116 (17.06.1962) 80 dk (159)
Ahlak mevzûu üzerinde devam
etmektedir. Mevzû başlıca iki esasa ayrılmıştı; birine vazifeden doğan ahlak,
diğerine de aşktan doğan ahlak tesmiye edilmişti. Vazifeden doğan ahlakın
menşei akıl, aşktan doğan ahlakın da membaı kalp olduğunu söylemiştik.
Gerek akıl, aşk... Tabi buradaki aşk, romanda okunan aşk mânâsına değil. İnsan; içinde sessiz sözsüz, bizsiz sizsiz konuşan mânâsıyla baş başa kaldığı vakit, aslını aramaklık zevki tecelli eder. Kimim, der. Nereden geldim, der. Ne içün getirildim, der. Nereye götürüleceğim, der. Hayat nedir, der. Memat nedir, der. Bu âlem-i şuhûdda birçok mesaibe[1], birçok ağır yüke niçün maruz kalıyorum, der.