ol kalender ol ne sofi i salus ne mürşid i bi dil ol.Anlatabildim mi acaba?Rind ol kalender ol ne sofi i salus ne mürşid i bi dil ol. Sağına baktın der hakaret eder,soluna baktın der hakaret ed..kendinden başka kainatda iyi insan görmez zavallı şeytanın maskarası iblis.Çok fena.Onu söylüyor işte.ne melâhid ne sofi i bi izân ol.Unutub bildiğini ârif isen nâdan ol. Bilmiyormuş gibi ol.Sahibi var çünkü hiç kimsenin bişeysi yok. Bezm i vahdetde ne ilm ü ne âlim isterler. Eli boş âşıka mahbûblar el vermezler.Dikeninden çekinen ellere gül vermezler.Can ı baş vermeyene zevk ı gönül vermezler.Harem’i mâni de bigâneye yol vermezler.Âşinayı ezeli yâr i kâdim isterler.Yokluğa etme keder varına mesrur olma .Halkı nefretle görüb âleme menfur olma.Ehli irfana kul nefse uyup dur olma.Cürmüne mu’terif ol taate mağrur olma .Ki şifahaneyi hikmetde sâkim isterler.(Saaat kaç yoruldunuz mu?dokuz?) Şu okuduğum şeyin hulasası şu cümleye sığar.Evveli büyük binalarda böyle kemale ermiş olan insanların oturdukları yerlerde filan kapıdan içeriye girdiğin vakitde “edeb yahu” diye bir yazı görürdün.Çünkü insana önce o lazım “edeb yahu” birdenbire insan aklını başına alır dalgınsa da.”Edeb yahu” Edeb ehli keremden hali olmaz. Edebsiz, ilim okusa âlim olmaz.Anlatabildik mi? Edeb ehli keremden hali olmaz. Edebsiz, ilim okusa âlim olmaz. Okumuş.Kafana koy yaz hafızanda bulunsun.Edeb ehli keremden hali olmaz. Edebsiz, ilim okusa âlim olmaz. “Edeb yahu” deyince insana şu gelir.Bu söylediğimiz şeylerin tek cümle ile ifade edilmesi; Hakk’a karşı hüccet serdedilmez, ihtiyac söylenir.Anlatabildim mi acaba?Hakk’a karşı hüccet,burhan şöyle idi böyle idi bunlar serdedilmez.Daima ihtiyac serdedilir.Burda büyükler bir sözü söyleyeyim ama suiistimal edilmesin.O tabiatıyle makam ı nazda söylemiş benim ağzıma yakışan söz değil.Ben de hikayeten söylüyorum.Bayezid i Bestami’nin bir dostu var aşık bir adam,daima ağlar ,daima hasret çeker,sıcak gözyaşı döker.Pahalı bişey iyi ama.Biz dökemeyiz onu.Biz de ağlarız kendimize ağlamayız.Kendimiz için ağlasak,bi gün ağlasan üff. Biz işimiz için ağlarız ,birisi nefsimize dokunmuşdur o gücümüze gitmişdir onun için ağlarız.Anlatamıyorum değil mi?İş ters gitmişdir onun için ağlarız.Canımız sıkılır ağlarız.Kendi için ağladı mı onun müşterisi Allah…. Öyle demiş Beşeriyetin Fahri Ebedisi.Öyle bir hâlin olduğu vakitde onu ganimet bil o kapıyı çal.Derhal karşılanırsın bol bol alırsın.Sormuş dostuna “niçin ağlarsın” demiş.Cananım dayanamam sana geldim gidiyorum henüz adam olamadım hiçbir şeyim yok Hakk’a takdim edebilecek. Ama şimdi benim bu sözü söylerken de korkarım ben.Tevazuan her insanın kendisine ait konuşması vardır.Bu,ona aitdir.Ben sizi kemale ermiş,mânayı kabul etmiş hak ve hakikat nedir onu zevk edinmiş bir camia olarak görüb de söylüyorum.Sen bunu suiistimal edersen ben de mesul olurum.Bazı şeyler,bazı şeyler şey bile olmaz.Mesela ehli hâlin bir hâlini bir adam takliden başka bir şeye sokub da onu taklid etse küfre gider.Ve adamı güldürür hoşuna gider amma çok fena netice alır.O şeye girmez o mübalatsızlığa girmez.Onu mubalatsızlığa soktuğun an derhal Kudret o kadar alıngandır ki Allah kadar alıngan hiçbir şey yokdur.Bir gün diyor Beşeriyetin Fahri Ebedisi,kocaman kitabda ;bir adam gelir ,gelir gelir gelir gelir dar ı selama girmeye bir karış yer kalır firdevsi âlaya geçmeklik için şöyle bir karışcık kalır bir Celal sillesi gelir doğrudan doğruya âlemi nâra savrulur.Kim bilir ne mübalatsızlık yaptı.Yine bir adam bakarsın ki taak âlem i  nâra girmeklik için bir karış kalır artık tamamıyle mahrumiyetle neticeleniyor bir iltifat bir ikram bir nesim i rabbani eser bakarsın ki darr ı selamın orta yerine düşer.Kim bilir o anda o baha ile alınmayıb bahane ile alınan o rızayı nasıl .. edebildi.Onun için bu yerlerde çok şey lazımdır ihtiyat.Demiş niye ağlarsın?Ömür,peymane i ömür dolmak üzere demiş bitmek üzere fakat Kudret’e takdim edecek bişey .Ne güzel cevap veriyor ama O’na ait haa yine korkuyorum ,korkuyorum söyleyeyim mi diye.Zor. Okşamış gözünün yaşını silmiş .Demiş ki habibim canım sana ben bişey söyleyeyim O büyük padişahın kapısına vergiyle gidilmez oraya eli boş giderlerse kabul eder.Anlatabildim mi acaba?Hisin zevkini? Ama bu tabi zevke taalluk eden bi iş bize ait değil.O dopdolu da o doluluğun karşısındaki mahviyete ait söylenmiş bir söz.Hani neye benzer bilir misin darb ı mesel azıcık şeye misale getirelim.Darb ı mesel dedim yani hayatımızda da olabilir .Birisine gayet dirhem baha bir hediye verirsin de gayet dirhem baha fakat o zatın senin yanında büyük bir kıymeti olur ne kadar dirhem baha olsa verdiğin hediye sana küçük gözükür özür dilersin “layık değil ama bilmem ki kabul eder misin” dersin.Anlatabildim mi acaba?Şimdi bağladık.O onlar ayrı insanlar.Mesela onların gördüğünü biz göremiyoruz.Bayezid i Bestami.Aslı “Bistami” dir ya manevi bir makam bekliyor kendisi.Herhalde diyor o asrın indi İlahi’de en büyük mânaya sahib olan insanı âlem i Cemale geçmiş.Eh “sıra bendedir” diyor.Bana şimdi tebliğ edilecek ben ona o makama terfi edeceğim.Derken sırrına bir hitab “O filan yerde bir demirciye verilmişdir” diyor.Tabi o kadar kemalatı sahib olan insanlarda bizim gibi “o caha o nail oldu o onu kazandı” diyerekden kaşı gözü bozulub hissiyatında,cismaniyetinde,ruhiyatında ,şuurunda,benliğinde bir değişiklik olmaz.Çünkü tamamıyle soyunmuş bişey yok fakat bir merak olur.Bir zevk i merak.O merakın içersinde bir de onu göreyim o büyük makama ait olan adamın gözünden ruhunun penceresidir o göz içini seyredeyim.O kalbe Hak nasıl bakmış ona âgah olayım aşkı olur.Gideyim ziyaret edeyim o zatı demiş.
                                                                                              --/-
               
                                                                                              -6-

Ne var bunda?Gidiyor.Tesadüf haddad demirci .Öyle bir saate isabet etmiş ki demiri çıkarmış o hani demir hararet verilir de nâr ı beyza halinde kıpkırmızı çıkar .Çıkarmış örsün üzerine koymuş bir cezbe halinde yumruğunlan vuruyor gözyaşları da cızz cızz cızz cızz Bayezid i Bestami uzakdan böyle tam bir edeb terbiye dahilinde seyrediyor hayret içersinde.O iş bitmiş girmiş içeriye “tebrike geldim tefeyyüz etmeye geldim kabul edin beni” demiş.Buyrun demiş. Söz arasında sormuş “bir hâl geçirdiniz”. Evet demiş demiri ocağa soktum nâr ı beyza halindeyken bir tecelli oldu âlem i nârı gördüm ,âlemim değişti bu âlemden insilah vâki oldu baktım âlem i nâr “..helimtele’ti ve tekûlu hel min mezîd (Kaf,30) Kudret hitab ettiriyor “doldun mu?”  “Daha var mı?” Onun için ehli nâr hiçbir vakit gözü doymazmış kanaat denilen şey kabul etmezmiş o nidaya layık olduğundan dolayı.Anlatabildim mi acaba?O hâli gördüm rikkate geldim dedim “Yarabbi sen hâlıksın,sen maddeli maddesiz,modelli modelsiz ,müddetli müddetsiz var edensin.İrade i sübhaniyen öyle tecelli etmiş burası dolacak fakat ne olur beni büyüt de benimle dolsun.Madamı ki iradende helimtele’ti ve tekûlu hel min mezîd  olacak benimle dolsun da hiçbir zerre buraya girmesin.Hiç bir sınıf girmesin benimle doldur.”Bayezid i Bestami başlamış ağlamaya “evet hak sizinmiş ben yalnız darr ı selama layık olanları düşünürdüm sen tabi bu hak sizinmiş.” Diyor anlatabildim mi acaba? O zat da ona diyor ki hadi öbür tarafı dursun. Bir iş, âmelle kalbin pâki birleşecek biraz evveli söylerken Nazm ı Kerim’i getiremezdim getirememiştim şimdi geldi Kudret’in ihsanı ile “Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ..(Mulk,2) İşte bu Ayet i Kerime insanın yalnız kalbinin pâki ile değil “Ben size hayat verdim.Yaşatmam,öldürmem mevcudat içersinde bu hilkatde yapacağınız âmellerin güzelliği ile imtihanınız içindir” diyor. Âmellerde güzellik olursa netice itibarı ile kâm alır,olmazsa zavallı geçer göçer geçer gider.Netice itibariyle.Sonra içimizde kim vardır ki mevcudiyetini tehdid etmekte olan en ufak bir şey hatır vukuunda bir ilticahgâha sığınmasın var mı öyle bir insan? Bir korkunç bir hâl geldiği vakitde kendi mevcudiyetini imha için çırpınmayan ilticahgâh aramayan var mıdır?O halde niye Kudret’len azamet yarışına kalkarsın?Yok değil mi ya? En nihayet ilticahgâh neresidir?Artık onun şeysini kendin bulur sen verirsin.Onu ben söylemeyeyim.Binaenaleyh eski konuşmalarımda dediğim gibi insan bu âlemde ya âlim olacak,ya müteallim olacak,ya müstemi olacak.Bunun haricinde kaldı mı mahvolur gidersin.Tabi buradaki âlim dendiği vakitde ,ahlak çerçevesi dahilinde .O biraz evveli söylediğim değil.Zaten olamıyor ya o.”Edeb ehli keremden hâli olmaz.Edebsiz, ilim okusa âlim olmaz” dedik.O düştü bi defa.Binaenaleyh insan ya âlim olacak,ya müteallim olacak,ya müstemi olacak.Ya bilecek bildirecek ,ya bilenden bilmeyi öğrenecek buna kabiliyeti yoksa bunları işitmeklik zevkini duyacak.Anlatamadık mı? Bunun harıcında kaldı mı mahvolur gider.Ahlaka göre de ilmin gayesi marifetullahdır.Bak bir çerçeve halinde veriyorum.İlmin gayesi marifetullahdır.O halde ne çıkıyor? İlmin gayesi marifetullah olunca hikmeti nedir? Hikmeti de hilkâta vukufdur.Hangi adama hakim derler? Hilkâta vakıf olana hakim derler.Hikmet i ameliyesine gelince, insanların yaradılışdaki hilkâtlerinin hikmetine göre âmel edendir.O şekilde çalışandır.İşte ahlakın bizden beklediği budur.Bilmem anlatabildik mi? Biraz zorca buraları.Tekrar etmek lazım cümleleri ama yoruldum.Hulasa edecek olursak.Bir kuş bile diğer bir kuşun tuzağa girdiğini görürse kattiyen oraya gitmez.Tecrübe edin.Şööyle kuşlar gelir bir tuzak yap içinden bir tanesi o tuzağa düşsün onlar yirmi tane otuz tane olsun onu gördüler mi tuzağı hepsi birden ordan gider imkanı yok bir tanesini daha düşüremezsin o dakikada  musibetlerde.Beşeriyet o kadar bir birinin tuzağına düşüyor ,o kadar musibetler meydana geliyor hiç birisi nasihat veremiyor.Demek ki hâlen insan mevkiinde değiliz.Anlatamıyo muyum acaba?İbret almıyoruz.Kendi kendilerine ibret almayan milletler,kendisinden sonra gelecek milletlere ibret olurlar.Belle bu kaideyi. Kendi kendilerinden ibret almayan milletler,kendilerinden sonra gelecek milletlere ibret olabilirler.Kendi gitdikden sonra kaç para eder?Onun için akılla vicdanı,insafı hakem yapmalı üç günlük dünya hayatında satılmamalı.Nefsi emmaresinin kaliline ,hayat ı ebedisini baht ı servetisini değiştirmemeli değmez.İnsan, ancak bir şahab parıltısına benzer.Bilir misiniz? Hani bazan böyle gökyüzünden doğru bişey parlar derhal söner.İnsanların yükselmesi de böyle parlayıp sönmesi gibidir.hiç başk..ondan daha azdır bile farkı bile yoktur.Anlatamadım mı yahu?Hani böyle bir şahab böyle bir parlar şöyle işte insan ne kadar parlarsa parlasın ,ne kadar büyük masaya sahib olursa olsun ,ne kadar büyük kasaya malik olursa olsun ,ne kadar büyük caha temellük ederse etsin nihayet onun parlar parlamaz sönmesindedir.Kül haline döner gider.Emvali hayal onlar da emanet olan şeylerden başka bir şey değildir.Başka bir şey yok.Ama dünya denilem bu müzlüm hayatın bir subhu münevveri vardır.Bu karanlık hayatın bir aydınlık sabahı vardır işte o vakit insan “aah” der amma geriye vermezler.O aydınlık hayata kavuşmaklık için “Tahallaku bi ahlakillah” denilen Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak lazımdır.Anlatabildim mi? Ahlak ahlak da Allah’ın ahlakıdır.Başka ahlak yokdur istediğin kadar nazariye oku istediğin kadar ne okursan oku.Allah’ın ahlakıyla ahlaklanacaksın Allah’ın sıfatıyla sıfatlanacaksın o vakit adam “ahlaklı adam” denir.Konuşmamız buraya kadar.

Saçsa da âleme ger Nur-i Huda pertevler                          Her göz açtıkca bir et fâtih ile meftuhi
Ne gider ne götürür maksada ham peyrevler                   Hak bilir sen arama fasid ile memduhi
Göremez Hakk’ı,gözü kör dili gâfil divler                                          Ey Kemali sakın incitme dil i mecruhi
Kıble-yi mâ’niyi fehmeylemeyen kiçrevler                 Ezber et nükte i esrar ı dili ey Ruhi
Sehvine secde edib ecr i azim isterler                         Hazır ol Bezm i İlahide nedim isterler





4 yorum:

  1. merhaba. 4. bölümde geçen "Bir zerrecik ahzedse kamer nur u vechinden hurşid i cihantaba edayı zimem eyler.Bir zerrecik ahzedse kamer nur u vechinden hurşid i cihantaba edayı zimem eyler.Ey Şah ı Rusül nazar ı akdes i lutfün mürşimleri Cibril kadar muhterem eyler.Zatında o kadardır ki şefaat dilerse bir nazla ile mahvı zünub u .. eyler. " beyti kime aittir bilginiz var mı?

    YanıtlaSil
  2. Beyit Yenişehirli Avni'ye ait

    YanıtlaSil