Eni ü nale seher-hize ney nevası verir
Bükadan Arif i billaha mey safası gelir
Sühanverin eseri bir hayat ı sânidir
Giderse dâr ı fenâdan yine sedası gelir.




Saniye sonra Kapanacaktır

185. Kaset


Kaset 185  31/05/1964    110dk. (Düzenlenmemiş Metin)


Birine vazifeden doğan ahlak,diğerine aşkdan doğan ahlak tesmiye etmişdik.Vazifeden doğan ahlakın annesi,akıl.Aşkdan doğan ahlakın da mastarı, menbaı kalb.Gerek vazife gerek kalb,aşk bunlar mânayı insaninin birer vasıfları olması hasebiyle mevzuun en mühim noktasını insan mefhumu teşkil ettiğini söylemişdik.Gerek vazife, aşk,akıl,kalb dedik.Bunların her konuşmada tekrar tekrar bazen tariflerini değiştiriyoruz bazen aynı tarifi vererekden üzerinde yürüyoruz.En zor olan kısmı,anlatılması güç olan yeri de insan mefhumu.Nüshayı Kübra.Bir yüzü alem i kudrete rabtedilmiş.Bir yüzü alemi hilkate bağlanmış.İki vechesi var.Alem i kudrete rabtedilen vechesinde ,aşk ve iman lazım.Alem i hilkatde kendisine rehberlik edebilmek için “akıl” denilen o kuvve i nurani lazım.Beşeriyet, yine aynı cümleleri tekrar edeceğiz.Tetkik i haber,tâ’mik i nazar,tahkik i eser.Bunun üzerinde durmuyor.Bunun üzerinde durmayınca muhasebe i nefs başlamıyor.Tekrar edeyim cümleyi; geliş ve gidişindeki gayeyi düşünmüyor.Tâ’mik i nazar,nerden geldim,ne olacağım,nereye götürüleceğim?Bunun farkında değil.Buraya yaklaşmıyor,bu sualleri sormuyor kendisine.Ben,nerden geldim,ne olacağım ve nereye götürüleceğim?Gelmede gitmede ihtiyarım yok.Öyle değil mi? Hangimize sordular “ sizi bir âlem i ibtila vardır ,dünya denilen bir mihnethane vardır”.Burda şâd olmak yokdur.sözdür o söz.Ya gelme bu sitemhamiz olan dünyaye ,yahut sabret andaki mihnet i meşakkat i belâye. Kestirme. Kudret,herkesi bir yerinden yakalamışdır.Efendim ben.. yok.Çok “ben” diyenler “sen” diyenler .”O” diyenler kazanır.Ya gelme bu sitemhamiz olan dünyaye ,yahut sabret andaki mihnet i meşakkat i belâye.Şöyle olursa böyle olur,şöyle olur böyle olur.Hayatı, edeble zırhlandırmanın çaresine bakmalı.Hayatı, edeble zırhlandırmanın çaresine bakmalı.O vakit sermayeyi hayat iflasdan kurtulur.Gelmede gitmede ihtiyarımız yok.Bunun üzerinde duruyoruz.Konuşma,bu bahisde.Fakat,bu kadar âşikar iken beşeriyet bunun farkında değil veyahut farkında,üstünde durmuyor.Hamule i irfaniye i beşeriye .Beşerin marifeti,sanatı,fenni taşınamayacak bir halde yükselmiş ki faide ki “ah” sesi dinmiyor.Canavarları utandırtacak kadar aşağıya düşüyor.Mâaniyatda yükselirse melekler imrenir ,rezaletde alçalırsa canavarlar utanır.Beşer böyledir.Mâaniyatda yükselirse,melekler imrenir,gıbta eder.Süfliyatda da alçalırsa canavarlar utanır.Semavata çıkıyor,çıkmak istiyor.Güzel.Yayılsın diye söylüyorum belki bir senedir bunu daima söylüyorum.Nerede bulunursam söylüyorum.Kırık kalblerde seyahat eden var mı?Orada keşif başladı mı,keşif o dur.Semavat.Büyük kitab haber vermiştir onu.Ondört asır evvel.Karşıki odadan karşıki odaya geçecek kadar kolay olacak bu işler.Fakat ne o?Nüshayı kübra insandır.İnsanın da muazzam mânası gönüldür orada gezen var mı?Gökyüzüne çık.Ne çıkacak.Çıkılacak o.Nüshayı kübra,insan.Ne demek nüshayı kübra insan?Bu namütenahi âlemler,vicdanı insaniyi ihtivadan aciz iken .İnsanın vicdanı,bütün kainatı ihtivaye kadirdir.Zira idrak ve tefekküre muktedirdir.Ondan dolayı nüshayı kübradır.İnsan.Onun sureti evet elli altmış kiloluk kan ve kemik torbasından ibaretse de mânası öyle değil.Vicdan ı kibriyası öyle değil.Cümleyi tekrar edeyim.Bu nihayetsiz avalim,vicdan ı insaniyi ihtivadan aciz.Mesela bütün sema,bütün varlığı ile en aciz bir insanın bir vicdanını alamaz içine.Fakat en aciz bir insanın,o temiz vicdanı ,o vicdan ı kibriyası,o bütün semayı bütün avalimiyle beraber nokta halinde alır nokta.Azamet ve kibriya,bunlar ikisi de büyüklük mânasına gelir.azamet de büyüklük mânasına gelir,kibriya da büyüklük mânasına gelir.Azamet,sıfat ve cismaniyetde kullanılır.Kibriya da zatda kullanılır.Binaenaleyh kibriya, zatı ve mânayı büyüklükde kullandığından dolayı ,insan ona mazhar olmuşdur.Diğer mevcudat ise azamete mazhar olmuştur.Biraz açılmak lazım bu bahis.Benim bu gün rahatım o kadar değil.Onun için şey halinde vereceğim.Kısmet olursa Allah müsaade ederse başka konuşmalarda açacağım.Bu iki kelime üzerinde dururum.Yani azametin mazahiri,mecmuayı mükevvenat olduğu halde kibriyanın mazharı,hazreti insandır.Buradan hazreti insan dendiği vakitde yalnız kürede yaşayan insan kaydetme ha.Bütün avalimde vicdanen vahdet i bâriyi idrake muktedir olan ne kadar vicdan varsa ,ne kadar o mânayı o müeddayı taşıyan varlık varsa işte o dur.Ona nüshayı kübra derler.Sen de onlardansın eğer o hassaya malik isen.Onun için büyük kitab,insanı üçe ayırır;esrar ı beyana vakıf olanlar insan,esmayı Hak’ka vâkıf olanlar âdem,bundan mahrum olanlar nâtık hayvan.Taksim etmiş.Mevzuu dağıttık.Toplayacağım inşaallah.Size şöyle bir çiçek demeti gibi veririm.Oraya uğradık,buraya uğradık dağıldı mevzu.Fakat neresidir an yeri?Mevzuun esas noktası neresi?(tamam geliş ve gidiş diyen kimsin? aferin.)Geliş ve gidişde gaye yok dedik.Şey ihtiyar yok,gaye demişim.Yok elimizde.Bir insan,gelişinde ve gidişinde ihtiyarı olmazsa acaba nesine güvenir?Nesine güvenir?Neye semayı deler gibi bakar?Niçin yeri ezer gibi basar?Neden sayılı nefesini şunun bunun ahını almakla tüketir.Öyle değil mi? Yok,bişey yok.Bunları söyledik,söyledikden sonra dedik ki hamule i irfaniye i beşeriye ,bu gün insanın,zahirde bakıldığı vakitdeki tekamülü,ilmi,irfanı ,sanatı,fenni püü yüklü.İyi ama ah sesi dinmiyor.Neden acaba? Ne vakit diner?Diner mi dinmez mi?Dinebilir mi? Dinmiyor.İlmin,yalnız suretinde kalınmış.İlimden gaye,evvela marifetullahdır.O gaye olursa o vakit insan ilmin semeresini meydana getirebilir.Neden acaba?O vakit,hikmet i hilkata vâkıf olur.Hilkatin hikmetine o vakit vâkıf olur.Marifetullah zevki doğmadıkça hilkatdeki gayeyi beşer anlayamaz.Anlayamadığından dolayı bütün âlem inliyor.Mevzii konuşmuyorum, bütün dünya sekenesi.Hem o kadar acayip ki hareket i fikriyesi bile durmuş.
                                                                                              --/-
                                                                                              -2-
Medeniyet diye vahşet i müsannayı tebdil ediyor.Basıyor düğmeye bir milyon adamın canını bir anı gayrımukassemde alıyor.Bu mu medeniyet?Basıyor düğmeye milyonla adamın canı bir anı gayrımukassemde ,ilim bunun inişi versin için mi ortaya çıktı?İlim de ağlıyor.”Beni kullanıyor” diyor.Beni diyor.Kudret’e yalvarıyor “al beni onların elinden” diyor.Evet.Hangi hayır vardır ki şer üzerine kullanıldığı vakitde kötülük meydana gelmesin.Su, insanın .. hayatıdır.Fakat adamı boğmak için kullanırsan boğar şerre kullandığın vakitde.Ateş,hayatın devamı için bir unsurdur.Fakat yakmak için kullanırsan..hangi şer var ki hayır var ki şer üzerinde ısrar eder kullanırsan şerre inkılab etmesin.Onun için bu günkü ilim de Kudret’e karşı yalvarıyor “bu vahşi insaniyetden beni kurtar” diyor.Hasta inlerken,masum melekuti nazarlarıyle henüz bu alemle ünsiyeti yokken ,semaya doğru bakarken pir i fani sayılı nefesinin son anlarında kendisini avuturken bir anı gayrı munkassemde yok oluyor.Bu mudur ilim,bu mudur medeniyet? medeniyet, imhayı mı âmirdir,ihya yı mı âmirdir?Hayat mı verir,hayat mı alır?Fakat beşer o kadar şaşırmış ki tapıyor.Evet mânasız kalırsa insanlar ,hevayı heveslerini mabud ittihaz ederler.Kaide i külliyedir.Allah der “Ya bana tapacaksın, ya seni senin nefsine taptırtırım.” İmkan yoktur.Muhakkak ya nefsine taparsın hevayı hevesine ya Bana taparsın hangisi işine gelirse.Ya marifetullah zevki ile yaşarsın,ya nefsi emmarenin zevkiyle yaşarsın.Hangisi hoşuna giderse onunla yaşa.Yoksa insan namını taşıyan varlık fersude mataın, bakasız nimetin devamı için birini birini boğmaya mı gelmişdir bu âleme?Dağda canavarlar bile yaz günü insan parçalamıyorlar kışın pek aç kaldığı vakitde insan hamlediyor.Fakat yazın üçü beşi bir arada gittiği vakitde uzakdan gidiyor insana yaklaşmıyor.İnsan,ne yaz dinliyor ne kış dinliyor,ne hasta dinliyor,ne inleyen dinliyor.Acayip bir hâl.Biz,tarihin en eski efendisi olan insanların çocuklarıyız.Dünyada sarsıntı olabilir.Bizde olmamalı.Biz,kökü çok sağlam ,muazzam,kök çok kuvvetli.Her vakit söylediğim gibi ,hubb u gayr ile yaşamış,kıyas ı nefs ile yaşamış.Hubb u gayr,yani evvela canan sonra can demiş.Kıyas ı nefs ile yaşamış.Bana yapsalar hoşuma gitmez,ben de yapmam.Maalesef öyle tecelliler olmuş ki şimdi herhangi bir şey insan bu kıyas ı nefsi dahi konuşmaya korkuyor. Bir çirkin hadise sana yapılırsa razı mısın dendiği vakitde “hay hay” diyor.Ona ne diyebilirsiniz?Ne dersiniz ona?Sen,kendi yolunda,kendi oluşunda hamsın.Söz,makam ı insaniyete kadem basanlara aitdir.der geçersin.Başka bir şey diyemezsin.Başka bir şey denmez.Kapı kapalı bişey diyemezsin.Fakat biz biz şimdi inanmış,aslını aramak zevki kendisinde uyanmış,abes bir zerrenin vücudu olmadığını duymuş ,kainat içersinde en ufak bir varlığın bir vazifeyle mükellef tutulduğunu görmüş,kendisi gibi muazzam bir varlığın mensi,mühmel bırakılmayacağına yakin ifade etmiş bir camiaya konuşuyorum.Sizleri öyle tanıyorum da dedeni tarif ediyorum.Deden öyle yaşardı.Kıyas ı nefsle hubb u gayrla bu dedenin çocuğuyuz.Kudret bize hususi, tabir  caizse iltimas muamelesi yapmışdır.Bizde merhamet fazladır.Acaba kaybettik mi?Her insan sabahleyin kalktığı vakitde ilk önce ,nasıl hasta haftada bir tansiyonunu doktora baktırırsa düştü mü çıktı mı o da her insana göre değişir ya ilaçlar da değişir.Neyse baktırırsa yahut her hafta derecesini sabah akşam aldırırsa daha güzel.En güzeli bu.Sabah akşam derecesini alın derler.Manevi vücudunda da derecesine bakmalı.Merhametinde alçalmak mı var,yükselmek mi var?Alçalmış mı,iğne mi yaptıracak?Nerde varsa ilacı koşsun.Çok fena.Merhamet.Kaybettik mi acaba?Yoksa duruyor mu?Medeniyetini taklid ettiğimiz garb,deliyi cin çarpmış diye yakarken,deden musiki ile tedavi edilsin diye ve bu gün de medeniyet dedenin yaptığını yapmaya başlamışdır.Medeniyetin hakiki kökü senin dedende çokdur.Servet vakfetmiş servet.Servet vakfetmiş.Sokakta gezen hayvanlara yiyecek vakfetmiş.İşitiyoruz anası,evladına nafaka davası açmış. Babası çocuğuna bakmamış, nafaka davası açılmış.İnsan düşünüyor o dedenin çocuğu nasıl iş bu?Nerden zehirli bir manevi gaz esti de sarsıntıya uğradı.Seksenlik baba,yetmişlik anne icra dairesine gelmiş niçin geldin?Bu ay nafakayı göndermedi çocuk. Anasının nafakasını icra dairesi vasıtasıyla dahi göndermeyen..onun için her sabah merhamet kalkar kalkmaz yoklamalı insan kendisini.Ben de adalet var mı demeli.Zira adil olan fertlerden teşekkül olan cemiyet adil olur.Zalim fertlerden terekküb eden cemiyet de zalim olur.Cemiyeti idare eden hükümet de adl ve zulüm meselesinde fertlerin mesleğine tabidir.Hazreti Muhammed öyle dedi “vema tekünü yuvella aleyküm”O ne demişse tabidir.Başka türlü olur mu?Adil fertlerden teşekkül eden cemiyet adildir.Yaz kalbine böyle.Çok tekrar ettim cümleleri bunun.Söyledim çok defa.Zalim fertlerden terekküb eden cemiyet de zalim olur.Cemiyeti idare eden hükümetler,adl ve zulüm meselelerinde fertlerin mesleğine tabidir.Bu kaideyi Kudret kurmuş bunun.Kudret öyle kurmuş.Haricine çıkamazsın…. Lafzını idare edemeyeceğim meali şöyledir “Yer üzerindekilere merhamet ediniz de semadakiler de size merhamet etsin”Bir garibin yüzüne tebessüm çehreyle bakan yüze, Allah güler diyorlar.Tabi Cenab ı Hak bu sıfatlardan münezzehdir. O’nun merhametinin ne şekilde tecelli edeceğini beyan için söylenmiştir kelama has tabi.Böyle sıfatlardan münezzeh.Ama biz bi masaya sahib olduğumuz vakit ,bi kasaya malik olduğumuz vakit ,ne bileyim bir servete malik olduğumuz zaman ,yürümemiz bile değişir.Değişir.Alır,değiştirir.Neden oluyor o? Tetkik i haber yok,tâmik i nazar yok,tahkik i eser yok.O halde sermaye i hayattan da bişey kalmadı demekdir.İflas var iflas.Islah ı nefs,ıslah ı gayr dan mukaddemdir.İnsan kendi nefsini ıslah etmedikce gayrı ıslah edemez.Mukaddem.Bağlı bir birine.Yetiştiremiyoruz çocukları,neden yetiştiremiyoruz?Geçen konuşma çocuk yetiştirme bahsında idi.Bi defa yetişmesi için,bir insanın tekamül etmesi için evvela yalanı atması şartdır.Yalan var mı olmaz.Kudret, elini kaldırmışdır.Hiç imkan yok.
                                                                                              --/-
                                                                                              -3-
Bir adam yalan söylüyor.Alnı secdede çürüsün, hepsi batıldır.Bi adam yalan söylüyor, bin defa hacca gitmiş ,hepsi merduddur.Lebbeyk dediği vakitde merdud der Allah. Git.Büyük bir inek tertemiz hususi gıda ile beslemişsin tertemiz süt veriyor.Kocaman bir kazan içersine bir fincan gaz dök içemezsin.İçilmez o.Çocuğu ıslaha evvela ordan başlayacaksın.Çocuk güler sana.Kaç tane yalanını yakaladım.Yüzüne karşı söylemese  biraz edebi olsa dahi “bırak şimdi onu evvela kendini sen ıslah et” der.Çocuğun aklına gelmese, Kudret söyler.Utanmaz adam der.Ondan tutmuyor.Sordular Beşeriyetin Fahri Ebedisi’ne mümin zina eder mi? Yakışmaz ama edeni bulunur.Mümin yalan söyler mi? “Hayır” dedi.Artık sen bu Emr i Nebi’ den bu suçun mevkiini kendin bul insafınla.Ben bişey anlatamadım mı acaba?Sordular huzur u peygamberiye geldiler dediler ki “mümin zina eder mi?” “Yakışmaz ama edeni bulunur. ””Mümin yalan söyler mi? “Hayır” dedi.Çünkü bütün fenalıklar oradan doğuyor.Yalan söyledin mi nasıl muhasebe i nefs yapacaksın da neticeler çıkarabileceksin.Çıkamazsın ki.Bütün çirkinlikleri orada da okuyacak insan.Bizde tuhaf tuhaf itikadlar vardır.”O iş başka ,o iş başka” der.İbadeti bazısı komisyonluk olarakdan yapar.Kendine.Ne komisyonu? İşim rast gitsin der.Ben abd i mahzım.Bu zevk ile değil.Bu zevk ile olsa her iş olur.Ona bi karşılık bulur ve onu çürütür.Ve biz bunların hakikatlarını da söylemeyiz.Genç de soğur.Mânadan soğuturuz.Soğur. O mânayı öğretirken onun hakikatını öğretmek lazımdır.Değil mi ya.Mesela doktor iğneyi veriyor,şu derinliğe kadar koyacaksın diyor,acıdığı vakitde durduracaksın diyor,yavaş yavaş götüreceksin diyor,bak fenalık vermesin diyor.Onun bir tarifi vardır.Bütün ânadaki taatda aynen o ilaçlardır onlar.Herhangi bir ahlaki,taabbudi,ne bileyim mali bir ibadeti yapıyorsun vücudunde bir değişiklik var mı? Kendi iklim i mânanda? Yok.O halde hiç faydası olmayan ilaç gibidir.Hani bazısı yarasın diye bardaklan balık yağı içer o ne kadar alırsan al öbür tarafını atar zarardır o.Anlatamıyo muyum?Bazı insan vardır bardaklan içer balık yağını.Ben diyor dayanırım tahammül ederim diyor bi şey dediler ama bardaklan..yok kardeşim .Senin dediğin gibi değil. Mesela,besmelesiz iş,sonsuz işdir.Ebterdir ,muvafakiyetsizdir,netice alınmaz.Tamamen doğru.Ama ne demek o, besmele ne demek?O ne? Bunun inceliğini söylemezsin ,bir genç,öğretirsin.Kocaman bir aynayı kaldırırken o besmeleyi de çeker,muvazenesini muhafaza edemez şaaak diye düşer.”Ya aslı yokmuş” der. Ayağını kaydırırsın çocuğun.Geçer yuvarlar gider.Değil mi?Bunları anlatmakdan maksadım şimdi mühim bir yere gireceğim de onun için etrafında geziniyorum.Bir yere gireceğim... (boşluk) Allah, âdemi ebul beşeri arz üzerinde kendisine layık kılmaklığını murad buyurdu.Manzume i kuvvayı sübhanisine yani âlem i melekute iltifaten “ne dersiniz” dedi.Ben böyle bişey yapacağım.Neyse burası uzun sürer.Bildiğiniz şeyler.Ben size lazım olan yerini söyleyeyim.Onlar ne dediler,onlara ne cevab verdi,sonra nasıl oldu,iblis neden dolayı istiğfar etti,iblise secde emri hangi ağızdan çıktı? Bunlarda büyük büyük incelikler var.Bütün Esma i İlahisini âdeme talim etti.”Ve alleme âdemel esmâe kullehâ.. “(Bakara,31) Hepsini.Ondan sonra “senin adın ne” dedi?O talim i sübhanide âdem o kadar kendinden fani oldu kendinden geçti ki kendisinden vücud şaibesinden eser kalmadı ki “senin adın ne?” dendiği vakitde “unutturuldum Ya rab bilmiyorum ben” dedi.Ha demek ki sen ara yerden kalkmışsın o halde naib i Hak olmak hakkını almışsın.”Senin Esma i İlahini ben öğrendiğim vakit kendi ismimi bilmiyorum” dedi. Sen de o besmeleyi çekerken onun zevkinda kendinden çıkarsan ne ayna kırılır ne şu olur ne bu olur.Ama kendi benliğinde sahte varlığında bulunduğun müddetçe istediğin kadar çek icabında ayna kırılır ev de yanar.Bunun burasını anlat anlatabildim mi acaba?O ayrı bir iş o. O ayrı.Yarım kalıyor.Mâna ilimleri yarım kalınca netice alınmıyor.Şimdi bazı gençler,fenleri maarif i mütenevviayı, bazına bahisi örmüyolar.Mesela kainat,semaviye,mevcudat ı araziye,mesail i içtimaiye daha bir çok hakaike vukuf peyda etti diyelim,edenleri oluyor o.Bulundukları yerde konuşuyorlar. Cibillidir insanlarda.İnsan bildiğini söylemek ister.Hepimizde vardır o.Anlatamadım mı acaba?Bu cibilli.İnsan,bildiğini söylemek ister.Tesadüf ediyor.Bunlar bizim içtimai yaralarımız.Mânayı biliyormuş gibi .Mânayı biliyor,mütedeyyin.O gencin zavahirde toplamış olduğu bilgiyi o zavallı, mânayı biliyorum deyib de tamamiyle bigâne.Esasla alakası yok hiç bilmiyor.Onun zahirde söylemiş oldukları sözü, birden bire hücum ediyor.Yine bigâne.İşitir işitmez akide i mânaya muhalifdir diyerek hücuma başlıyor.Halbuki o genç, o zahirde öğrenmiş olduğu şey doğru olduğuna katiyyen şüphesi yok ve o doğru.Bişey anlatamıyo muyum acaba?Doğru.Mevzu bu gün biraz değişti ama öyle geldi.Doğru.O mânadan tamamıyle vukufu olmadığı halde göya onun salahiyetli bir adamıymış gibi ona hücum edince o da bilmiyor ki onun zavallı olduğunu. O tamamen biliyor o sahanın alimi diye zannediyor.Öyle zannettiğinden dolayı derhal soğuyor.Bişey anlatabildim mi?Derhal soğuyor.Bırak canım. O genç ,delailinin kuvvetinde şüphesi yok.Zavallı,mânayı bilmediğinden dolayı kendisinin vaazı eden kimsenin de göya o sahada salahiyetli bir kimse olduğunu tanıdığından dolayı demek ki bu mâna denilen,iman denilen ,imanın götüreceği varlık denilen şeyi ne soğuk bi şeymiş diyor iğreniyor.Biri de çıkıp demiyor ki ey genç ,sen dedenin kabul etmiş olduğu o mânanın büyük kitabını eline al da kendin içine gir dal.Senin şurda göstermiş olduğun deliller daha küçük.Onun daha büyüğünü orda göreceksin de sevineceksin diyen bir kimse çıkmıyor.Anlatamıyo muyum acaba?İş burda şimdi.Kendi kendine müracaat et bulacaksın diyen yok.Netice ne oluyor? Mâna olmayınca kalbler, vicdanlar aç kalıyor. Kalıblar doysa da kalbler vicdanlar aç kalınca netice alınmıyor.Alınmamakla da kalmıyor ne oluyor?Himmetler kısırlaşıyor.Bütün emel yalnız tevsi i maişet uğrunda sarfediliyor.Tabi tevsi i maişet uğrunda sarfedildiği vakit de herkesin istediği şekilde o vuslat meydana gelmeyince her yere başını
                                                                                              --/-
                                                                                              -4-
vuruyor,her yere başını vurduğu vakit de her yerde de tamamıyle Hak kendisinde tahakkuk etmiyor.
Bu sefer zulüm başlıyor.İnsanlık inlemeye başlıyor.Anlatamıyo muyum yahu? Rapor veriyorum sana.Tatmin edebilirsen Zulüm meydana geliyor.İhtirasat ı nefsaniye hiçbir vakit tatmin olmaz mâna zevki almadıkça.Edemezsin.Neden olmaz? Çünkü mânayı kabul etmeyince ,bak konuşmaya başlarken dedim ki gaye i edeb,edebin gayesi insanın nefsinden hâya etmesidir.Dünyada muhasebei nefse lüzum görmeyenler,muhasebe i ukbayı inkar ederler.Yani kendi kendilerine kendi nefislerinin hesabını görmeklik,ben ne yapıyorum,bu gün ne kadar iyilik yaptım ,nerelerde kendimi muhafaza ettim? Bunu kontrol etmiyor mu bir adam muhakkak ebediyeti inkar eden bir adamdır.Ebediyet inkar edildikden sonra,ömür zaten kısa emel uzun.İhtirasat ı nefsaniye çok.Tatmin edeceğim diyerekden vur,kır,yak. Sen yaşa,kainat ne olursa olsun diyor.İşte beşeriyet bundan inliyor.Ama mâna kabul edildiği günden itibaren, mânayı kabul etti mi diyor ki; benim geliş ve gidişimde ihtiyarım yok burası bir geçit.Hayat,ölüm denilen doğumdan sonra başlayacak .Ve bunu vicdanında “ebed ebed” sedasını duyarak zevk ediniyor.O vakit işin şekli değişiyor.O vakit esasen insanın hikmet ve hilkatlerine göre hareket etme zevkleri başlıyor.Ebediyet mefhumu kabul edilmeden insanın hikmet ve hilkatlerine göre hareket etmenin imkanı kalmaz.Bir insan niçin yaratılmışdır? Bunun hikmetine göre karşısındaki adamın muamele edebilmesi için ebediyeti kabul etmesi şartdır.Kabul etmedikden sonra yakar seni.Hiç dinlemez,fırsatı bulunca yakar.Ahlak,insanın hayatının namütenahi olduğunu ve insanın bu aleme gelmesindeki gaye ,mevt ve hayatın Allah tarafından insanlara verilmesindeki hikmetin ,hangisinin daha güzel amel işlediğini beyan ettiğini bildiren bir müessesedir.Niçin gelmişiz?İnsanlar,birinci çağdan beri kendi saadetlerini,zamanlarında yayılan ve bilinen ya mâna varlığından ya tesadüfen tasavtun eden varlıkların esaslarından alarak gelmişlerdir.Mâna varlığından alanlar,iki cepheli huzur içinde yaşamışlardır.Yalnız madde hakimiyetinden alanlar,belki cismani vaziyetlerinde bir şey meydana getirebilmişlerse de kalb huzuruna kavuşamamışlardır.Olmamışdır.Bu böyle gösteriyor tarihin gösterdiği hal bu.Şöyle bir netice çıkarmıştım size.O neticeyi tekrar edeyim de bu bahis biraz karıştı daha iyi anlaşılsın.Bir cemiyetin bakası için iki şart esasdır.Ferdin birinde Hak’kı kabul ,o Hak’kı kabul eden kimsenin karşısında o  Hak’kı kabul edene karşı bir vazife.Bunun ikisinden doğru yol meydana gelir.Fakat bu doğru yolda beşeri yürütebilmenin imkanı var mı?Zor olan kısım bu.İnsan,kuvve i gadabiye ile kuvve i şeheviye arasında mahsurdur.Orada çok akıllar yıkılır.Çok “aklım hakimimdir, vicdanım amirimdir” diyenler sürüklenir gider.O kuvve i gadabiye,kuvve i şeheviye püüü neler yapar adama.Kainatı nasıl cicili bicili gösterir.Yoku, var şeklinde ne kadar muazzam adamın önüne diker.O halde insana bir kaid lazım bir muhafız lazım götürecek. Kim onu muhafaza edebilsin o sırat ı müstakim üzerinde ,doğru yol üzerinde biri Hak’kı kabul etmiş o Hak’kı kabul edene karşı bir vazife tereddüb etmiş.Vazife.Bu ikisi cemiyetin bakası için şartdır… (boşluk)….Hatıra geliyor.Kuvve i cebriye bu işi yapar.Yapamıyor.Kuvve i cebriye o nizamı veremiyor.Nizam verirken zalim oluyor.Zayıf kaviden o vakit hakkını yine alamıyor.Kuvvei şeheviye,kuvvei gazabiyenin sürüklediğinden daha fazla sürüklüyor.İkinci bişey hatıra geliyor.Hükümet i muntazama.Kanunlar yapar. Güzel.Fakat o da nihayet bi yere kadar geliyor.İnsanın ceplerini karıştırıyor.Evin duvarlarına kadar geliyor.Fakat şurayı açıp da burdan içeri elini sokamıyor.Sarairde kalıyor.İnsanın havassında kalan şey binde doksandokuzdur.Meydana çıkardığı bir dir.Çıkan,meydana çıkan birini ufacık görebiliyor.O gizlenmiş olan doksan doku..dokuzyüzdoksandokuzu dahi göremiyor.Demek o da kâfi değil.Sonra o esası yapan da beşer o da masum değil.E kime verelim?Şeref i nefs deniyor.Yani namus dedikleri şey.Bir mânanın kabul ettiği namus vardır bir de cemiyetin kabul ettiği namus vardır ki o kıymet hükmüdür her yerde değişebilir.Mesela bir tüccara göre namus başka türlüdür,bir alime göre başka türlüdür,bir diplomata göre başka türlüdür.Bir tüccar kattiyen ne kadar doğru muamele yaparsa onun için namusdur.Ticaret ..çünkü her meslek niçin yapılır her mesleğe niçin bir adam süluk eder ?Bir saadet kazanmak için değil mi gayesi o meslekden bir saadete nail olmak içindir.Her meslekde saadete nail olmaklık için yollar vardır.Bir diplomatın da saadete nail olabilmesi için yalan söylemesi şarttır.Anlatamıyo muyum yahu?Onun mesleğindeki saadetin meydana gelmesi için yalan söylemesi esasdır.Diplomat.Mesela Bismark gayet mühim bi adam fakat muazzam yalan söyler.Mesleği itibariyle mesleği.Mesleğinin icabı öyle oldu.Demek ki şeref i nefs de burda bir kaid olamıyor.Bir muhafız olamıyor.O halde kime verelim götürsün?İmana,aşka aşka.Anlatamadık mı acaba?Ver imana sımsıkı götürür.Zira iman,marifet i nefs i emreder.Bir insan kendi vicdan ve amaline hakim olması ancak marifeti nefsde olur.Marifet i nefse sahib olanlar,ihtirasın esir ve muhkemi olmazl..mahkumu olmazlar.Hür adam da ona denir.Ruhunu,ahkâm ı nefsaniyesinden kurtaran adama hür denir.Hürriyet ona denir.O halde insana hürriyet nerden geliyor ?Allah dan geliyor.Allahsız hürriyet olmaz.Söz olur o söz.Ordan gelir.O vermiştir.Ve bilin ki Kudret’in semavata, arza ,cibale emanet ettim diyerekden bir emanet i ilahisi vardır nedir bilir misin o? O emaet de işte hürriyetdir.Ama o hürriyet nasıl hürriyet?Onu ben sana yarım saatde anlatamam.İşte odur o.Yalnız, insanda vardır o.Hakiki insanda.Yoruldunuz mu?Beşer ya ahkam ı akliye veya ahkam ı nakliye ile yaşayagelmişler tetkik ederseniz.Bu iki cereyan bir birlerine pek yakın olduğu halde araya ferdi saltanatlar girmiş,mütemadiyen bir birlerini çarpıştırmışdır.Nakli,ahkamı nakliyenin mesnedi,vahiydir.Vahiyse nakise ihtimali olmayan kavaid i ilmiyenin menşeidir.Beşer,şaşmaz.Oranın menşei olduğu için daima beşerin bünyesine iyi gelmişdir.İyi geliyor.                                                                                      --/-
                                                                                              -5-
Daha kuvvet,daha kuvvet veriyor.Beşer üzerinde fazlaca tesir göstermişdir.Esrar ı hilkati daha iyi bildirmişdir.Kuvve i nazıme i hayatiyeyi daha kolay heyet i beşeriyeye kabul ettirmişdir.Bu suretle refah ı amme daha kolay vücud bulmuşdur.Ama madde medeniyeti mânasız kaldığı vakitde hiç üzerine kurulduğundan, esasları nizamları tanzimde hissi beşerde istiane ettiğinden, ufak bir dalga derhal yıkmışdır.Dayanamaz.O hükümet i fazıla sözleri fos tasvirler tahayyüller kuru sözden ibaret kalmışdır.Olmaz.Tarihi misal verebilir misin?Vereyim sana .Roma hakimiyeti, eser yok.Beni israil yaşıyor.Netice itibariyle ilim,mâna ile lezzetlendirilmeli ki beşeriyet istifade edebilsin.Bu günkü ilim,mânadan azade olduğundan dolayı lezzeti çıkmıyor.anlatamadık mı acaba?Hulasa bu.İlim,mâna ile lezzetlendirilmeli ki zevki çıksın.Bu günkü ilim,mânasız olduğundan dolayı olmuyor.O genç üzerinde konuştuğum cümlelerin arasında şunu da söylemek isterim ki;bunların bir takımları da mâna namına hareket etmek isterler fakat mânanın hiç bir hükmünü ,hiçbir aslını öğrenmeye lüzum görmediklerinden bütün mahsulleri kuru sözden ibaret kalır.Bişey çıkmaz meydana.En acısı da budur.Bişey anlatamadık mı acaba?Bunun üzerinde dur yorul.Asılları var.O mâna üzerine hareket etmek istiyor, o mâna üzerine didiniyor.Öyle bişey.Fakat zavallı o mânanın hiç bir hükmünü hiçbir aslını öğrenmeye lüzum görmüyor o halde bütün mahsulü bütün yorgunluğu lüzumsuz sözden ibaret kalıyor.Hiç bir şey ortaya koyamıyor ve koyamaz.Olmaz.O onu koyamıyor o onu koyamıyor ne oluyor ?Artık hevayı heves mabud ittihaz ediliyor şehevat ı nefsaniye peşinde muttasıl koşuluyor.O vakit mahvoluyor ve mahvoluyorlar.Netice bu.Sonra ömrü dünya bir dakika,ömrü adem bir nefes.Ne vakit? Ye ye ye .”İki gününü birbirine müsavi kılan aldanmışdır” diyor.Ha olacak olacak. “İki gününü bir birine müsavi kılan aldanmışdır” diyor Bu gün değil yarın ye ama .”İki gününü birbirine müsavi kılan aldanmışdır” diyor.Sonra iman ve aşkdan hariç kalan ömür, gamdır.Gam, gam.Bu alemde çünkü  öyle bir düstur kur..ancak onunla insana bir huzur gelebilir başka  şeyle gelmez.Bütün zevkler geçicidir.Bütün zevkler.Bir zevk vardır bâki ,ona marifetullah zevki denir.Dünyada zevk olarak iki zevk vardır ondan mâdası ziyandır.Nedir dünyevi zevklerden, biri iffet zevki biri de infak zevki.Bunlar kabul edilebilir ondan mâdası,öbür kü de marifetullahdır.Hepsi geçici.Kudret, öyle bir Kudret dir ki yirmi sene evvel bir hadisenin karşısında gülersin,aynı hadiseyi karşına diker yirmi sene sonra ağlatır.Hadise,aynı hadisedir yirmi sene evvel güldün,yirmi sene sonra o hadisenin karşısında ağlıyorsun.O halde fırsat elden gitmeden ,perde i gaflet açılmadan biraz zat ı zaire toplamalı.Gönül ne dalmışsın şu bahr ı gâme ,bu gâm yakışır mı ibn i ademe Gönül ne dalmışsın şu bahr ı gâme ,bu gâm yakışır mı ibn i ademe şad olmak istersen şad olam deme bu darr ı mihnetde gülen olmadı.Yoktur. Bu öyle alemdir.Mamurei alem harabe ragib ,bu harabe dare gel olma talib.Yazıktır gidersin hasir u haib.Bak gidenler gitti gelen olmadı.Ne nam ı ne nişan ne şandan eser ne tarif ne zaman ne kalır haber,Hadisat bir yeldir durmayıb geçer.Önünden kaçıb kurtulan olmadı.Kazaya razı ol eyleme inad .Bu mihnethanede yok durur murad .Tabire dikkat et;Kazaya razı ol eyleme inad .Bu mihnethanede yok durur murad .âdemden bu ane degin eyle yâd.Gelib bunda bâki kalan olmadı. O ki bâki kalmıyosun muradın olur mu ya?Bu kadar açıkdır bu iş.Kimbilir ne idi bastığın toprak belki bir şeyh idi yakın ya ırak,ya bir pehlivandı elinde bayrak,namlarını bile bilen olmadı.Bu bahri zünune çokları daldı.Kimi ölü çıktı kimi gark oldu .Bu dağı delerken çok ferhad oldu.Şu emel dağını delen olmadı.Server i cihanın ahiri mâtem .Ferahın peşini takib eder gâm.Hangi varlık var ki olmamış adem .Hangi varlık var ki talan olmadı.Kendinde buldunsa bir aşk ı mutlak .Burayı okumak için,burayı söylemek için bunları okudum.Kendinde buldunsa bir aşk ı mutlak,anınla bilinir Hak ile nahak.Âlem hep aşkıdır gözün aç da bak.Aşka düşende sarsılan olmadı.Tabi romanda okunan aşk değil bu anlıyosunuz değil mi?Romanda okunan aşk değil.Bi daha okuyum burayı.Burayı da kendim için okuyayım bir defa daha.Kendinde buldunsa bir aşk ı mutlak,anınla bilinir Hak ile nahak.Âlem hep aşkıdır gözün aç da bak.Aşka düşende sarsılan olmadı.Sen olmasan,ben kendimi göremem.Ben olmasam sen kendini göremezsin. Yine bir birimizi boğarız…anlaşılmaz.Ben kendi yüzümü,kaldır aynaları kaldır.Böyle bir aleme sevket aynayı da kaldır.Nasıl bileceğim ben kendimi, nasıl göreceğim.Seni göreceğim ki kendimi göreyim.Sen de beni göreceksin ,kendini göreceksin.Cüz ü kül yekdiğerinden eyler istimdad ı dad.Böyle olduğu halde olmadı.Onun için der ki büyükler ;Eyy derviş der.Dervişin mânasını biliyor musun?Hani o burdaki derviş,öyle herkesin ağzında dolaşan derviş değil.Kerviş mânasına olan derviş değil.Harflerinde mâna gizlenmişdir.Dal dünyayı,dünya dendiği vakitde bu varlık değil Hak ve hakikatden alakoyan şey demekdir.r riyayı vav varlığı y yalanı şın şehvet i mezmumeyi terkeden adama denir. Anlatabildik mi acaba?Tarifini bildin mi? Şerhinde şey var onun incelik var.Hak ve hakikatı kendisinden alakoyan şeyi terketmiş.Benliği atmış,varlığı.Riya yok yalan da yok.Şehveti mezmume de yok.O adam derviş.Öbür mânada derviş olmayan kim vardır bunu bırak şimdi bu hakikat mânası.Onun haricinde? Var mı öyle bi adam?Yokdur.Hiç kimse yokdur.Ya karının devrişidir,ya paranın devrişidir.Ya masanın devrişidir,ya servetin devrişidir,ya kumarın devrişidir,ya rakının devrişidir,bağlanmışdır bir yere.Gönlünü bir yere bağlamışdır.Muhasebe i nefs dedik konuşmamızda.Muhasebe i nefs ,mesela bizim yarın gene bir misal vereyim de daha iyi anlaşılsın.Mâna gecelerinden muazzam bir gece,berat gecesi diyoruz.Değil mi? Nedir bu berat gecesi?Bir senelik hesap kapanacak.Eh.ufak bir nedamet ,bir rücu,ihlas ile hayra niyet.Bizim bir senelik çirkinliğimize bedel olabilir.                                                                                              --/-
                                                                                              -6-

Anlatabiliyo muyum acaba?Çünkü Hak’kın keremini.. Bâb ı kerem var bâb ı rıza püü büyük kapı ,büyük insanların gireceği.Bir senelik hesap.Derler ki efendim sol elinden vermesinler,sağ elinden versinler.Berat versinler de ister sol eline versinler ister sağ eline versinler .Zaten berat verirlerse sol eline vermezler.Sol eline verirse o sene ölür diyor.Hiç, inanan ve istikbal inananların olduğuna inanan ölür mü? Ölen, hayvandır. Ölen,zalimdir.Ölen,inletendir. Ölen,Hak ve hakikat tanımayandır.Yoksa Hak ve hakikata boyun kesmiş ,gönlü rikkatle çarpmış ,mevcudu Kudret’in mahlukatına karşı rikkatle çarpan bir kalb ölür mü?Öyle şey olur mu? Ölmez.Allah uğrunda adımını atan adam ölür mü?Niyet ediyor sabahleyin Hak namına .Ben diyor bu gün bakalım hangi kalbi sevindireceğim?Bu niyetle çıkmış bir insan ,her gün bu niyetle çıkan bir adam .Her gece yatarken “adam olamadım rü’yetde senin sevdiğini göremedim .Rüya alemi de bir alemdir orada benim teklifim yok hiç olmazsa oraya bağışla da orda göreyim” diye yatıyor.O uyku onun bir ibadetidir.Böyle adam ölür mü? Ölmez.Şey ediyor,sol elinden versin sağ elinden versin.Berat verilir mi ona bak sen.Yoruldunuz değil mi? İnsan,geliş ve gidişdeki gayeyi duyarsa ,konuşmaya başladığım zaman ;nerden geldim,ne olacağım ,nereye götürüleceğim demiştim.Bu suallerin cevabı üzerinde işlerse makam ı âdemiyete kadem basmış demekdir.O makamda kendisine “aslını bul” emri verilir.”Niye getirildim,ne olacağım” ın cevabını veriyorum.Buraya gelmekden gaye,kendi hakikatını aramakdır. Herkes buraya kendini,aslını aramaya gelmişdir.Bulan,ne mutlu.Başka bir şey değil.Öbür işler hepsi füruat.Onlar hepsi yapılacak ya .Sonra işin en şık tarafı nedir bilir misiniz ?İnanan da inanmayan da hepimiz ona hizmet ederiz.Acayip öyle mi? Bu tezgahı Allah kurmuş ,bu saltanat O’nun saltanatı.Hepsi O’nun.İnkar eden de tasdik eden de vazifelidir.Hepimiz O’na çalışırız.Çalıştırır çalıştırır ondan sonra elindeki programı bitirdikden sonra “karşıki çukura” der.Herkes. “Ve nahnül varisün “(Hicr,23) “hilkatde mirasçı benim.” diyor.Öyle de güzel söyler ki “Ve nahnül varisün “   “benim mirasçı” der.Kendisi. O bakarsın ne azametle ,ne emeller püüü neler neler .Katib yazısını yazarken,terzi makasını vururken,doktor gazetesini okurken “tık” iskemleden aşağıya. “Ne o yahu “ filan.He öyle gaztesini okurken “tık” Hiç dinlemez.Hiiç. Görüp kabri ve fenalığı nefret kılma ölmekden ,tariki ünsü tut  kim her avuç toprak bir âdemdir.Nereye baksak hepsi bir cebraildir amma Kudret,o gözü veremiyor.Hangi zerreye baksak. Vehlü irfana best ül sagar ür sâki i delil,kim mey i hurşididen temennasın kılmış halil.Olsa istidadı arif kabil i idrak i vahiy .Emri Hak insanine her zerredir bir cebreil.Kapalı hiç bişey yok.Hepsi aşikar.Her zerre bir cebreildir insana.Bir dirhem yağ parçasına taalluk eden nur u rü’yet nedir?Duvara güneş vurmuş, o vuran sayeyi güneş diye kabule çalışıyoruz.Fayda yok.Göz yok.Göz olsa görür güneşi.Onun için demişler ya “güneşi metheden,kendi gözünü methediyor “ derler.“güneşi metheden,kendi gözünü methediyor “ kendi gözününün sıhhatını beyan ediyor.Âdemiyete kadem basar.”İnan” emri verilir.İman mertebesine geçer.Biraz teali eder,”inandığına teslim ol” emri verilir.Teslim oldukdan sonra bir ünsiyet başlar.Ünsiyet. İnsan olur.O vakit kendisine berat verilir. Acaba anlatabildim mi? Bu şöyle gelir.Hadi şu incelikleri de söyleyeyim size.Yorulmadınız değil mi? Ben yoruldum amma söyleyeyim.Beşeriyetin Fahri Ebedisi, işte geçenlerde yine böyle büyük r gece geçti, mirac dediler değil mi? Bu miracı, O daima miracdadır urucdadır.Fakat bu resmisi.Daima miracdadır.Ne demek o? Keyfiyetini biz bilmeyiz. ..der ki “Bana bir mirac yaptırdılar katre idim derya oldum bilmem ki o mahbub u cihan ne oldu” bana miracın keyfiyetinden sorma der.Katre idim derya oldum der bilmem ki O ne oldu? Daima kainatda yarasa kuşu tabiatlı insanlar yaşamışlar.Yarasa kuşu zulmeti sever,güneşin nuruna düşmandır.İstemez.Güneşin nuruna düşman.Şems i hakikat i Ahmediye ye de düşman olan insanlar .Halbuki düşman olunacak bişey yok.O, en büyük düşmanına da merhamet elini uzatmışdır.Ama işte ne yaparsın ki yarasa kuşu istemiyor güneşi.İstemez.Sonra inayet her kimi tutsa isyanı nikab olmaz.Güneş doğdukta zira perde i zulmet ica bulmaz.Bakarsın ki dünyaca tanınmış koca bir varlık meydana getirmiş Bismark namında bir adam “talihsiz adamım” der.Niçin diye soruyorlar .Ben diyor Hazreti Muhammed zamanında gelmeliydim O na hizmet etmeliydim diyor.Binaenaleyh ben diyor çok çok talihsiz adamım diyor.Bilinmez nerden verir nerden çıkarır Hüda.O hususu inkar edenler,ben şimdi atlayarak söylüyorum yüzer sayfa şöyle ellişer sayfa Şakk ı kamer hadisesini istediler .Bedri tam halinde kameri ikiye böl.İstediler bunu.Mucize parmagı peygamberin orda gözüktü .Mucize parmagı,kameri orda gösterdi.Şimdi zahirde bir kamer bir de enfüsde bir kamer var bunları bilirsiniz tarihi okuşunuzdur.Ben size enfüsdeki kamere geçmek için buralara uğramam lazım.Güneşe dikkat edin bu cümleye güneşe mümted nazarla bakılmaz.Göz kamaşır.Ööyle açıp gözünü bakamazsın güneşe .Fakat güneşden feyzini alan kamere safa ile doya doya bakarsın.Ayinedir bu âlem, her şey Hak ile kaim .Mirad ı Muhammed’den Allah görünür daim.Binaenaleyh füyuzat ı ilahiye ,tecelliyat ı sübhaniye zat ı baht ı âdiye ,mazharı tam olan Cenab ı Ahmediyedde tecelli etmiştir.Oraya o feyzi vermişdir.Beşeriyet, O’na doya doya baka baka alabilir.Anlatabildik mi acaba? Binaenaleyh mümkün ül vücud ile vacib il vücud arasında veter, Hazreti Fahri Âlem olmuş olur.Mümkün ül vücud,mahlukatdır.Vacib ül Vücud, Allah.Şimdi eğer biz insaf eder de, yaradılışımızdaki gayeyi düşünür de “döndük,duyduk ,sana sığındık” diyerek iyiliği,insanlığa hâdim olmayı ,düşeni kaldırmayı ,gönüllerde muhabbet meydana getirmeyi ,müteaddid vücudlarda bir ruh olmayı yaşamaya Hak’ka söz verirsek .ağızda değil.Zor iş bunlar.Müteaddit vücut.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Şemseddin Yeşil - Tüm Hakları Saklıdır..
Designed by CruelKeSh | 2017