Eni ü nale seher-hize ney nevası verir
Bükadan Arif i billaha mey safası gelir
Sühanverin eseri bir hayat ı sânidir
Giderse dâr ı fenâdan yine sedası gelir.




Saniye sonra Kapanacaktır

188. Kaset

Kaset 188  20/01/1963    80dk.  (Düzenlenmemiş Metin)



Mevzuu başlıca iki esasa ayrılmışdı.Birine vazifeden doğan ahlak diğerine de aşkdan doğan ahlak tesmiye etmişdik.Vazifeden doğan ahlakın annesi akıl,aşkdan doğan ahlakın da menbaı kalb.Gerek akıl gerek kalb gerek aşk,vazife bunların hepsi mânayı insaniye ait birer vasıf olması hasebiyle mevzuun en büyük rüknü insan mefhumu üzerinde.İnsan nedir?İnsan evvel emirde şöyle bir bakılınca bir cisim.Hacmi var sıkleti var ebad ı mahsusesi var maadinle iştiraki var müşterekdir.Diğer bir nazarla bakılacak olursa yine bir cisim … var.Mevkii mahsusuna bir tohum vaz edilir,büyür,güzelleşir, fersudeleşir geçer göçer gider nebat ile müşterek.Yine şöyle bir bakılacak olursa hayvan ile de iştiraki var .Arzusu ile iradesi ile burdan kalkar buraya gider .E bunun sonra bir de mesud olmak herkesin ağzında hani.Malum ya bir insan niçin yükü taşır?İnsan niye yük taşır?Taşımam. Yook. Onu Kudret yüklü göndermişdir.Kainatın seriri saltanatına seni sahip kılsalar yine yükün üzerindedir.Başıboş,Kudret kimseyi bırakmamışdır.Hem burasından yakaladım diyor.Bazısını serbest bırakırım da yakalandığının farkında değildir hamiyi çektiğim vakit farkına varır.O serbest bırakılanlar makbul değildir der.Öyle biraz hafifce tutulub da onu hissedenler mesuddurlar der.Anlatabiliyo muyum acaba? Öyle biraz serbest bırakıldı mı .Hiç kimse yok bundan kurtuluş yok.Gelmede gitmede ihtiyarı olmayan insanın öyle mensi ve mühmel unutulmuş terkedilmiş başıboş bırakılmış bir hale sahib olmasına imkan var mıdır?Sen gelirken sorulmadın giderken de sorulmadın e gelirken giderken sorulmadan bu alem i şuhudda bu seyri yaptırırlarken seni hiç unutulmuş bir vaziyette terkedir bırakırlar mı buna imkan var mı? Her konuşmada tekrar ediyoruz getirilirken sorulmuyor giderken de sorulmuyor .Birisi der mi ki ben bu âlem i şuhuda ,dünya denilen ibtila âlemine ikbalinde hüda var idbarında fecia gizli .Birisini güldürürse birisini ağlatır böyle bir sahne.O kadar makbul bişey değil.Öyle değil mi?Bak sahne i âleme biri ağlar biri güler .Birini dilşad eylerse diğerini mecual fuad eyler.Böyle bir alem vardır teşrif eder misiniz diye hiç birimize sormadılar.Giderken de sormazlar.O semayı deler gibi bakan gözler .Kudret ile azamet yarışına çıkmış sert edâlar ,çene kemiğinin arasında un ufak olur.Hiiç.O çok ileriye kabarmış olan göğüsler toprağın altında böyle yamyassı kalır.Yer,adamı yer.Böyle kabarır şöyle.Dursana ya.”Benim” diye yaşıyorsun dursana niye durmuyorsun?Yeri ezer gibi basan ayaklar.Konuşmanın sonuna doğru hafızamda kalırsa ona ait bir şey söyleyeceğim ama kalırsa.Şimdi dağıtırsak söyleyeceklerimizi söyleyemeyiz.Demek ki gelmede gitmede ihtiyar yok.Sormadılar .O halde yüklü geldik.Herkes yüklü.Ha bu yükü taşıttıranlar vardır.Kendi taşımaz.İşin zarif tarafı o.Yükü kendi taşımıyor.Ben diyor Kudret’e muhatab olmuşum.Madamı ki bende Kudret’in imzası var .İnsanın tarifi bu.Size şöyle bir açık gayet bilinecek bir vaziyette tarif yapayım.Mevcudatı..mevcudat, görülen bildiğin bilmediğin bütün varlık Kudret’in Kadir i Mutlak’ın suluğu masluu bu sulunda bu masluunda Kudret yapmış olduğu bu varlığın içersinde imzasını insana vaz etmiş.Anlatamadık mı acaba?Fatır’ın ,bildiğimiz bilmediğimiz hissimiz dahilinde haricinde ne kadar varidatı varsa onun masluudur.Bu masluat içersinde nasıl ki,nasıl tarif edeyim anlıyorsunuz herhalde.Fabrika bir çok şeyler meydana getirir etiketini vaz eder.Kudret de yapmış olduğu,tecellisinde meydana getirmiş olduğu bütün mevcudat içersinde imzasını insana vaz etmişdir.Bu imzayı muhafaza edib lekelemeden bozmadan gidene hakiki saadet var.Saadeti daha beşeriyet bildiği yok.Değişir.Ahlak, Kudret’in insana vaz etmiş olduğu o imzayı bozdurtmayan şeye derler.O sahayı muhafaza eder.İnsanın hakiki mânası bu.Her birinizde Hak’kın imzası var.Bazı insan,kendi kendine haliyle istifa eder.Bazısı resmen istifa eder.Bazısı haberi olmadan istifa eder insanlıkdan.Kabul etmiyorum der.Kudret de cebretmez “pekâla biz sana merhamet etmişdik insan yapmışdık seni bir mahluk u süfli yapmamışdık” der.”Sen istifa mı ediyorsun benim bu putede neler edip neler gider ben seni adamakıllı bir hâle sokarım” der.”İstifa etmeklen kurtulmazsın ben sana yine bir vücud veririm.Bu putede..” Demek oluyor ki vazifeden doğan ahlak,aşkdan doğan ahlak .Vazifeden doğan ahlakın annesi akıl,aşkdan doğan ahlakın annesi kalb.Tabii buradaki aşk,romanda okunan aşk mânasına değil.O da hemen her konuşma tekrar ediyoruz.Bazan tarife ilave yapıyoruz bazan aynını veriyoruz bazan o mealde başka zevkını söylüyoruz.Netice itibariyle bir.İnsan âsude kaldığı zaman kendi hilkatini aramaklık zevkıne düştüğü vakit kendisine sualler sorar .Kimim der,nerden geldim der,ne olacağım der,nereye götürüleceğim der.Bunun en büyük zevkını gençliğinde bulanlardır.İhtiyarlığında bunu duyanlar çok olur.Hatta maraz ı mevtinde daha yakinen duyar amma o kadar makbul değildir.Mesela burda görüyorum ki çok genç beyler var hoşuma gitti.Onlar içün en büyük fırsat.Mânaya gönül vermiş ben insanım diye uğraşıyor ve bu insanlığımı muhafaza edeceğim dedi mi bu asırda insanlığımı muhafaza edeceğim davasında yaşayan,bundan bir asır iki asır evvel yaşayan gibi değildir.Kudret ,böyle kucağını açmışdır.Mânaya hasım olduğu vakitde mânanın zevkıyle yaşamak başka ,mâna herkesin gönlünde zevkını yaparken o mânayla yaşamak başka.Bu böyle dünyanın her tarafından mânevi zehirli gaz eserken “ben insanım,Kudret ile ünsiyetim vardır .Bende  ruh u menfuh vardır .Ben ahsen i takvim sırrına mazhar kılınarak,Kudret’in imzasını taşıyarak bu âlem i hilkatde yaşıyorum binaenaleyh ben yarın bir huzurda Kudret’in selamına mazhar kalacağım,bir yuvanın altında bir Zatın elini öpeceğim zevkıyle yaşayan adam zannedermisin ki bundan beş asır evvel on asır evvel yaşayan büyük bir adam kadar kıymeti var.Yook .Çok muazzam kıymeti var.Ölçüye girmez.Tarif ne kadar edilse insan edemez.Onu Kudret’in kendisi söylemişdir.”Ben bilirim “der.”Bana ne yakışırsa öyle karşılarım” der.Beyan etmiyor.Şöyle yaparım,böyle yaparım demiyor.
                                                                                              --/-
                                                                                              -2-
”Benim şanıma ne yakışırsa” diyor.Anlatamıyo muyuz acaba?Elverir ki onu muhafaza ederek ve onun içersinde de benlikden sıyrılarak “bana iltimas muamelesi yapmışsın ,kendini kabul ettirmişsin,insanlığa hâdim kılabilecek bir fıtrat vermişsin .İstidadımı ben bozmayayım.Senden aldığım yardımla,Senin bana bahşetmiş olduğun mâna ile ben olayım” zevkıyle yaşayacak olursa bambaşka bir şey olur o.Onun gelişi gidişi başka türlü olur.Madamı ki burda kalamıyoruz çareye bakmalı.Ha kalabileceksen,istediğini yapabileceksen ben sana bişey demem.Kalabilecen mı, ölümü öldürebilecen mı,kabrin kapısını kapayabilecen mı,beşeriyetden aczi giderebilecek misin? Nerdeee.Daha istediğin şekilde birisi ile evlenib ,istediğin şekilde bir çocuk bile yapamazsın.Gözü şöyle olacak,kaşı şöyle olacak,kuvve i bedeniyesi şöyle olacak ,kuvve i aklıyesi şöyle olacak,kuvve i mütefekkiresi böyle olacak.Hiç birisi yok.Hiç birisi.Daha daha uykunu önleyemezsin.”Hap alırım da önlerim” Kendini zehirlersin.Musanna şeyler iyi şey değildir o.Muvakkat bazı fevkalade hallerde yarar ama öyle ..yook gözüm.Beşer hiçbir şeyi henüz bilmezken Vacib ul Vücudu gözleri aramışdır.Fıtrat bunu insanın içine rekzedmişdir.Nasıl anlatayım kelimesini bulamıyorum söylemeye .Hiç bir şey bilmezken aslındaki mânayı kimim,nerden geldim ,beni getiren nedir diye bunu araştırmışdır.Burda cahil, âlim hep müsavidir.Burda uzun boylu fark,şekil yok.Henüz hiçbir şeyi bilmezken beşer onun şevkine,zevkıne dalmış aramışdır.Arar.hiç bir insan var mıdır ki,hiçbir insan tasavvur eder misin iki konuşma evvel söylemişdim ölümden yani cismaniyeti inhilal ettikden sonra âkibetini düşünmesin?O pek gençlikde iken her ferde gelmiyor.İşte her ferde gelen mesuddur.Her an Hak ile yaşayan insan, “ben yokum O var” diyerekden yaşadığı vakitde yük taşımıyor demekdir.Biraz evveli dedim ki; bazı insanlar yüklerini kendileri taşımazlar.Evet onlar “ben imza i İlahi’yi hamilim ,naib i Hak’ım ,insanım binaenaleyh ben yükü imana yüklerim, aşkıma yüklerim kendim taşımam” der.Anlatamadım mı acaba? Onlar mesud insanlar .Hakikat de mesud adam kime denir?Hilkat,bu Pazar böyle açılmışdır.Bu pazarı açan,bu taksimatı yapan öyle yapmışdır.Herkesi yüklü olarakdan getirmişdir fakat bunun içersinde mesud olan insanlar bu yükü imana taşıtanlardır.Sen eğer yükü imana taşıtmayıb da kainata sahib oldum diyerekden yaşasan yine esirsindir.Hem gayet zavallı esirsindir.Aciz.Kıvrım kıvrım kıvranır.Onun içün Beşeriyetin Fahri Ebedi’si ,en büyük ahlakcı buyurur ki ;Yedi sınıf halk vardır bu yedi sınıfdan bir tanesi de işte biraz evveli tavsif ettiğim gençlik sınıfında gençken bu işi duyanlar.Yedi sınıf halk vardır diyor o yedi sınıf halk,gölgesi olmayan günde Kudret kendi gölgesi ile gölgelendirecek.Hususi bir muameleye tabi tutulacak.Bu yedi sınıfdan bir sınıfı da gençliğindeyken.Yüzüne bakılırken,kudreti varken ,kuvveti varken,masası varken,cahı varken ,acz tahakkuk etmemişken .Bir insan hastalandığı anda bütün meşairi ,bütün havassı uyanır.Ve ekseri insana da Kudret, buraları mektun yerlerdir.Ben, sizi mânaya kavuşmuş bir camia olarak konuşuyorum.İnkar sahasında,maddenin kesafetinde ,kitabı paranın üzerindeki yazı olarakdan kabul etmiş olan camianın hitabesi böyle olmaz ,konuşması böyle olmaz.Mesela bazı insan vardır ki “ben sırf maddeyim” der.”Tesadüfün neticesi,tekamül etmiş bir hayvanım.Ben ne ebediyet tanırım ne bişey fırsat bulduğum vakitde ihtirasat ı nefsaniyemi tatmin ettimmi işte ben ogün içün mesudum.Benim mânam, kitabım paramın üzerindeki yazıdır yüz mü yazar beşyüz mü yazar,bin mi yazar? Bunun konuşma tarzı başka.Biz onunla da konuşmasını biliriz.O ayrı.Fakat siz,benim gönlüme gelen öyle ya yaradılışındaki gayeyi duymuş ,geliş ve gidişdeki gayeyi anlamış,Kudret’le bir irtibat yapmış ,ben ölmeyeceğim,ölen zalimdir ,ben inanmışım ,ben ölmeyeceğim ,ölen hayvandır ben insanım.Ben ölmeyeceğim ,ölen canidir ben latifim keremim var benim.Ben, Hay isminin sahibinde yok ettim kendimi ,benim hayatım ebedidir zevkıyle yaşıyor diyerekden sizinle konuşuyorum.Mesela hasta olur dedim ya o vakit bütün meşair bütün havass uyanır .Bir de hastalığının,o bilir kendi kendine hastalık kısım kısımdır.Kendi kendine ölümle neticeleneceğini duyarsa,yokluyor kendisini. Düşünüyor,evet diyor iş buraya kadar.Ovakit,o vakit ki düşünme şekli başkalaşır.Şimdi bu iki insan tasavvur edelim.Biri biraz evveli söylediğim gibi “ben yok olmayacağım “ diyor.Kadere serfüru etmiş.Kadere serfüru eden insan,kadere boyun kesen insanda bir itminan nesimi eser.Kadere serfüru edene Hak’kın merhamet i sübhanisinden bir rüzgar gelir.Anlatamıyo muyum acaba?Öteki de kaskatı kalır.Bütün maddi kesafetinin karşısında elem içersinde kabul edememiş etmesine de imkan yok “yok oluyorum” diyerekden eğer biraz da cahı varsa biraz da serveti varsa biraz da kasası varsa biraz da etrafında tapınanı varsa “bunların hepsinden mahrumum gidiyorum” diyerekden biçimsiz bir halde tıkanır kalır.Ötekine bir buy u Rahman gelir.Anlatamadık mı?O iş başkadı o. İnhilale sehergize ney nevası verir .Arif i billaha bükadan mey safası gelir.Şimdi idare edemeyeceğim bu gün de biraz sıhhatim galiba iyi değil.Söyler söyler de azab ı kabri .. hangi kabir? Bu azab işte bu.Kabir bu anlatabildim mi? Bu cesedin senin kabrin.Azab ı kabrin içersinde bunda.Son anda “gel” dendiği vakitde bir hâl var iki tane film.Ya berat ya mahkumiyet anlatabildim mi? Azab ı kabri şataretle atlatır feyzi o dem ki baş ucuna Âli Mustafa’sı gelir. Aslını bulmak kendi hakikatını aramak ve aradıkdan sonra mânayı enfüsisinden “ebed” sedasını duyarak hâsıl olan ruhundaki muhabbetin adına aşk derler.Birde nefs den hasıl olan muhabbet vardır ona da şehvet denir.O iki kısma ayrılır bir kısmı makbuldur bir kısmı mezmundur.Onları bir gün anlatacağız dedik bir türlü anlatamadık .Bakalım belki anlatırız.Akıl,on hissin hakimidir.Yeni tarifini yapıyorum her vakit yapıyorduk ya tarifini.Ama yine aynı tarif biraz tafsiline geçmiş oluyoruz.Ne diyorduk hissin galatlarını tashih eden kuvve.Bu gün ne dedik on hissin hakimi dedik.Hissin galatlarını tashih eden kuvve.On his,havassı hamse i zahire .Yani beş dış his,beş de iç his diyelim .Dış his;işitmek,görmek,tatmak,koklamak,tutmak bu dış his.İç kısmına gelirse;hissi müşterek,mütefekkire,mütehayyile,mütevehhime,hafıza.
                                                                                              --/-


                                                                                              -3-
Bunların üzerine hakim olan kuvve. Netice itibariyle ne oluyor akıl,toprağa mensub olan suret i anâsıra ve cesed üzerinde bir tedbir i tedvir yapabiliyor.E biz cansız anâsırdan ibaret değiliz ki .Anlatamadık mı acaba? İşte onun içün aşka ihtiyacımız var.Netice itibariyle akıl,toprağa mensub olan suret i anâsır ve cesede hâkim.Onu tedbir i tedvir edebiliyor.Ama biz öyle değiliz ki.O halde akıl  alemi hilkatde geçiyor,bize alem i kudretle irtibat var bizim âlem i kudretde de aşk geçiyor.Bu gün biraz daha size açtım bu bahsi.Azcık daha açık o.Her konuşmamda söylediğimden bir parça daha açık.Anlaşılabilecek şekle geldi.Demek oluyor ki “aklım hâkimimdir,vicdanım amirimdir” diyenler isabetli değildirler.Aldanırlar.Size bunu çok defa daha hemen hemen her konuşma tekrar ettiğim gibi insan,belki “aah benim bu günkü aklım olsaydı bu işi böyle mi yapardım” Ne malum yarın da bu günkü aklına hasret çekmeyeceksin?Demek ki aşk ile iman ile hukuk tedarik etmek ahlakın sevkettiği yoldur.Başka türlü de çıkar yol yok.Size geçen konuşma söylemişdim değil mi?Geçen konuşma.O konuşmayı muhafaza edin ve yayın.Her ferdin üzerine düşen bir hak var.O hakkın karşısında her ferdin o hakka karşı medyun olduğu bir vazife var.Borçlu bir vazifesi var.Bunun ikisi beşeriyete bir sırat ı müstakim verebilir .Hak ile vazife birleşdikden sonra yol alınabilir.Hak ile vazifeyi birleştirme terakki edeceğim teali edeceğim de nerde buldun o bolluğu?Hak ile vazife birleşmeden teali terakki var mıdır? Kudret böyle bir şeyi hiç kainatda yapmamış hiç bi şey yok öyle bi şey.Medeniyet i fadıla hakiki medeniyet müsanna vahşet olmayan medeniyet ,hukuk u siyanetden ibaretdir. Tabirime dikkat et.Medeniyet i fadıla hakiki medeniyet,medeniyet namı altında müsanna vahşet olmayan medeniyet hakkı muhafazadan ibaretdir.Anlatamadık mı acaba? Hak muhafaza olunmayan yerde medeniyet kelimesini kullanmak kadar iğrenç bir şey yokdur.Deme medeniyet iğrenç o gülünç.Alay eder gibi.Kudret’le insanla ,mâna ile.Hak hangi halk arasında taarruzdan masun kalırsa o halka hakiki medeniyet halk denir.Bunlar muhkem bir vaziyetde .Anlatabiliyor muyum? Hak ,hak yok mu hak,hangi halk arasında taaruzdan masun kalırsa o halka hakiki medeni halk denir.Hak,taarruzdan masun kalmıyor da cicili bicili giyinmiş iğilmesini bükülmesini öğrenmiş sahte sahte güleryüz yapmasını yapmış bu ne bu.vahşet i müsanna o.Medeniyet değil o.Öyle bir şey yok.Sonra adalet gelir.Adalet de her şeyde hakkı kabul etmekdir.Tarifi var bunun.Adalet neye derler?Her şeyde hakkı kabul etmeye derler.Evvela kendi nefsinden başlayacaksın.Zor olan yeride bu.Adaleti tam şey etmeye esasa sokmaya başladın mı evvela kendinden başlayacaksın.Adalet,her şeyde hakkı kabul etmekdir.Evvela her ferd kendisinden başlayacak.Bu adaleti kendinde tatbik edecek.Tatbik edeceksin edeceksin de hatta adaletin fevkınde bir rütbeye çıkacaksın muhabbete.Beşer malum ya kemâlata müştakdır.Muhabbet, adaletden yüksek.Çünkü adaletde sen varsın ,ben varım.Muhabetde ikilik yok.Anlatamadık galiba? Ondan da yükseleceksin.Deden öyle yaşadı.Dedenin rütbesi adalet rütbesinden yüksekdi muhabbet rütbesinde.Tarihde ondan başka insana verilmemiş o rütbe.Ferdleri,insanları adaletle sıfatlanmış adil olarakdan teşekkül etmiş olan cemiyetlerde dikat et.ferdleri ,insanları bir cemiyet tasavvur et ki o cemiyetin bütün ferdleri adil.Öyle teşekkül etmiş.Ferdleri adil oldu mu cemiyet adildir.Ferdleri zalim oldu mu cemiyet zalimdir.Efradın şekline tabidir hükümetler.Bu,kanun u ilahidir.Beşerin hayaline Kudret ne verirse o işler.İyilik verirse iyilik işler,kötülük verirse kötülük işler.Fakat o işlemeklik beşerin istidadına bağlıdır.Herhangi cemiyetin ferdleri adilse o cemiyetin hükümeti adil olur.Her hangi cemiyetin ferdleri zalim ise o cemiyetin hükümeti zalim olur.Bütün dünyada sâri olan Kanun u Kudret böyledir.Anlatabildim mi acaba?Hiç başka şey yok.Medeniyet i fadıla yani hakiki medeniyet “aslıma kavuşamam” korkusu ile kurulur.Ona lisan ı mânada iman lisanında “Allah korkusu” denir.Bu korku,ne demek yani böyle Kudret böyle zalim yakar yıkar o mânaya değil.Neden korkuyor biliyor musun?Beni mevcudat içersinde her hangi bir mahluk u sufli yapmamış,beni tekrim etmiş,insan yapmış,Kendisine muhatab tutmuş, bu bir sevkiyat âlemi demiş seni ben burada bir uğrak yaptıracağım Kendime alacağım dikkat edersen,sufliyata meyletmezsen ,münkeri ezer marufu yaşatırsan .Münker nedir?Kötülüğü ayağının altına alır,iyiliği baş üzerinde taşırsan sana Kendim vereceğim demiş. Anlatabildik mi?Açık açık konuşma.Bu kadar büyük bir makama ben mazhar olmuşum ya beni bir bir soğuk iş yaparım da benden soğursa.İnsan alelade birisini sever de ufak bir hata yaparım da soğursa diyerekden korkar öyle değil mi? “Ya benden soğursa” bu korku.Anlatabildim mi?Kudret’in muhabbetinden düşersem.Ondan bir gam geliyor bir keder geliyor .Bir keder geliyor aah diyor Hak beni pek nazik, pek nazenin, pek niyazdar, pek nazlı olarakdan seçmiş.Öyle der mesela iblise öyle demişdir Hüda .Sen şimdi onu bunu bırak diyor iblise.Ben insanı öz elimle yarattım.Çünkü Kudret’in iki türlü hilkati var bir sıfatıyla meydana getirir bir de Zatıyla meydana getirir.Anlatabildim mi acaba?Bunları anlat ne demek bu.. üüü bin konferans lazım.Ne bende söylemeye dudak ne sende dinlemeye..hadi ben kendim söyleyeyim .Ben diyor öz elimle .Kudret’in böyle hissi elim.O kendi Zatına mahsus keyfiyeti bizce meçhul.Cemal ve Celal sıfatlarıma mazhar kılarak meydana getirmiş olduğum şeye sen niye boyun kesmedin?Ondan korkuyor işte.Hakiki insan ondan korkuyor.Ben büyük bir nimete mazhar olmuşum “o rütbeden düşersem” korkusu bu.Onun için lisan ı mânada buna ilaç olarakdan.Korkan,kederlenir,gamlanır.İlaç,istiğfardır.İstiğfar,gamları gidermek için bir mahracdır.Hadi sana bu mevzua ait olmayan bir tarif daha yapayım.Acaba anlatabildim mi? En nazik bir tarifdir belle bunu.İstiğfar,gamları gidermeklik içün bir mahrac.Kudret de o kadar nazik ki bir ismi Gafur ya.Ne demek Gafur?Bize orda büyük şey var ibretler vardır.Gafur. Örtbas etmek örtbas.Senin bir suç yaparak nadim olup tekrar Bana yüzünü çevirdiğin vakitde ben o seyyieyi örtbas ederim hatta sana da unutturacağım diyor.Öyle ya mesela herhangi bir şey ebediyet âleminde sen bir kötülüğün failisin herkese unutturtmuş yüzüne vurulmamış yüzüne vurulmamış fakat kendin biliyorsun ya.Ne demişdim insan kendisinden utanacak.En büyük utanmak kendisindendir.Daima kendinden utanarak yaşamak insan için en büyük bir ağırlıkdır.”Sana da unutturacağım” diyor.Anlatamadım mı acaba?
--/-
                                                                                              -4-

”Senin çirkinliğini sana da unutturacağım Ben” diyor.Hazretin mânası bu “sana da unutturacağım”Fakat bunlar ruh u akdes ile duyulur.Ruh u hayvani ile olmaz.Ruh u akdesin manası, tevhiddir, ittihaddır, adaletdir, muhabbetdir.Ruh u hayvaninin müsavisi menba ı tefrikadır, nifakdır,tezaddır.Bir camianın yıkılmasını murad etti mi Kudret o camiayı evvela tefrikaya ,tefrikadan nifaka ordan tezada ondan sonra uçurumdan aşağı yuvarlar atar.Kaide i İlahi böyle.Onun adına da Kendisi öyle diyor;fe keyfe kâne nekîr”(Mülk,18) diyor.Ne acayipdir.Konuşma tarzı da acayip.”Benimle azamet yarışına çıkdılar,zulm ile insanlık âlemini inlettiler.Önce biraz mühlet verdim sonra acayip acayip şekilde hatırlarına gelmeyen ummadıkları şekilde o verdiğim mühleti birden bire aldım.Onlar beni inkar ettiler ama Benim inkarım onlar gibi olmadı .Bende onları inkar ettim.” diyor. fe keyfe kâne nekîr” Nasıl benim inkarım sizinkine benziyor mu?Ben inkar edersem yok olurum.Sen meydanda değilsin fakat ben varım.Senin inkarın benim inkarım gibi değil.Anlatamadık galiba.”Ben başka türlü inkar ediyorum değil mi “ diyor.fe keyfe kâne nekîr” Nasıl benim inkarım ?seninkine benzemedi diyor.Ondan sonra “Gezmezler mi yer üzerini” der.Yer üzerini gezmezler mi? Unuşe et kâşâneler.Altından ırmak akıtmışlardı.Rengarenk hanlar yapmışlardı.Semanın rengini çalmışlardı duvarlarında .Tavanlarını söktüm harabe halinde içleri bomboş kaldı.”Gezip de görmüyorlar mı” diyor. “Görmezler” diyor yine kendisi.Zira sadırlarındaki kalblerinin gözü yokdur.Burda daha mektum da bişey var.O kadar kuvvetli zulm ettiler ki o kadar kuvvetli zulm ettiler ki zulmlerine karşı o kadar mühlet verdim ki rücu edemesinler.Rücu edecek olurlarsa o zulüm cezasız kalacak ,rücu etmemek için son anına kadar bırakdım.Rücu edecek ben de vaktiyle ilan etmişim rücu ettikden sonra silerim diyerekden .Ettirtmedim zulüm çokdu.Anlatamadık mı acaba?Onun için hayatta ahsız yaşa ahsız.”Aaah” almadan yaşa. Bu öyle bişey değil ki bunu bilmek için alimle cahilin ilminin farkı yok.Bu bilir bunu diyor gezmiyorlar mı? Yer yüzünü dolaşmaz mısınız?Kainatda hangi sakf ı âli vardır ki yere düşmemiş?Tapınanları vardı debdebeleri vardı her birisinin kimisini tek duvarlı bırakmışım .Fışkırtma sular muaddal kaldı diyor.bill i muaddal.Anlatamıyo muyum acaba?Göremediler diyor sonra kendi tarif ediyor.Nur u basar olmazsa görmek kabil olmaz ,gözün nuru olmazsa görmek kabil olmaz.Kalb de böyledir.Kalbde de basiret olmazsa kalb nur u basar eşyanın zahirini görür.Kalb i basar,olmuşu olacağı görür.Anlatamadık mı?Gözle görülebilecek şeyler başka,akıl ile görülebilecek şeyler başka ,aşk ile yaklaşılabilecek şeyler başka.İnsana Kudret gözle görülebilecek şeyler vermiş,akıl ile bilinebilecek şeyler vermiş ,aşk ile yaklaşılacak şeyler vermiş .Aklın bildiğini göz görmez.Akıl bir çoklar şeyler biliyor.Şimdi otururken meçhulden malumlar çıkarabiliyorsun çıkarırken bu gözün görebiliyor mu onları?Görmez.Onun çıkarmış olduğunu aşk bi aleme gider akıl hiç bilmez.Ya ahlakın putesinde erirsin kesafet letafete inkılab edebilir ehli basiret olursun.Ehli basiret nur u kalbdir.Kalbin nuruna sahib oldukdan sonra kabiliyet i fıtriyen bambaşka olur.Eğer o kabiliyet i fıtriyeyi kötü i’tiyadlarla eskitecek olursan nasihat kabul etmez.En acınacak nokta da budur.Bâtılı hak olarak görür hakkı bâtıl olarak görür.Bu da ayriyetten Kudret’in bir cezasıdır.Kötü i’tiyatlarla fıtratı yıpratacak olursa bir insan,kattiyyen nasihat kabul etmez nerde bâtıl varsa onu hak görür hakkı da bâtıl görür.O vakit çıkamazsın işin içinden.Ne vakit kötü i’tiyatlarla insan alüfte olur? Ruh,manevi gıdasını almaz aç kalırsa hırsızlığa başlar.Vermedi ne yapacaksın?Bir adamı aç bırakırsan ne yapar hırsızlığa başlar.Manevi gıdasını vermedin.Nasıl insanın bedeninin gıdası vardır havasız, susuz, ekmeksiz yaşayamazsa mânası da Allah’sız yaşayamaz.Aldığın dakikadan itibaren açlık daiyesi ile i’tikabı sirkat eder .Evvela .. nazariyeleri kabul eder.Bâtıl,insanlıkdan çıkmış,insanlığa muzur ne kadar vaz olunmuş esaslar varsa hoş gelir ve onu kabul eder.Vaktiyle o gidayı vermedin mecbur oldu ona o zavallı insan hırsız olmaya.Mânanın hırsızlığı başka maddenin hırsızlığı başka.Nasıl insanın maddesi hırsız olursa ,mânası da hırsız olur.Mânaya eğer Kudret’in zevkını yedirmemişsen muhakkak hırsız olacakdır.Anlatamadık mı acaba?Hırsız olur.(Kaç saat acaba? Dokuzu on geçiyor.)O vakit o insanı geçen konuşmamda söylediğim gibi kattiyyen kuvve i gadabiye ve kuvve i şeheviyenin esaretinden kurtaramaz.Kuvve i gadabiyesine mağlubdur kan içmekden doymaz.Zalimdir doymaz.”İntikam” der daima. Öyle yaşar.İntikam. Canavarlar da utanır onu gördüğü vakitde.Canavarlar utanır.Kuvvei gadabiyenin,kuvve i şeheviyenin esiri olarakdan yaşar.Hani tarif ettim ya beşer ,hak,vazife bunun ikisi bir yol veriyor.Teali terakki bu ikisi birleşdikden sonra bir  sırat ı müstakim .Ben sende hakkı gördüm mü sana karşı vazifeylen mecburum vazifeleniyorum.Sen de bende görünce vazifeleniyorsun.Ne oluyoruz?İkimiz,iki vücudda bir ruh oluyoruz.Sen beni hak tanıyorsun ben seni hak tanıyorum artık ben sana kötülük yapabilir miyim sen bana kötülük yapabilir misin?Yapamazsın.Mesela bilmiyorum anlattılar mı Mevlana’nın şeysini yaptılar o şeklini yaptılar yaşattılar orda dönerken iğilmeler var bir birine karşı geldiği vakitde şeyler var onlar birer remizdir.Hazreti Mevlana onları insanlık alemine birer hediye olarakdan büyük Türk ,muazzam adam .Muazzam.Frenkler merak ediyorlar hayatını istiyorlar orda bulunan bir şey oldu mu bizlerden bir türk oldu mu anlatın bize Mevlana ‘yı diyorlar filan.Hatta birisi hafızamdan çıktı anlatıyodu geçenlerde.Anlat demiş o burdan bazı kitablar getirmiş anlatmış.Biz burda yirmibeş kişi Mevlana cemiyeti olduk demişler.O onu gönderdikden sonra seni de yirmialtıncı yapdık demişler.Deden göğsün kabarmaz mı şöyle?Ve bu sefer gelmişler her birisi binlerce lira burda seyahat etmişler on gün mü ne kalmışlar.Bilmem belki iç mânalarını söylemişlerdir tabi anlayanlar bilenler var.Mesela demincek söyledim ya misal vereyim .O tapmak tapınmak değil mesela şöyle kalkar gitmişseniz seyretmişseniz görürsünüz böyle dönerlerken gelir karşı karşıya geldiği vakitde böyle o böyle iğilir burası burdaki iğilir öteki de böyle iğilir.Onun mânası “Hak bende değil sendedir” diyor.Öteki de diyor ki “Hak bende değil sendedir” Anlatabildim mi benlik yok orta yerde.Geliyor böyle karşı karşıya geldiği vakitde böyle şey.
                                                                                              --/-
                                                                                              -5-
Ama biz onu şeklinlen şusunlan busunlan biraz da iç tarafına doğru girsene.İşin şekli bambaşka.Böyle geliyor “Hak,bende değil sendedir.”Öteki “Hayır Hak,bende değil sendedir” Sonra mesela böyle şey ederken şöyle döner de kolum ağrıyor açamıyorum.Şu biçim şöyle tutar şu vaziyetde yani bu bunda ondört boğum vardır .Böyle Kudret eli orta yerden kaldırsa bütün kainatın işi durur.Şimdi şu bize küçük gelir.El değil mi ya el.El orta yerden kalksın kalkıversin orta yerden bütün işler durur.İcra memuru el.Kalb,âlem i aşkdır.Dimağ levhi mahfuzdur.Bütün kuvva toplar orada arş âleminde kararı verilir levhi mahfuza gelir ordan sonra göz,gördüğünü haber verir.Kulak,işittiğini haber verir.Ondan sonra icraya gelir buraya onun için icra memururdur el.Anlatabildim mi ? Hep bunlan dönülüyor böyle şimdi böyle boynunu büker kalbinin üzerine doğru arşına büküyor elini de böyle açıyor âlem i mânaya doğru “bende bir şey yok “ diyor.Burdan gelecek böyle akacak.Elini de böyle tutar, böyle tutmaz.Anlatamadım mı acaba?Burdan alıyor aldığı vakitde böyle tutmuyor “bende durmayacak,böyle akacak bütün mevcudata” Cehalet içinde kalan gönülde hakikat idrak olunmaz.İdrakin selbolunması da bir nevi körlükdür.Onun için Kudret bunu Büyük Kitabında öyle der “ Şöyle yaptım böyle yaptım görmediler mi acaba” diyor.Evet görmemişlerdir çünkü neden?Sadırlarındaki kalbleri kördür” diyor.Gözleriyle bak..bakmak başkadır görmek yine başkadır. Bakmak ayrı,görmek yine ayrıdır.Onun için dört şey geliyordu hatıra.İnsanı gadabıyle şehvetinin esaretinden kurtarabilmeklik için muhafız.Kim kaid,kim götürsün getirsin insanı bu sahne i şuhudda muhafızlığını kime verelim bunun?Evvela kuvve i cebriye gelir.Çıkmaz kuvve i cebriye .İntizam yapayım derken ahenk bozulur.Bir de kendisinden kalırsa o kuvve i cebriyenin kuvveti kendinde kaldı mı zayıflar hiçbir türlü hakkını alamaz.Zayıf, artık hakkını alamaz olur.Kuvve i cebriye olmuyor.Tutmuyor.Hükümet i muntazama ikinci akla gelen.İnsanı kurtarsın muhafızlık yapsın.O da yapamaz neden?Hükümet i muntazama muntazam kanunlar bunlar iyi ama zevahir için iyi.Kanun gelip senin cebinin içine kadar girebilir buradan içeriye girer mi kalbinin içersine?Evinin kapısından içeri kadar bile  girse bir çok şeyin içini göremez.İnsanların efali, içleri, hâlleri yüzde doksandokuzu gizli olur.Hatta bazı insanlar daha meraklı olur da içinden geçtirdiği şeyi dudağına da havale etmez.Yaa öyle adamlar vardır o kadar meraklıdır.Dudak da der ikidir der açılıp kapanmasından Kudret filmini çeker der bu film ifşa olacak der içimde kalacak der.Hangi kanun girebilir oraya?Anlatamıyo muyum yahu?Öyle insanlar vardır.Bak dudak iki.Bunun ikisini tecavüz etti mi o bitti der.Ağzımın açılıb kapanması da şeydir der.Sonra o hükümet i muntazama o kanunu yapan da senin gibi benim gibi insan onu kim muhafaza edecek?Değil mi? Mühim bi iş.Bi de ona hubb u cah bir de hattı zatında hubb u servet bir de hattı zatında kuvve i şeheviye inzimam ederse o da insan.İnsan ya o da insan.Bundan sonra insanın aklına geliyor işte şerefi nefis.Örfün namus dediği.Onu anlatmışdım size bir örfün kabul ettiği cemiyetde kullanılan namus var bir de mânada kullanılan namus var .Mânada kullanılan namus tabi şimdi biz cemiyet kaidelerinden konuşuyoruz mâna durmuş bir vaziyetde o ayrı o.O mânada kullanılan namus,Hak’kın bir ismi.Onu konuştuğun an işin şekli değişir fakat cemiyetde kıymet hükmü giriyor kıymet hükmü .düne göre böyle kıymet,bu güne göre böyle kıymet.Şahıslarda o hüküm değişiyor.Anlatabildim mi acaba? Muhtelif.Beşerin bütün mesaisi bir saadete kavuşmak içindir.Bu gün reçberin nazarında saadet başka türlüdür .Ee tüccarın nazarında saadet mesud olmaklık başka bir türlüdür.Mânayı atıyorum şimdi,mânayı bırakıyorum.Mânasız konuşuyorum,maddeli konuşuyorum.Bir diplomatın saadet terakkisi başka türlüdür.Geçen konuşmada söylemişdim mesela bir doğru bir tüccar yalan söylemeyi irtikab yapmayı ,hile yapmayı,malını şunlan bunlan değiştirmeyi şeref i nefsine zor gelir.Oradaki saadet için, o namus yerindedir.O saadeti elde edebilmek için doğrudur fakat umuma karşı değil.Mesela bir diplomatda böyle midir ya? Misal vermişdim size Bismark dünyanın en namuslu bir adamı Almanya’yı Almanya yapan bir adam fakat bir adımda kaç tane vaziyet değiştirirdi.Değişti orda şimdi.Anlatamadık mı acaba?E bunların hepsinden döne döne ne bir muhafız bulmayacağız mı insanlar muhafıza? Madamı ki kuvve i gadabiye ile kuvve i şeheviyenin esiri olarakdan gidiyor ha?Sağlam muhafız var;iman ve aşk.“Ben bir huzura gideceğim” Her gün muhasebe i nefis yapmış ,imanının iktizası nasıl ki hattızatında tacir defterinin varidatını masarıfını yapan karşılığını görür bu ay şu kadar zarar var bu kadar kar var bu şöyle.Hakiki insan da asıl hesabını yapar.Hangi hesabını? Sayılı nefesini.Sayılı nefes,âriyetdir. Müstear alınır,her şey fanidir tabi biter tükenir.Hesabı olan,ilerde hesabı olan sermaye o dur işte.Onun hesabını yapar.Ben ne kadar hak üzerinde durmuşum ne kadar durmamışım.Anlatamadık mı?Muhasebesini yapıyor.Muhasebe i nefs ile yaşıyor.Ve neticeyi çıkardıkdan sonra kâr meydanda diyor.Ben yarın diyor çoluğumlan çocuğumlan kasalar mülga masalar ilga rütbeler çürümüş.Zalim mazlumdan peşinde koşuyor ben ettim sen etme diyerekden.Öteki ah alan meydana çıkmış aah diyor aman aman bu günü bekliyordum diyor.Öyle bir gün içersinde bütün âlemler sernigûn olmuş sernigûn olmayan bir âlem var o âlemin altında Beşeriyetin Fahri Ebedisi’nin ben evlad ıyalimle gidib elini öpeceğim diyor.Bu aşkla yaşa işte en büyük muhafız budur.Anlatabildim mi?Mâna.Onun için demişlerdir ki dünya mezra,ahiret harman.Orda iki tane de mahrem var.Cehil eken,ikinci hayatta marifet toplayamaz.İnkar tohumu diken öbür alemde bir şey alamaz.Orda nisbet verecektir Kudret  fe keyfe kâne nekîr”  nasıl senin inkarın mı benim inkarım mı?Çık bakalım karşıma der.Sen beni inkar ettin ,ben de seni inkar ettim amma senin inkarın mı daha hoş benim inkarım mı?Ben seni öyle bir şeyden yapmışdım ki diyor Kudret.Bu namütenahi âvalim vicdan ı insaniyi ihtivadan aciz iken senin vicdanın kainatı ilmen ihtiva ediyordu.Ne yaptım ben sana diyor yahu ne yaptım ben bana niye düşman oldun? Bu namütenahi âlemler insanın vicdanını ihtivadan senin vicdanını ihtivadan aciz iken senin vicdanın kainatı ilmen ihtiva ediyordu.Ben seni bu kadar tekrim etmişdim,ben sana ne yaptım da sen bana “fe iza huve hasîmun mubîn”(Yasin,77) en büyük düşmanın ben oldum senin yahu.diyor.
                                                                                              --/-
                                                                                              -6-
Ne yaptım ben sana?Ben seni idrak ve tefekküre muktedir kılmışdım fakat sen tenezzül etmedin.Uşak yaşadın sattın hürriyetini mukallid oldun.İdrak ve tefekküre muktedir kıldığım halde tefekkürle tetebbu etmedin dimağın düşünceden hattızatında kendin tetebbudan mahrum kaldın nihayet mukallid oldun hem de  kimi taklid edeceğini de bilmedin eh netice itibariyle o taklidde beni inkar ettin.Ben de seni inkar ettim fe keyfe kâne nekîr” nasıl bakalım benim inkarım.Âdem,bedia yı hilkatdir mazharı evsafı efali mecellayı zatdır fakat âdemi esrarı bedaiyi bilmek için yine âdem olmak şartdır.Âdem olmak istersen… ile âdem ol.Ayineyi hak kâdem.Âdem olmak için âdem ile âdem olmak şart.Biz aramıyoruz.Ver mı hukuk tedarik ettiğin insan?Acabasız.İşte o yedi sınıf insanlardan bir sınıfı da rütbesine tamah etmeksizin ,cahına şöhretine tamah etmeksizin ,servetine göz dikmeksizin,hiçbir şey ummaksızın Hak namına bunda parlak bir gönül var diyerekden hukuk tedarik etmişin böyle dostun var mı?Âdem olmak istersen, âdem ara, âdemi bul, âdem ile âdem ol.Demincek söyleyeceğim şey buydu tuttular şimdi verdiler.Hepimizin dostu vardır hepimizin şeyi vardır fakat içimizde gizlenmiş bir şey vardır .Onun deriz işte ilerde lazım olur rütbesi vardır, bunun masası vardır, bunun kasası vardır, bunun şusu vardır, bunun busu vardır.Böyle değil bunların hiç bişeysi gönle gelmiyor.Öyle demiş ; “Ve reculen taabba fillah neştema aleyh ve teferreka aleyh“ iki insan bir birini seviyor amma Allah için seviyor.Hiç başka bir şey yok.Hiiç başka bir şey yok.O nâma toplanıyor, o nâma ayrılıyor.Bu olmadığından dolayı olmuyor bizde işte.Biz anamızı babamızı bile Allah için sevmiyoruz. Bırak.Annemizi babamızı.Annemizi babamızı bile o nâma sevmiyoruz.O Hak nâmına sevgi olduğu vakitde sıfatlar değişiyor.Püüü.Size misal vermişdim geçen konuşmada.Belki burda dinlediniz biraz evveli.Fakat bir kısmını bırakmışdım.Yusuf’u misal verdimdi.Neye misal vermişdim onu?Misal veriyoruz diyoruz ki işte şunda şu oluyor,bunda bu oluyor iman ve aşkda olmuyor.Neden olmuyor?Ona bi de harici bir misal vermek lazım. Verdim misali.Bir tek sual çıkar burdan şimdi .İyi amma,iyi amma iman ve aşk ile tanıdım da şu fenalığı gördüm.Bir sual çıkar şimdi .Senin hakkın bunu sormak.Kudretin tarif etmiş olduğu iman ve aşkın saliki değildir o senin gördüğün.Lisanen imandı hani ben dedim ya el bakalım iman etmiş miydi?kalb iman etmiş miydi?Göz iman etmişmiydi?Kulak iman e..ittirad vardır ittirad Kudret’e bende olmaklıkda âzayi cevarihin ıslahı gönlün Hak’ka yakınlığıdır iman.Anlatabildim mi? İmanın tarifi bu.Âzayı cevarih ne vakit ıslah edilmişse Hak’ka gönülde ne vakit ittirad etmişse işte ona mümin denir.Yoksa söz oyuncağıyla olmuş değil o iş.Ve ona karşı getirdim o misali ve dedim ki ; canım ne çıkar bütün kütüb ü semaviyede bir Yusuf’la bir Zeliha bahsı vardır işte iki genç bir birine taaşşuk etmiş nedir?Yook öyle değil o.Bizim anladığımız mânada değil ki o.Bahusus onu ahkâm ı eski vechi olan halita i kutsiye i maneviye bulunan kitab ı hitab bahsediyor.Öyle olur mu o her zaman genç ve dinç.Orda diyor ki afif adam kime derler?Affetmeklik ne demekdir?Sabır nedir?Misal istiyor.Mesela her hangi bir bahis açılmışdır o muazzam mânanın varlığında hariçde beşeriyete bir misaldir.Afif adam kime derler,sabretmek nedir,affetmek nedir ve ona anlatırken şuraya uğramışdır.Hatırlıycanız.Vakit epey oldu atlayarak konuşayım.Satıyor kardeşleri ,kuyuya atıyor, kardeşleri satıyor. Kardeşleri köle diye satıyor.Sattıkdan sonra kafile götürürken düşünüyor Yusuf mahbub u cihan .Hemen gidiyor reisine diyor ki “Beni aldınız inşallah size uğurlu olurum.Fakat eski efendilerimle de bir hukukumuz vardır müsaade et de ellerini öpeyim.” Hay hay diyor.Koşarak geliyor.Ellerini öperken “esrar ı kaderdendir” diyor.Bu bir cilvedir ben kadere boyun kesmişim .Ben aşkın yavrusuyum.Oranın tuzu ile ekmeği ile havası ile büyümüşüm sizden ayrılıyorum bir baba zahrında yattık aynı babanın zahrından geldik o hak var zahiri bir vatandaşlık var sizinle .Baba vücudunde bir vatandaşlık var sizinle elinizi öpeyim hakkınızı helal edin.Sabrın numunesi.Anlatabildim mi?Yoksa gelmiş biri çatmış dişlerini gıcırdatmışın yapmışın yapmışın bi de bakmışın acaba bir şey yapsam mı bir hamle ederse eyvah daha fena ondan sonra sabrettim ama ne yapayım.Ne sabrettin yahu?Neyi sabrettin.ne sabrettin?Seksen muhakeme doksan celse yüz düşünce ondan sonra kendine güvenemedin.Sabır .Sonra işin en ince tarafı bu sefer o kafile kardeşlerine diyor ki sen bunu kölenizmiş sattın bir kağıt ver bakalım yarın biri daha çıkar önümüze. Veriyorlar hepsi imzalıyor. Zaman geliyor Mısır’a Aziz oluyor Yusuf.İşte kıtlık şu bu filan nihayet kardeşleri geliyor .Biliyorsunuz işitmişinizdir tarihi bir malumat.Seneler geçmiş.Kudred mahsusdan tanıtmıyor.Onun cilveleri.Mahsusdan tanıtmıyor fakat Yusuf tanıyor.Şöyle bir yüz sayfa atlayarak bir yerine gireyim.Beni tanıdınız mı diyor.Tanımadık diyorlar.Çekmeceyi çıkarıyor bu imzalar sizin mi diyor.O eski azizin elinde kalmış o da almış o vakitde o senedi almış.Yani beni köle diye sattınız.Ondan sonra hepsi müteessir bir vaziyetde önlerine bakıyorlar.Ondan müteessir oluyor bir hata yaptım diyor.affe bak affe ve ondan sonra diyor ki “lâ tesrîbe aleykumul yevm”(Yusuf,92) sizi huzur u ilahide utandırtmayacağım ben yüzünüzü kaldırın eski hesap yokdur.Anlatabildim mi acaba?Bunlar ayrı işler bunlar.Bunlar insana ait olan işlerdir.Ondan sonra iffet mevzuunda Zeliha gayet güzel şöhret afak ı cihan bir insan dünyanın bir tek hükümdarının her tarafı zabt etmiş bir adamın kızı.Para,cah,işte insanların maddede neye tapıyorsa hepsi mevcut.”Bana rağbet etmez misin” dediği vakitde.”burada ikimizin yanında birisi var” demesi.Kim O? Allah.Başka bi şey değil mi o? İnsanın muhafaza ,o muhafız başka.O başka bi iş.O aşk,o iman muhafızlığı başka bir türlü.Afif adam buna derler diyor Kudret.Allah diyor ki sen efendim ben  hayatımda şöyle afif yaşadım böyle yaşadım.”Ben adamı imtihan ederim” diyor.Dört duvar içersine korum.Böyle gayet hasna ,müstesna,dilâra bir insan karşısına çıkarırım.Serveti,cahı,parası bana rağbet etmez misin dediği vakitde “burada içimizde birisi var” diyebilir misin?Yoksa yüzüne bakılmaz ıksırıklı, tıskırıklı ,parası yok pulu yok ,abus ul vecih kimse rağbet etmemiş ondan sonra ben… Bu günkü konuşma bu kadar yeter.



0 yorum:

Yorum Gönder

 
Şemseddin Yeşil - Tüm Hakları Saklıdır..
Designed by CruelKeSh | 2017