173. Kaset


Kaset 173    01/03/1964    65dk.  (Düzenlenmemiş Metin)



Mevzu iki esasa ayrılmıştı;birine vazifeden doğan ahlak,diğerine aşktan doğan ahlak tesmiye etmiştik.Vazifeden doğan ahlakın annesi akıl olduğunu,aşktan doğan ahlakın da menbaı kalp olduğunu söylemiştik.Gerek akıl,aşk,vazife,kalp bunlar manayı insaninin birer vasıfları olması dolayısıyle mevzuun an yerini,esas noktasını insan mefhumu teşkil etmekte idi.İnsan. Ve tarifi güç olan kısım da  ,anlatılması zor olan yer de insan mefhumu.İnsan.Nedir insan?Zahir bakışla,sureti itibarı ile her konuşmada tekrar ettiğim gibi seksen yüz kiloluk bir kesafetten ibarettir.Elli altmış kiloluk kan,et,kemik torbasından ibaret.Fakat onun manası nedir?Bir yüzü,alem i hilkate rabtedilmiş,bir yüzü alem i Kudret’e bağlanmış,gelmesinde gitmesinde ihtiyar yok,mevcudat kendisine teshir edilmiş bu mevcut nedir acaba?Niye gelmiş,ne için getirilmiş ve nereye götürülecek bu insan ki? Bir çukurdan içeriye iniliyor da çıkılmıyor.İnilmesi var,çıkılması yok.Hakikatı itibarı ile mescud u amme i melekut.Melekler kendisine secde etmiş.Mesnet nişin i seb e araid. “innî câilun fîl ardı halîfeh” (Bakara,30) fermanı ile o ünvanı ile muanven “Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı (Casiye,13) burhanıyla müberhen olan insan ne? Ufak bir şey değil.İnsanın kıymetini, Allah kadar takdir eden ,Allah kadar bilen ve bildiren hiçbir şey yok.Biz insanı şöyle bir görür geçeriz.”Geldi,gitti,öldü” deriz.Fakat Allah da diyor ki; “innî câilun fîl ardı halîfeh” (Bakara,30) “Yeryüzünde, Benim yerime onu kaim kıldım.”Bu unvan ile muanven. Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı (Casiye,13) burhanıyla da müberhen.Arzda,semavatta ne varsa ,emrine müsahhar kıldım.İbda,icad kudretlerini kendisine verdim.Sen zannedersin ki işte şunu icad etmiş,bunu icad etmiş Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı (Casiye,13) burhanıyla müberhen olmasaydı insan ,öyle bir şeyleri icad edebilir miydi?Biraz da Kudret,ders kaçıttırır,icad ettirir de kendisi de farkında olmaz.Bilmem der.Böyle olduğu halde bir nevi halaktül halkal ü eclid mahbub u dergah ı ahadiyet.Kıymetini anlatmak istiyorum amma sükut yok konuşmada mamafih mevsim de tabi siz de haklısınız rahatsızsınız hepiniz ben de hastayım,öksürükler,aksırıklar,tıksırıklar olacak ne yapalım .Bi külli şey’in maniün ve lil ilmi mevaniün .Her şey için bir mani çıkar,bir şey öğrenmeklik içün çok mani çıkar.Bu böyle.Kaide.Bu kadar azamete sahib olduğu halde,bu kadar azamete sahib olmaklık istidadında olduğu halde bir kısmı halaktül halkal i eclid .”Ey hazreti insan,mevcudatı senin için yaptım.” Fermanıyle,emriyle mahbub u dergah ı aidiyyet,bir kısmı da “ulâike kel en’âmi bel hum edallu”,(A’râf,179) iktizasınca magdub u dergah ı samediyet.Şimdi sen,o Hak’kın birlik dergahında mahbub musun yoksa huzur u sahayı izzeti Cemal’inden kovulmuş madrub musun?bunu anlatıyor ahlak.Anlatabildik mi acaba?ahlak,bunu anlatır.Bunun ölçülerini verir.Bak mahbub isen ne ala,magdub isen fırsat elden gitmeden perde i gaflet açılmadan,kudret tükenmeden burdan buraya atla.Kapı açık,henüz kapanmamış zevki irfan iledir insanın. Farkı yok cahille hayvanın .Cahil dendiği vakitte okuması yazması yok manasına alma.ahlakta cahil,doğru hisse malik olmayan adama derler.Okuyanda da olur,okumayanda da olur.Anlatabildim mi? Cahil deyince ahlak cahil dediği vakitte okuması yazması yok manasına değil ha.Okuması yazması olmaz da okuyanı böyle böyle böyle böyle, böyle böyle böyle böyle ..püü Hak’kın Cemal i Sübhanisine mazhar olmuştur.Gönül kitabını okumuştur.Gönül kitabını.Kalem i âla, hadimi,Levhi Mahfuz ,kitabı olmuştur.O kitabın yazısı da yoktur,harfi de yoktur.Gönülde durur.Açtın,okudun,baktın mı,yerini buldun mu?Buldunsa ne âla.Bulmadınsa,daha vakit var.Bu Pazar ı İlahi’de bir şeyi alamadım diye mahzun olma.Niyet et almaya.Çok zavallı,kendine güvenen vardır ki, eli boş kalmıştır.Çok da ağlayan vardır ki ,kalbi dolup gitmiştir.Pazar açık. Zevki irfan iledir insanın .Farkı yok cahil ile hayvanın .Bu da biraz tehlikeli bir söz ya.Çünkü hayvan davacı olursa, insan kurtaramaz kendisini.Bazı insan vardır ki hayvana izafe edilir.Ya hayvan yarın Huzur u Bâri’de .”Yarabbi bu bana nasıl kendisini nisbet etti,ne münasebeti var benimle?” der.Sen ona bir çok sıfatlarını bahşetmişsin o istifa ettiyse benimle ne alakası var? Fakat anlatmak içün ne yapalım yine Hak’kın lisanından ”ulâike kel en’âmi bel hum edallu,”(A’râf,179) Hak bile “hayvan gibi” diyor da sonra hemen duruyor,” ondan çok aşağı,çok aşağı” diyor.Anlatamıyorum galiba?Öyle diyor Kendisi; ilk önce diyor ki “hayvan gibi” ondan sonra “ondan çok aşağı,çok aşağı” “bel “ hayır. Daha aşağı.Allah öyle diyor.Arif i Hak’kın olur kalbi selim,gönlü mirat ı nazargah ı alim.Bak gönlüne bir şey görebiliyor musun gönlüde? Mazhar ı marifetullah olagör pertev i mihr i Hak ile dolagör.Hep bunlar işte imtihan alemi olan bu alem i hilkatte bu alem i hilkatte bunlar edinilecek. Koruk halinde kalma,üzüm olmasına çalış.Ahlak öyle der.Koruk halinde kalma der.Üzüm olmaya çalış der.Üzüm olmanın çaresini bul der.Ömür ilerliyor,rücu etmek lazım.Evet bir ferman ı sübhanide Cenab ı Hak öyle buyurmuş;”Ben ihtiyarlara azab etmekten haya ederim “ Bu emrin karşısında en büyük ahlakçı “ya ihtiyarlar ne yapar acaba” demiş.Bu kâfidir bize.Bu günkü konuşmaya bu kâfi.Hüda diyor ki “Ben ihtiyarlara azab etmeye haya ederim.”Bunu beyan eden Zat ı âla da diyor ki “acaba ihtiyarlar ne yapar”Evet insan olur ki mazhar ı gaybiyyesi,mazhariyyeti gaybiyyesi, cehalet içinde marifet meydana getirir.Hüda bizden, bunu istiyor.Güzel niyetleri içersinde,o güzel niyetleri ,mezalim içersinde ma’delet meydana getirir.Niyyet i hasene.İnsanın tarifi uzundur.İnsan vardır ki ,zavahirini tarif ediyoruz daha iç tarafına girmedik.
Teşvilat ı şeytaniyyesi marifethaneleri berbat eder .Berbat.Kurulmuş bir marifet,insan yetiştiriyor fakat canavar ruhlu bir insan gelir o marifethaneyi perişan eder.Yine insan olur ki nefha yı enfasından ölüler dirilir.O da insan, o da insan.Yine öyle insan olur ki rayihayı kerihesi,manevi pis kokusu kainatı zehirler.Evet yine insan olur ki hilm i tevazuu selamet i tabı nazarında kendisinden başka mevcudatta hakir bir şeyi görmez.en ufak bir mevcudun,mini mini bir karıncanın hukukunu göz önünde tutar tir tir titrer.Fakat bunun karşısında yine bir insan vardır ki kibr i gururu ,kendisinden başka bir sahib i kibriyanın vücuduna bile inanmaz da firavunluk vadisinde ihramlar diker.Nasıl tarif olur şimdi bu kül halindeki insan.Parça parça söylüyoruz herkes bir şey alabilir.Yine öyle insan vardır ki alemde hiçbir şeye inanmaz hatta kendine de inanmaz.Biz bunların hepsini işte bu “ ömrü dünya bir dakika,ömrü adem bir nefes” denilen anda ikmali meratib edeceğiz de,aslımıza kavuşacağız.Bu şekilde gelmişizdir bu aleme.Bunu yapmak için gelmişizdir.”Bilmek,bulmak,olmak” her konuşmada tekrar ediyorum.Bilecek. İrfan. Vücud,aşkda nihayet bulursa .Vücud aşkda nihayet bulursa hadisat ı kevmiyyenin elemi, ona hiç gelir.Doğum demek,galgasız denizden dalgalı denize düşmek demektir.Umur u hariciyede bir misal vermek lazım gelirse;insan doğdu ne demektir?Dalgasız denizden,dalgalı denize düştü .Bu denizin iki dalgası vardır.Sen şimdi burada kendim eğer kanatlarımla ,kollarımla,kuvvetimle sahil i selamete çıkarım dersen kendine güvenir.Boğulursun.Bir “Cemal” galgası geçer,bir “Celal” dalgası geçer, biri batırır,biri çıkarır nihayet kesilirsin.Fakat teslim olursan,sahil i selamete gayet çabuk çıkarsın.Sınıfını ayır,eğer bir rah ı hakikat talibi isen ayır sınıfını.Bul dostunu yürü. Cinsiyet,mücerred şekille değildir.Beşer bundan aldanır.Cinsiyet,şekil itibariyle böyle bir mücerred şekil itibarı ile değil.Kulubun teşabühu,ervahın taarrüfü,ukulün münasebeti ile olur.Kalpleriniz birbirine benzeyen,ruhları birbiri ile anlaşmış elestü bezminde ,akıllarda da birbirine münasebeti olan varlık birleşti mi ittihab o. Niçin biz şimdi birleşemiyoruz?Kalplerimiz birbirine benzemiyor,ruhlarımız taarüfü yok,akıllarımızın da münasebeti bir birine uymuyor.Ondan dolayı böyle bütün beşeriyyet mevzii konuşmuyorum,dünya sekenesi üzerinde huzur yok.İlmen bu kadar yükselsin,fennen bu kadar teali etsin,sanatan bu kadar parlasın da biliyor musunuz Kudret, bu günkü zenginliği beşeriyete hiçbir vakit vermemiştir.Fakat yine inliyor.Her şeysi var inliyor.Hak var mı yok mu? Var yahu nerden neden inkar edersin? Hadisatı görmüyor musun?Her şeye malik,inler.Demek inleten var.Anlatamıyoruz galiba?Maddeyse hakim, inlememen lazım asırlar evvelinden çok safalı bulunman lazım.Hep böyle kıl üzerinde duruyoruz. Kalp,kasvet içinde ,göz ama halinde,gönül bir acayip şekilde öyle bir hal.Neden öyle o? Eğer madde hakimse,bunun aksi olması lazım.İnliyorsun.Kim inletiyor?Ne vakit inilti kesilir?Bunun raporunu yapan yok.Sohbetler,muhabbetler, kuzu gibidir.Gadap da kurt gibidir.Sohbet ediyorsun,muhabbet ediyorsun fakat gadabın galip.O kuzuyu götürüp,o kurdun önüne koyuyorsun,hoop gidiyor.Anlatamıyo muyum acaba?Bundan daha canlı misal olmaz.Tatlı tatlı dinliyorsun.Kendi kendine “evet” diyorsun.Sözler güzel diyorsun,sohbeti yapıyorsun,muhabbeti yapıyorsun fakat gadabı yenemiyorsun.O ki gadabı yenen yeri bulamıyorsun.Mesele burada.Gadabını,kinini,hasedini,buğzunu,adavetini,şehvetini,riyanı ezecek yeri bulamıyorsun.Bulamayınca, o güzel kuzuyu o kurdun önüne koyuyorsun hop yiyo bitiriyo.Netice alınmıyor.Onu yendin mi makam ı aşk kapısı açılır.Tabi iki üç haftadır tekrar etmedim. Unutturuldum. Ahlak mevzuunda aşk dendiği vakit aklınıza romanda okunan aşk gelmesin.Ruhta hasıl olan muhabbete aşk, nefste hasıl olan muhabbete, şehvet denir.O da ikiye ayrılır;bir kısmı mendubtur makbuldur.mekruhtur.Anlatacağım diye senelerden beri söylerim de bir türlü anlatamam.Hadi şimdi anlatayım mı? Yok yok daha vakti değil.Kad enarel aşk u minhecel hüda ,salik i raha hakikat aşka eyler iktida.Neşe i kamil kim andandır müdam meyde teşvir i hararet neyde tesir i seda ne güzel söylemiş.Bu aşk öyle aşktır.Oraya çıktığı vakitte,malum ya insan,dedim ki bu iki dalganın arasında ezilir.Heh oraya çıktın mı teslimiyet makamıdır ezilmek yoktur.Hiç. Elem duymaz.Nesimi’yi yüzüyorlarmış,Nesimi’yi.Çok zevlidir burda bir şey söyleyeceğim onun bir sözünü.Hoşunuza gider gibi gelir.Nesimi.Onun ne güzel sözleri vardır.Onu öyle şey halinde,saz halinde dinlersin bir de içine gir de dinle dışından bakma.”Ben melamet hırkasını kendim giydim kime ne,Haydar Haydar kendim giydim kime ne”gönlünde rehber olarak Hz.Ali’yi bulmuş onunla nazlaşıyor.Gönül bu.O da O’nu bulmuş gönlünde kendisine gönlünde yol gösteren O’nu bulmuş .”Ben melamet hırkasını kendim giydim kime ne” onu öyle yalnız bir saz aleminde dinler gibi değil de bir de Nesimi olarak söyle.Öyle dinle.”Namus u ârın şişesini taşa çaldım kime ne” diyor.Ona sen ters bir mana verme yani.Hayâmı attım namusumu attım manasına değil örfü belde de bir benlik vardır .Şöyle bir ense gerilir o sahte benliğin adına “bi-ar” der.Öyle bi namus diye bir kıymet kor.Ben Hak uğrunda diyor her şeyimi feda ettim.Ben de vücut şaibesinden eser kalmadı.Anlatabiliyo muyum acaba?Yoksa bizim bildiğimiz böyle hayâmı attım olur mu?değil.Hak ve hakikatı ilan etmekten kainat beni levmetti ben de o levmolunan şeyden bir elbise yaptım onu giydim.Bizim ayakkabımızın bağına bassalar gözümüz bu kadar açılır.Söyler,söyler bilirsiniz ya herkesin bildiği şey.Şimdi hepsini tahlil edersek uzun sürecek.Geh giderim medreseye ilim okurum Hak içün.Geh giderim meykedeye dem çekerim aşk içün Biz böyle buraya dolmuş bir içki zannetme.
Bazen şuhud aleminde gezerim şununla bununla bir ilm i Hak meydana getiririm onu öğrenir onu öğretirim.Bazen de makam ı aşka çıkarım Hak’kın dergahında onun özeliyle doldurduğu aşk şarabını içerim.Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne .Anlatamıyo muyuz acaba?O ayrı.Bizim bildiğimiz meyhane rakısı değil.Nesimi’ye sordular yarin ile hoş musun.hoş olayım olmayayım o yar benim kime ne.Rabbin ile hoş musun diyolar.Yar,Allah.Malum ya.O kadar emin bir hukuk tedarik etmiş ki hoş olayım olmayayım o yar benim kime ne diyor.Neyse muazzam bir adam.Asrında çekememişler.Daima öyle.Asrında.Fetvayı veren demiş ki, onun kanı dokunduğu yeri de kesmeli.Onu imha etmeli,imha ederken de kanı bir yere bulaşmışsa orayı da yok etmeli,kesmeli.Hased,buğz,kin adama neler yaptırmaz.Canavarlar utanır.Derisini yüzüyolar.Yüzüyolar derisini.O fetvayı veren adama deriyi verirlerken kanı bulaşıyor.Sözünle amin ol diyor.Kan bulaşmıştır eline o parmağı kesmek lazım gelir.Nesimi diyor böyle.Zahidin bir parmağın kessen dönüp Hak’dan kaçar. Zahidin bir parmağın kessen dönüp Hak’dan kaçar.Gör bu gerçek aşıki sertapa yüzerler ağrumaz.Bunu söylerken bir münafık karşısına çıkmış “öyle söylüyorsun ama yüzün sarardı demiş” .Belki burasını duymamışındır veyahut duydunsa hatırında bir zevk olsun da tekrar hatırlatmış olurum cevaba bak,ne cevap,aşık cevabı.İnsan cevabı.Cevaben diyor ki;”Şems i ruhum ,ruhumun güneşi,ufku vücudumden gurub ediyor da sen onun terkettiğini,terkettiği sarılığı görüyorsun.Söylemeyedim galiba,anlaşıldı mı acaba? Münafık öyle diyor. Şems i ruhum ,ruhumun güneşi,vücudumun ufkundan gurub ediyor ,sen onun terkettiğini,güneş gurub ederken sarılık olmaz mı sarı olmaz mı? Niçin öyle bakıyorsunuz tuhaf tuhaf?Hiç güneşin gurubunu görmedin mi? Sarılık olmaz mı,sarı?Bak ne misal getiriyor.Şemsi ruhum vücudumden gurub ediyor ,onun terkettiği sarılığı görüyorsun. Diyor.Aşık ol aşk ile bil mantık ı aşkın dilini mümine nuh necat kafire tufan dediler. Uzun. Gelmedi aşağısı belki de hata edeceğiz,hafızamdan çıkmış.Sibgatallah ve men  ahsen yüzüne abidin gözlerine sibgayı sübhan dediler. Secde kıl sacid i mescudunu bil her kim ki ademe secde kılmadı anın adına şeytan dediler.Ya Hak. Onlar kendileri içün ağlamışlar,başkası içün değil kendileri içün.Kendileri içün ağlamışlar.Onun içün Beşeriyetin Fahri Ebedi’si der ki; “Allahümme atıni hatıleteyn” “Yarabbi beni daima gözyaşıcı akıcı olarak gör.” Anlatabildim mi acaba? “Yarabbi beni daima gözyaşı akıcı olarak gör.”O vakit hakikat tartı terazisinde kendini tartabilirsin.Gözyaşınla gıdanı yoğur,iç ateşinle pişir ondan sonra bu aşka kadem basarsın.Neyse biz mevzuu daha büyük zevklere doğru götürmeye başladık dönelim burdan.Burası zor.Göz yaşınla gıdanı yoğur,iç ateşinle de pişir ondan sonra makamı aşkın kapısı tak der açılır.Ondan sonra bütün kalp ilham ile dolar.Satılmazsın.hiç imkan mı var satılmanın.Bunlar hep bu alemde olacak işler.Her mevcud,yani her mevcud dedim ,her mevlud,her doğan ,cihana, her şekli kabule,her rengi almaya müstaid olarak gelmiştir.Bir çocuk doğdu mu bu alme bil ki o, her şekli kabule,her türlü renk ile boyanmaya müstaid bir fıtrata sahip olaraktan gelir.Kemal i fazileti babasından,anasından mı alır? Babası ,anası nerden aldı?Yok.doğrudan doğruya tesiri olmaz.Manadan alır manadan.Çocuğu manasız büyütürsen,maddenin kesafetinde boğarsın zavallıyı mahveder gidersin.Anlatamıyorum galiba?Manadan alır.Zira anası babası da öyle doğdular.Onlar da her fazileti,her rengi ,her şeyi iyi veya kötüyü kabule müstaid bir fıtratta doğdular.Artık onu yetiştirmeklik ,o halde rahber i Hak bize ne gösteriyor?Ahlakta itidal,faziletle tezeyyün,efali harekatında,bedeni varlığında sahib olabilecek büyüklük neye bağlanıyor?Manaya bağlanıyor.İmana bağlanıyor.Hak’la olan rabıtasına bağlanıyor.Daha nasıl ifade edeyim.Fertler,ancak faziletle birleşebilirler.Fertlerin arasından fazilet kalktığı gibi beşeriyet böyle inler.Muvazene bozuluyor.Cemiyet i insaniyeye nisbetle fazail ne ise,kainata nisbetle cazibe i umumiye o dur.Anlatamıyo muyum? Seyyarat,semavat,bütün mevcudat okuduğun ilim ne diyor?Cazibe kanunu ile duruyor diyor değil mi ya?Kainata karşı Allah bir cazibe koymuş,kaldırdığı vakit yıkacak.”Kaldıracağım” diyor sonra kendisi.Bilin de kaldıracağım diyor. Nasıl ki sen bir alemsin ölünce kıyametin kopuyor,Mevcudat da bir alem onu da öldüreceğim onun da kıyametini koparacağım diyor.Aşikaresi bu. Anlatamadık mı?Sen bir varlıksın, bir alemsin.Senin kıyametin,senin gözünü kapamanlan değil mi? Hepsi de zi-hayattır diyor onların da alacağım canını diyor ondan sonra.Onun içün bu aleme gelişimiz;bilmek,bulmak ve olmak.İyi ama Hak’kı bildik,Hak’kı bulmaya bir delilin var mı diye bana bir sual soran olsa, sorar insan bu.Bu muhal dese mesela,yok. Ben yine ona Hak’kın lisanı ile ,Hak’kı bulmaya delili,Hak’kın kendi sözüyle isbat ederim.Nedir O? “ve huve meakum eyne mâ kuntum” (Hadid,4) Bak Allah ne diyor;”Nerede olsanız ben sizinle beraberim niçin sarılmıyorsunuz bana” diyor. “ve huve meakum eyne mâ kuntum” (Hadid,4) Bir delil daha verebilir misin? Çook vereyim.Hadi bi tane daha vereyim,” ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi.”(Kaf,16)“Ben size,sizin can damarınızdan daha yakinim”Bu kelimeleri anlayasınız diye söylüyorum,öyle can damarında da yine bir mesafe olabilir öyle değil.”O yakınlıktan daha yakinim Beni bırakıp da niye başkasına taparsınız” diyor.Demek,” bilmek,bulmak”  beşer içün en muazzam bir vazife.Fakat işte, alayiş,zavahir bizi aldatıyor.Biçare olarak geçip gidiyoruz.Dün ne ise,bu gün de o.Daha bile şöyle böyle yani netice itibarı ile bu kainatı başka bir şekilde görebilecek misin?O halde niçin muhasebe i nefs yapmıyoruz?İnsan şöyle bir hesab etsin.
Otuz yaşında,yap hesabını yahu.emelin,elemin her neyse bunun arasında kıvrandın ,yeni bir şey koyabildin mi? Bir şey var mı?Yarın da böyle değil mi,öbür gün de öyle değil mi? Senin hayat diye tarif ettiğin bu değil mi?Bu ise,bunda bu kadarlan gitme.Bu iniltidir bu.Yazık insanlığa.Yok mu gönlünün zevki?Gönlüne zevk yok mu? Şöyle düşün.Sonra mana üzerine sarılsan ne kaybedersin?İmanlı zamanındaki tarihine bak,imansız zamanındaki tarihine bak.Böyle açmış pazarı Kudret.Bir millet ne kadar kuvvetli iman ederse,tarihi o kadar semeredar olur.Sonra iman ,adama ne gibi bir kötülük yapabilir?Başta verdiği ise şudur,bir defa der ki,”İrade i İlahiye’ye şuurlu bir teslimiyet isterim” der.”Fahşadan ictinab isterim” der.”İnsanlar arasında bezm i ülfet isterim” der.Hani insan haklarını meydana getireceğiz diyor ya .İşte insan haklarını meydan  getirmesinin esas bir vaziyyetini iman mefhumu ortaya koyuyor.”Bu olmadıkça olmaz” diyor.ama o da sözlen olmuyor.Bunun neticesinde öyle bir tekamül et der ki, iman ,”İnsan saygı ile,sevgi ile Allah’dan korksun” der.Allah yakacak,yıkacak öyle değil.Bana kıymet vermiş,mevcudatı emrime musahhar kılmış,kendisine muhatab tutmuş,konuşturan,bir gün konuşacak ,binaenaleyh beni ruhu menfuh ile tekrim etmiş ,kerremna tacını giydirmiş,herhangi bir mahluk u süfli yapmamış,bana bir ebedinamütenahi bir varlık vermiş,acaba soğursa,beni sevmezse .Sen alelade bir insanı seversin de eğer sevgin samimi ise korkarsın ondan .Neden korkarsın? Döver diye mi yook .Onlan döver geçer,azarlar diye mi? O da geçer ya? Sevgisi eksilirse.Anlatamıyoruz galiba?Ya sevmeyiverirse.Bütün hikmetlerin başı da bu korkudur işte.Bu korku olmadıkça, insan zalimdir.Bu korku olduktan sonra en ufak bir mahlukun karşısında tir tir titrer.Ömer’de bu korku yokken zalimdi.Mni mini çocuğunu getirip toprağın altına gömdü.Kalbinde rikkat denilen şeyin noktası yoktu.Fakat Hüda,iltimas muamelesine tabi tuttu.Beşeriyet’in Fahri Ebedi’si “Ömer’in islam olmasını istiyorum” dedi.”Al” ded, o taş gibi olan kalp, Nazargah ı Hüda oldu.Leyyine muvafık,.. oldu.asası çok kılıçları korkutan elindeki kırık bir değneği gördüğü vakitte en büyük saltanatlar tir tir titreyen o Ömer, bir ihtiyar kadının karşısında intisar ederken ağlamaya başladı.Sen imandaki kuvvetin ne olduğunu bilir misin?Ömer gibi taş gibi bir adamı,hamur gibi yapan bir varlık.Tir tir titredi.Bilirsiniz o hikayeyi, o hadise,o hikaye değil de o hadiseyi.Tekrar anlatayım mevzu daha ziyade anlaşılsın.O iman,öyle bir kuvvettir ki,öyle bir varlıktır ki,nasıl anlatayım?O kimde yer edecek olursa ,Hak’tan başka yerden korkuyu kaldırır.Bu fakirmiş,bu zenginmiş diyerekten ayırma halini giderir.Bunun cahı vardır,bunun hiçbir şeysi yoktur diye bu düşünceleri yıkar.Bir milleti yıkan şey,beşerden korkmaktır.Derhal yıkılır.Herhangi bir millet,beşerden korkmaklık hastalığına tutuldu mu muhakkak yıkılacaktır.Ahlak’ın tarifi böyle.O Hak sevgisi kalkar korkusu yok mu o korku olmadı mı insanda o insan zalimdir.Zalim de her ne yapsa hüsrandır.İmkanı yok.İyi yapıyorum diye elini atsa niyet etse,iyi yapmaklığa karar verse ,hakikaten iyi yapmak istese ,madem ki zalimdir,muhakkak kötü çıkacaktır.Hüsrandır.Allah’ın sünneti değişir mi? Hiç imkanı var mı? “vela yezidul zalimine illa hasara”öyle diyor Cenab ı Hak .Hiç diyor imkanı yok.Hüsrandan hüsrana sevkederim.Adl öyle değil.Adalet ayrılıyor.Mesela inkar ile,Hak’kı iyi tanımamaklıkla,fakat zulmü yok,Hak’kı layıkıyla tanıyamamış.O hukuku tedarik edememiş.Zalim değil,adli var payidar olur.O tanımamaklığı,”Benim için zaman yok,mekan yok “ diyor Hüda.”Ben kendi kendimi tanıttırırım,tanımadığı müddetin cezasını veririm. Fakat zulümde,karşısında yarattığım mevcut var.Buna yapıyor.Ona dayananam.Onu muhakkak tepelerim.Elverir ki zulmedilen de zalim gibi zalimse devam eder.Bağlı birbirine eşya.Onun içün der ki Beşeriyet’in Fahri Ebedi’si; “Bir insana inkisar ederken dikkat et,inkisar ettiğin insandaki sıfatlar sen de varsa o alem i arşa çıkar ikinize birden pay olur gelir” der.Çünkü sen de aynı sıfattasın onun aleyhinde inkisar ettin o inkisar icabetgaha gider ve gelirken sen de o sıfatta olduğun içün sana da beraber gelir.Durulacak şeyler böyle.Titrenecek işler.Mesela,Fahri Alem’in tenezzülen bu aleme teşrifi, ekasireden Nuşirevan ı Adil zamanına tesadüf etmiştir.Mecusi,Hak ile irtibatını tedarik etmemiş,gönlünü bir yere bağlamış amma,tapıyor.Ben yokum yine onun kafam o beni terbiye edecek diyor fakat o nerden çıkar nasıl olur bin konferans lazım.Sıhhatım olursa,neşem olursa onların nereden teşaub ettiğini belki size nebze nebze anlatırım.Adaleti ile şöhret afak ı cihan olmuş.Hatta,hatta Beşeriyetin Fahri Ebedi’sinin methine mazhar olmuş.Mesela diyor ki Fahri Alem;”Hamdolsun  ben dünyada  bir dil hükümdarın zamanında dünyaya geldim.”Anlatamıyo muyum yahu?Adaletin kıymetini nasıl bildiriyor. Halbuki o mecusi bir adam.Resul u Zişan gibi bir Zat ı Âla ,hilkatin evveli ve ahiri;”Allah’a çok hamdederim ki ben adil bir insanın zamanında dünyaya geldim”diyor.Nuşirevan ı Adil.Ama o da hakikaten adaleti ender bulunan bir adam.Maraz ı mevtinde çok hastalanmış,sevenleri üşüşmüşler başına efendim işte ilaç,derman arıyorlar.Eski okuduğum kitaplarda bir ilaç aklımda kalmıştır diyor.Bir köyün harap bir duvarından bir kerpiç gelirse benim ilacım anca, ilaç yok diyorlar bulamadı diyor, bulunamadı demiyor da yanındaki diyor ki Allah herhangi bir derdi yaratmıştır,onun dermanını da beraber yaratmıştır.Muhakkak bulunabilir.Her şeye başvurduk diyor,yalnız bir kitapta okumuştum diyor .Herhangi bir yerde bir harabede bir köyde yıkık bir duvarın bir kerpici olursa bana ancak o ilaç olabilir.Arıyalım diyorlar,arayın diyor.İcrai hükümranisi olan saha,insanlar çok seviyorlar adli dolayısıyle.Adalet, adamı çok sevdirir.Herkes.Geliyorlar,bulamadık diyorlar.Hiç bir köy,hiçbir köşe yok ki mamure haline gelmemiş.Yok,öyle bir yıkık yer yok diyorlar.
Gözüm açık gitmez diyor,bu haberi almak için diyor gönderdim.anlatabildim mi acaba?İman,insanı nasıl yumuşatır,nasıl insan yapar diye misal veriyorduk,nerde kaldıkdı acaba?Milletin başına gelmiş,görmek istiyor dostu,gündüzün vazifede,yanına kimseyi kabul etmez,işim var der,bazen tatilde,öğle tatilinde ,kabristanda burdan ahirete gitmiş dostlarının mezar taşısını boyar.Orda biraz dinlenir.Hazreti Abbas rivayet ediyor ,bir gece gideyim bari ziyaretine diyor.Kopkoyu karanlık bir geceydi diyor,zifiri karanlık.Baktım diyor karşıdan mehib bir zat geliyor,yaklaştım Ömer değil miymiş diyor.Size geliyordum.Ben eskisi gibi serbest değilim ki,seni nasıl gör..Göreceğimiz geliyor.Ağır bir yük aldım sırtıma,ne yapıyorsun peki? Mahalleleri dolaşıyorum imkanı olduğu kadar.Bir evde gürültü var mı,geçimsizlik var mı,gece yarısı kavga iyi işitilir çoluk çocuk sesi duyulur,imkanı olduğu kadar.Madem ki görüşmek istiyorsun,istersen beraber dolaşalım.Dolaştık diyor,şehrin her sokaklarını gezdik,şehrin haricine şöyle bir baktı,bana mı öyle geliyor ilerde bir ışık var geliyor.Evet var.Bir haymeye benziyor,çadır.Öyle gibi.Gidelim bakalım oraya.Gitmişler.Üç tane çocuk; ne olursun ver bir lokmacık,çok acıktım diye bağırıp ağlıyorlar.İçerde bir ihtiyar,anne sesi ihtiyar bir hanım;şimdi pişecek biraz daha sabredin diyor.İzin almadan girilmez.Emir öyle büyük kitapta.Fakat Ömer iradesini kaybetmiş,kapıyı vurmak,çadırın önünde seslenmeyi unutmuş,unutturulmuş.Sellem ü selam girmiş içeri.Bakmış mini mini üç çocuk.Pür hiddet,celallı zat.Ne vakit,bu vakit demiş.Kadın şöyle bir bakmış.Gece yarısı demiş.E bu vakite kadar bu çocuklar böyle aç bırakılır mı? Sen çömlekte kaynayanı tirit mi zannediyorsun? Ne o? Su doldurdum,birkaç da taş attım içersine avutuyorum çocukları.Bunların kimsesi yok mu? Bunların babaları şehit olmuştur.Ben neneleriyim.Ömer başlamış böyle sararmış.Peki insan halini emire arzetmez mi,söylemez mi? Ne emire mi? Aah demiş ankaribillah.Yarabbi işittin mi bu sözleri? Bu çocukların iniltisini bir saika yap onun beynini delsin.O muazzam,ne bileyim ben mevcudat titreten zat küçülmüş,yapma teyze inkisar etme .Söylemeyince ne bilsin.Gaza,gaza diye gitsin kainatı getirsin,ganaimi kainata paylaşsın,burnunun dibindeki,o büyük Peygamber’in maiyyetinde şehit olan dedesinin torunlarını duymasın böyle çürük özrü bakalım o benim inkisar ettiğim makam kabul edecek mi? Hem sen dışarıya çık demiş çık.Onların babası ,sizin emirinizden çok büyük adamdı İndi İlahi’de.Sen dışarıya çık.Sükunetle dışarıya çıkarken bir inkisar daha yapmış.Hatırlattı demiş hatırlattı. O Ömer’i hatırlattı bu adamlar bana Yarabbi.Bunaldığım vaziyyette hatırlattı.Duymayalım demiş.Gelmişler zaire ambarına.O vakitte altmış yaşında.Şu un çuvalını yükle demiş.Yanındaki dostu diyor ki ben alayım.Hayır,sen alma.Yarın Huzur u İlahi’ye ben çıkacağım.Vaktiyle ben bu yükü sırtıma almayacakmışım hatayı o vakit yapmışım.Kenar ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de Adl i İlahi Ömer’den sorar onu.Bana sorar.Sen bana acıyorsan şu çömleği al.Gitmişler.Hemen indirmişler.Çömlekte yağ varmış.Bu sefer de ateş sönmek üzere çılı çırpı kalmamış.Tedarik etmişler.Kendi eli ile pişirmiş Hz.Ömer, aside pişirmiş.Çocukları dizine oturtmuş,her birisini yedirmiş,işte onlar yerken başlamışlar uyuklamaya.Onları yatırmış.Abdullah İbn i Abbas diyor ki; Çıkalım sabah olmak üzere bizi burda görürler.Çıkarken,teyze yarın makama gel biz arzederiz hali Emir’e belki bir hayır olur.Ayrıldıktan sonra demiş ki;ben bu kadına çok merak ettim,bizi böyle kovdu,böyle azarladı,böyle inkisar etti.Bana müsaade et de yarın  gelir bu belki göreyim orda demiş ne yapacak,ne şekilde davranacak.Gel demiş.Kadın geliyor,öğle vakti geliyor.Kapıyı açmış,bakmış ki akşamki insanlar.Kemal i vakar ve bir sert anla kapıyı tekrar kapamış.Ömer dönmüş demiş ki;yine mi bir hata ettik biz?Koşmuş “teyze affettin mi beni?” “her vakit böyle görmek isterim” diyor.Gördün mü seciyeyi?Kadındaki imanın kuvveti,Ömer’deki imanın kuvveti hep birbirini beraber gidiyor.Biz olsak eğiliriz, büğrülürüz ah efendim afedersiniz ,işte öyle yaptık da şöyle ettik de bilmem bi hevayı tezellül .Kadın o eli Ömer’in eli olaraktan bilmiyor,gelen yerin Hak olduğunu Lütfü Hak herkese biminnet,Dest i abt arada bir alet.Hürriyetini satmıyor.İman,adama hürriyetini sattırtmaz.”Her vakit böyle göster adaletini” diyor.Ömer de o halden gadaplanmıyor,Hak’ka şükrediyor beni böyle bir milletin başına getirmişsin, kadını da böyle erkeği de böyle ilk çıktığım gün diyor,gayet samimi bir eda ile Hak’ka arz ı ubudiyet edip,Resulullah’a tam teslimiyetimi ilan ettikten sonra beni Hak’dan ayrılmış görür de peşimden gelirseniz mesul olursunuz derken sözü ağzında kapattılar en arkada bir köylü kılıncını çekti “bize hakaret etme demek ki sen Hak’dan ayrılacaksın senin peşinden gelecek adam var biliyorsun.Ayrıl bakalım bu ne yapar seni” dedi.Kadını da böyle azarladı hamdolsun namütenahi secde etsem ödeyemem diyor.Ama bunu yirmi otuz sene evveline çevir.Ömer’in o vaziyetini getir.Ömer’in kaç devresi var,o devresini getir.Mini mini çocuğu böyle,kız çocuğu,arada sırada ağlarmış,niye ağlarsın? Çocuğum gözümün önüne geliyor,ben bu iri ellerimle toprağa onu gömerken ,o da mini mini elleriyle sakalıma toprak bulaşmıştı böyle silkeliyordu.O kalp,nasıl böyle kalp oldu?Anlatamadık mı acaba?Hani biraz evveli demiştim ki her mevlut,her doğan ,bu alemde bir çok renkleri,bir çok manaları kabule müstaid bir fıtratta gelmiştir.O fıtratı,verebiliyor musun,veremiyor musun manası üzerine bu misalleri verdik.Bu günkü konuşma bu kadar yeter.




















0 yorum:

Yorum Gönder

 
Şemseddin Yeşil - Tüm Hakları Saklıdır..
Designed by CruelKeSh | 2017


Eni ü nale seher-hize ney nevası verir
Bükadan Arif i billaha mey safası gelir
Sühanverin eseri bir hayat ı sânidir
Giderse dâr ı fenâdan yine sedası gelir.




9 Saniye sonra Kapanacaktır