Kaset 188
20/01/1963 80dk. (Düzenlenmemiş Metin)
Mevzuu başlıca iki esasa ayrılmışdı.Birine
vazifeden doğan ahlak diğerine de aşkdan doğan ahlak tesmiye etmişdik.Vazifeden
doğan ahlakın annesi akıl,aşkdan doğan ahlakın da menbaı kalb.Gerek akıl gerek
kalb gerek aşk,vazife bunların hepsi mânayı insaniye ait birer vasıf olması
hasebiyle mevzuun en büyük rüknü insan mefhumu üzerinde.İnsan nedir?İnsan evvel
emirde şöyle bir bakılınca bir cisim.Hacmi var sıkleti var ebad ı mahsusesi var
maadinle iştiraki var müşterekdir.Diğer bir nazarla bakılacak olursa yine bir
cisim … var.Mevkii mahsusuna bir tohum vaz edilir,büyür,güzelleşir,
fersudeleşir geçer göçer gider nebat ile müşterek.Yine şöyle bir bakılacak
olursa hayvan ile de iştiraki var .Arzusu ile iradesi ile burdan kalkar buraya
gider .E bunun sonra bir de mesud olmak herkesin ağzında hani.Malum ya bir
insan niçin yükü taşır?İnsan niye yük taşır?Taşımam. Yook. Onu Kudret yüklü
göndermişdir.Kainatın seriri saltanatına seni sahip kılsalar yine yükün üzerindedir.Başıboş,Kudret
kimseyi bırakmamışdır.Hem burasından yakaladım diyor.Bazısını serbest bırakırım
da yakalandığının farkında değildir hamiyi çektiğim vakit farkına varır.O
serbest bırakılanlar makbul değildir der.Öyle biraz hafifce tutulub da onu hissedenler
mesuddurlar der.Anlatabiliyo muyum acaba? Öyle biraz serbest bırakıldı mı .Hiç
kimse yok bundan kurtuluş yok.Gelmede gitmede ihtiyarı olmayan insanın öyle
mensi ve mühmel unutulmuş terkedilmiş başıboş bırakılmış bir hale sahib
olmasına imkan var mıdır?Sen gelirken sorulmadın giderken de sorulmadın e
gelirken giderken sorulmadan bu alem i şuhudda bu seyri yaptırırlarken seni hiç
unutulmuş bir vaziyette terkedir bırakırlar mı buna imkan var mı? Her konuşmada
tekrar ediyoruz getirilirken sorulmuyor giderken de sorulmuyor .Birisi der mi
ki ben bu âlem i şuhuda ,dünya denilen ibtila âlemine ikbalinde hüda var
idbarında fecia gizli .Birisini güldürürse birisini ağlatır böyle bir sahne.O
kadar makbul bişey değil.Öyle değil mi?Bak sahne i âleme biri ağlar biri güler
.Birini dilşad eylerse diğerini mecual fuad eyler.Böyle bir alem vardır teşrif
eder misiniz diye hiç birimize sormadılar.Giderken de sormazlar.O semayı deler
gibi bakan gözler .Kudret ile azamet yarışına çıkmış sert edâlar ,çene
kemiğinin arasında un ufak olur.Hiiç.O çok ileriye kabarmış olan göğüsler
toprağın altında böyle yamyassı kalır.Yer,adamı yer.Böyle kabarır şöyle.Dursana
ya.”Benim” diye yaşıyorsun dursana niye durmuyorsun?Yeri ezer gibi basan
ayaklar.Konuşmanın sonuna doğru hafızamda kalırsa ona ait bir şey söyleyeceğim
ama kalırsa.Şimdi dağıtırsak söyleyeceklerimizi söyleyemeyiz.Demek ki gelmede
gitmede ihtiyar yok.Sormadılar .O halde yüklü geldik.Herkes yüklü.Ha bu yükü
taşıttıranlar vardır.Kendi taşımaz.İşin zarif tarafı o.Yükü kendi taşımıyor.Ben
diyor Kudret’e muhatab olmuşum.Madamı ki bende Kudret’in imzası var .İnsanın
tarifi bu.Size şöyle bir açık gayet bilinecek bir vaziyette tarif
yapayım.Mevcudatı..mevcudat, görülen bildiğin bilmediğin bütün varlık Kudret’in
Kadir i Mutlak’ın suluğu masluu bu sulunda bu masluunda Kudret yapmış olduğu bu
varlığın içersinde imzasını insana vaz etmiş.Anlatamadık mı acaba?Fatır’ın
,bildiğimiz bilmediğimiz hissimiz dahilinde haricinde ne kadar varidatı varsa
onun masluudur.Bu masluat içersinde nasıl ki,nasıl tarif edeyim anlıyorsunuz
herhalde.Fabrika bir çok şeyler meydana getirir etiketini vaz eder.Kudret de
yapmış olduğu,tecellisinde meydana getirmiş olduğu bütün mevcudat içersinde
imzasını insana vaz etmişdir.Bu imzayı muhafaza edib lekelemeden bozmadan
gidene hakiki saadet var.Saadeti daha beşeriyet bildiği yok.Değişir.Ahlak,
Kudret’in insana vaz etmiş olduğu o imzayı bozdurtmayan şeye derler.O sahayı
muhafaza eder.İnsanın hakiki mânası bu.Her birinizde Hak’kın imzası var.Bazı
insan,kendi kendine haliyle istifa eder.Bazısı resmen istifa eder.Bazısı haberi
olmadan istifa eder insanlıkdan.Kabul etmiyorum der.Kudret de cebretmez “pekâla
biz sana merhamet etmişdik insan yapmışdık seni bir mahluk u süfli yapmamışdık”
der.”Sen istifa mı ediyorsun benim bu putede neler edip neler gider ben seni
adamakıllı bir hâle sokarım” der.”İstifa etmeklen kurtulmazsın ben sana yine
bir vücud veririm.Bu putede..” Demek oluyor ki vazifeden doğan ahlak,aşkdan
doğan ahlak .Vazifeden doğan ahlakın annesi akıl,aşkdan doğan ahlakın annesi
kalb.Tabii buradaki aşk,romanda okunan aşk mânasına değil.O da hemen her
konuşma tekrar ediyoruz.Bazan tarife ilave yapıyoruz bazan aynını veriyoruz
bazan o mealde başka zevkını söylüyoruz.Netice itibariyle bir.İnsan âsude
kaldığı zaman kendi hilkatini aramaklık zevkıne düştüğü vakit kendisine sualler
sorar .Kimim der,nerden geldim der,ne olacağım der,nereye götürüleceğim
der.Bunun en büyük zevkını gençliğinde bulanlardır.İhtiyarlığında bunu duyanlar
çok olur.Hatta maraz ı mevtinde daha yakinen duyar amma o kadar makbul
değildir.Mesela burda görüyorum ki çok genç beyler var hoşuma gitti.Onlar içün
en büyük fırsat.Mânaya gönül vermiş ben insanım diye uğraşıyor ve bu
insanlığımı muhafaza edeceğim dedi mi bu asırda insanlığımı muhafaza edeceğim davasında
yaşayan,bundan bir asır iki asır evvel yaşayan gibi değildir.Kudret ,böyle
kucağını açmışdır.Mânaya hasım olduğu vakitde mânanın zevkıyle yaşamak başka
,mâna herkesin gönlünde zevkını yaparken o mânayla yaşamak başka.Bu böyle
dünyanın her tarafından mânevi zehirli gaz eserken “ben insanım,Kudret ile
ünsiyetim vardır .Bende ruh u menfuh
vardır .Ben ahsen i takvim sırrına mazhar kılınarak,Kudret’in imzasını
taşıyarak bu âlem i hilkatde yaşıyorum binaenaleyh ben yarın bir huzurda
Kudret’in selamına mazhar kalacağım,bir yuvanın altında bir Zatın elini
öpeceğim zevkıyle yaşayan adam zannedermisin ki bundan beş asır evvel on asır
evvel yaşayan büyük bir adam kadar kıymeti var.Yook .Çok muazzam kıymeti
var.Ölçüye girmez.Tarif ne kadar edilse insan edemez.Onu Kudret’in kendisi
söylemişdir.”Ben bilirim “der.”Bana ne yakışırsa öyle karşılarım” der.Beyan
etmiyor.Şöyle yaparım,böyle yaparım demiyor.
--/-
-2-
”Benim şanıma ne yakışırsa” diyor.Anlatamıyo
muyuz acaba?Elverir ki onu muhafaza ederek ve onun içersinde de benlikden
sıyrılarak “bana iltimas muamelesi yapmışsın ,kendini kabul
ettirmişsin,insanlığa hâdim kılabilecek bir fıtrat vermişsin .İstidadımı ben
bozmayayım.Senden aldığım yardımla,Senin bana bahşetmiş olduğun mâna ile ben
olayım” zevkıyle yaşayacak olursa bambaşka bir şey olur o.Onun gelişi gidişi
başka türlü olur.Madamı ki burda kalamıyoruz çareye bakmalı.Ha
kalabileceksen,istediğini yapabileceksen ben sana bişey demem.Kalabilecen mı,
ölümü öldürebilecen mı,kabrin kapısını kapayabilecen mı,beşeriyetden aczi
giderebilecek misin? Nerdeee.Daha istediğin şekilde birisi ile evlenib
,istediğin şekilde bir çocuk bile yapamazsın.Gözü şöyle olacak,kaşı şöyle
olacak,kuvve i bedeniyesi şöyle olacak ,kuvve i aklıyesi şöyle olacak,kuvve i
mütefekkiresi böyle olacak.Hiç birisi yok.Hiç birisi.Daha daha uykunu
önleyemezsin.”Hap alırım da önlerim” Kendini zehirlersin.Musanna şeyler iyi şey
değildir o.Muvakkat bazı fevkalade hallerde yarar ama öyle ..yook gözüm.Beşer
hiçbir şeyi henüz bilmezken Vacib ul Vücudu gözleri aramışdır.Fıtrat bunu
insanın içine rekzedmişdir.Nasıl anlatayım kelimesini bulamıyorum söylemeye
.Hiç bir şey bilmezken aslındaki mânayı kimim,nerden geldim ,beni getiren nedir
diye bunu araştırmışdır.Burda cahil, âlim hep müsavidir.Burda uzun boylu
fark,şekil yok.Henüz hiçbir şeyi bilmezken beşer onun şevkine,zevkıne dalmış
aramışdır.Arar.hiç bir insan var mıdır ki,hiçbir insan tasavvur eder misin iki
konuşma evvel söylemişdim ölümden yani cismaniyeti inhilal ettikden sonra
âkibetini düşünmesin?O pek gençlikde iken her ferde gelmiyor.İşte her ferde
gelen mesuddur.Her an Hak ile yaşayan insan, “ben yokum O var” diyerekden
yaşadığı vakitde yük taşımıyor demekdir.Biraz evveli dedim ki; bazı insanlar
yüklerini kendileri taşımazlar.Evet onlar “ben imza i İlahi’yi hamilim ,naib i
Hak’ım ,insanım binaenaleyh ben yükü imana yüklerim, aşkıma yüklerim kendim
taşımam” der.Anlatamadım mı acaba? Onlar mesud insanlar .Hakikat de mesud adam
kime denir?Hilkat,bu Pazar böyle açılmışdır.Bu pazarı açan,bu taksimatı yapan
öyle yapmışdır.Herkesi yüklü olarakdan getirmişdir fakat bunun içersinde mesud
olan insanlar bu yükü imana taşıtanlardır.Sen eğer yükü imana taşıtmayıb da
kainata sahib oldum diyerekden yaşasan yine esirsindir.Hem gayet zavallı
esirsindir.Aciz.Kıvrım kıvrım kıvranır.Onun içün Beşeriyetin Fahri Ebedi’si ,en
büyük ahlakcı buyurur ki ;Yedi sınıf halk vardır bu yedi sınıfdan bir tanesi de
işte biraz evveli tavsif ettiğim gençlik sınıfında gençken bu işi duyanlar.Yedi
sınıf halk vardır diyor o yedi sınıf halk,gölgesi olmayan günde Kudret kendi
gölgesi ile gölgelendirecek.Hususi bir muameleye tabi tutulacak.Bu yedi
sınıfdan bir sınıfı da gençliğindeyken.Yüzüne bakılırken,kudreti varken
,kuvveti varken,masası varken,cahı varken ,acz tahakkuk etmemişken .Bir insan
hastalandığı anda bütün meşairi ,bütün havassı uyanır.Ve ekseri insana da
Kudret, buraları mektun yerlerdir.Ben, sizi mânaya kavuşmuş bir camia olarak
konuşuyorum.İnkar sahasında,maddenin kesafetinde ,kitabı paranın üzerindeki
yazı olarakdan kabul etmiş olan camianın hitabesi böyle olmaz ,konuşması böyle
olmaz.Mesela bazı insan vardır ki “ben sırf maddeyim” der.”Tesadüfün
neticesi,tekamül etmiş bir hayvanım.Ben ne ebediyet tanırım ne bişey fırsat
bulduğum vakitde ihtirasat ı nefsaniyemi tatmin ettimmi işte ben ogün içün
mesudum.Benim mânam, kitabım paramın üzerindeki yazıdır yüz mü yazar beşyüz mü
yazar,bin mi yazar? Bunun konuşma tarzı başka.Biz onunla da konuşmasını
biliriz.O ayrı.Fakat siz,benim gönlüme gelen öyle ya yaradılışındaki gayeyi
duymuş ,geliş ve gidişdeki gayeyi anlamış,Kudret’le bir irtibat yapmış ,ben
ölmeyeceğim,ölen zalimdir ,ben inanmışım ,ben ölmeyeceğim ,ölen hayvandır ben
insanım.Ben ölmeyeceğim ,ölen canidir ben latifim keremim var benim.Ben, Hay
isminin sahibinde yok ettim kendimi ,benim hayatım ebedidir zevkıyle yaşıyor
diyerekden sizinle konuşuyorum.Mesela hasta olur dedim ya o vakit bütün meşair
bütün havass uyanır .Bir de hastalığının,o bilir kendi kendine hastalık kısım
kısımdır.Kendi kendine ölümle neticeleneceğini duyarsa,yokluyor kendisini.
Düşünüyor,evet diyor iş buraya kadar.Ovakit,o vakit ki düşünme şekli
başkalaşır.Şimdi bu iki insan tasavvur edelim.Biri biraz evveli söylediğim gibi
“ben yok olmayacağım “ diyor.Kadere serfüru etmiş.Kadere serfüru eden
insan,kadere boyun kesen insanda bir itminan nesimi eser.Kadere serfüru edene
Hak’kın merhamet i sübhanisinden bir rüzgar gelir.Anlatamıyo muyum acaba?Öteki
de kaskatı kalır.Bütün maddi kesafetinin karşısında elem içersinde kabul
edememiş etmesine de imkan yok “yok oluyorum” diyerekden eğer biraz da cahı
varsa biraz da serveti varsa biraz da kasası varsa biraz da etrafında tapınanı
varsa “bunların hepsinden mahrumum gidiyorum” diyerekden biçimsiz bir halde
tıkanır kalır.Ötekine bir buy u Rahman gelir.Anlatamadık mı?O iş başkadı o. İnhilale sehergize ney nevası verir .Arif i
billaha bükadan mey safası gelir.Şimdi idare edemeyeceğim bu gün de biraz
sıhhatim galiba iyi değil.Söyler söyler de azab ı kabri .. hangi kabir? Bu azab
işte bu.Kabir bu anlatabildim mi? Bu cesedin senin kabrin.Azab ı kabrin
içersinde bunda.Son anda “gel” dendiği vakitde bir hâl var iki tane film.Ya
berat ya mahkumiyet anlatabildim mi? Azab
ı kabri şataretle atlatır feyzi o dem ki baş ucuna Âli Mustafa’sı gelir. Aslını
bulmak kendi hakikatını aramak ve aradıkdan sonra mânayı enfüsisinden “ebed”
sedasını duyarak hâsıl olan ruhundaki muhabbetin adına aşk derler.Birde nefs
den hasıl olan muhabbet vardır ona da şehvet denir.O iki kısma ayrılır bir
kısmı makbuldur bir kısmı mezmundur.Onları bir gün anlatacağız dedik bir türlü
anlatamadık .Bakalım belki anlatırız.Akıl,on hissin hakimidir.Yeni tarifini
yapıyorum her vakit yapıyorduk ya tarifini.Ama yine aynı tarif biraz tafsiline
geçmiş oluyoruz.Ne diyorduk hissin galatlarını tashih eden kuvve.Bu gün ne
dedik on hissin hakimi dedik.Hissin galatlarını tashih eden kuvve.On
his,havassı hamse i zahire .Yani beş dış his,beş de iç his diyelim .Dış
his;işitmek,görmek,tatmak,koklamak,tutmak bu dış his.İç kısmına gelirse;hissi
müşterek,mütefekkire,mütehayyile,mütevehhime,hafıza.
--/-
-3-
Bunların üzerine hakim olan kuvve. Netice
itibariyle ne oluyor akıl,toprağa mensub olan suret i anâsıra ve cesed üzerinde
bir tedbir i tedvir yapabiliyor.E biz cansız anâsırdan ibaret değiliz ki
.Anlatamadık mı acaba? İşte onun içün aşka ihtiyacımız var.Netice itibariyle
akıl,toprağa mensub olan suret i anâsır ve cesede hâkim.Onu tedbir i tedvir
edebiliyor.Ama biz öyle değiliz ki.O halde akıl
alemi hilkatde geçiyor,bize alem i kudretle irtibat var bizim âlem i
kudretde de aşk geçiyor.Bu gün biraz daha size açtım bu bahsi.Azcık daha açık
o.Her konuşmamda söylediğimden bir parça daha açık.Anlaşılabilecek şekle
geldi.Demek oluyor ki “aklım hâkimimdir,vicdanım amirimdir” diyenler isabetli
değildirler.Aldanırlar.Size bunu çok defa daha hemen hemen her konuşma tekrar
ettiğim gibi insan,belki “aah benim bu günkü aklım olsaydı bu işi böyle mi
yapardım” Ne malum yarın da bu günkü aklına hasret çekmeyeceksin?Demek ki aşk
ile iman ile hukuk tedarik etmek ahlakın sevkettiği yoldur.Başka türlü de çıkar
yol yok.Size geçen konuşma söylemişdim değil mi?Geçen konuşma.O konuşmayı
muhafaza edin ve yayın.Her ferdin üzerine düşen bir hak var.O hakkın karşısında
her ferdin o hakka karşı medyun olduğu bir vazife var.Borçlu bir vazifesi
var.Bunun ikisi beşeriyete bir sırat ı müstakim verebilir .Hak ile vazife
birleşdikden sonra yol alınabilir.Hak ile vazifeyi birleştirme terakki edeceğim
teali edeceğim de nerde buldun o bolluğu?Hak ile vazife birleşmeden teali
terakki var mıdır? Kudret böyle bir şeyi hiç kainatda yapmamış hiç bi şey yok
öyle bi şey.Medeniyet i fadıla hakiki medeniyet müsanna vahşet olmayan
medeniyet ,hukuk u siyanetden ibaretdir. Tabirime dikkat et.Medeniyet i fadıla
hakiki medeniyet,medeniyet namı altında müsanna vahşet olmayan medeniyet hakkı
muhafazadan ibaretdir.Anlatamadık mı acaba? Hak muhafaza olunmayan yerde
medeniyet kelimesini kullanmak kadar iğrenç bir şey yokdur.Deme medeniyet
iğrenç o gülünç.Alay eder gibi.Kudret’le insanla ,mâna ile.Hak hangi halk
arasında taarruzdan masun kalırsa o halka hakiki medeniyet halk denir.Bunlar
muhkem bir vaziyetde .Anlatabiliyor muyum? Hak ,hak yok mu hak,hangi halk
arasında taaruzdan masun kalırsa o halka hakiki medeni halk
denir.Hak,taarruzdan masun kalmıyor da cicili bicili giyinmiş iğilmesini bükülmesini
öğrenmiş sahte sahte güleryüz yapmasını yapmış bu ne bu.vahşet i müsanna
o.Medeniyet değil o.Öyle bir şey yok.Sonra adalet gelir.Adalet de her şeyde
hakkı kabul etmekdir.Tarifi var bunun.Adalet neye derler?Her şeyde hakkı kabul
etmeye derler.Evvela kendi nefsinden başlayacaksın.Zor olan yeride bu.Adaleti
tam şey etmeye esasa sokmaya başladın mı evvela kendinden
başlayacaksın.Adalet,her şeyde hakkı kabul etmekdir.Evvela her ferd kendisinden
başlayacak.Bu adaleti kendinde tatbik edecek.Tatbik edeceksin edeceksin de
hatta adaletin fevkınde bir rütbeye çıkacaksın muhabbete.Beşer malum ya
kemâlata müştakdır.Muhabbet, adaletden yüksek.Çünkü adaletde sen varsın ,ben
varım.Muhabetde ikilik yok.Anlatamadık galiba? Ondan da yükseleceksin.Deden
öyle yaşadı.Dedenin rütbesi adalet rütbesinden yüksekdi muhabbet
rütbesinde.Tarihde ondan başka insana verilmemiş o rütbe.Ferdleri,insanları
adaletle sıfatlanmış adil olarakdan teşekkül etmiş olan cemiyetlerde dikat
et.ferdleri ,insanları bir cemiyet tasavvur et ki o cemiyetin bütün ferdleri
adil.Öyle teşekkül etmiş.Ferdleri adil oldu mu cemiyet adildir.Ferdleri zalim
oldu mu cemiyet zalimdir.Efradın şekline tabidir hükümetler.Bu,kanun u
ilahidir.Beşerin hayaline Kudret ne verirse o işler.İyilik verirse iyilik
işler,kötülük verirse kötülük işler.Fakat o işlemeklik beşerin istidadına
bağlıdır.Herhangi cemiyetin ferdleri adilse o cemiyetin hükümeti adil olur.Her
hangi cemiyetin ferdleri zalim ise o cemiyetin hükümeti zalim olur.Bütün
dünyada sâri olan Kanun u Kudret böyledir.Anlatabildim mi acaba?Hiç başka şey
yok.Medeniyet i fadıla yani hakiki medeniyet “aslıma kavuşamam” korkusu ile
kurulur.Ona lisan ı mânada iman lisanında “Allah korkusu” denir.Bu korku,ne
demek yani böyle Kudret böyle zalim yakar yıkar o mânaya değil.Neden korkuyor
biliyor musun?Beni mevcudat içersinde her hangi bir mahluk u sufli
yapmamış,beni tekrim etmiş,insan yapmış,Kendisine muhatab tutmuş, bu bir
sevkiyat âlemi demiş seni ben burada bir uğrak yaptıracağım Kendime alacağım
dikkat edersen,sufliyata meyletmezsen ,münkeri ezer marufu yaşatırsan .Münker
nedir?Kötülüğü ayağının altına alır,iyiliği baş üzerinde taşırsan sana Kendim
vereceğim demiş. Anlatabildik mi?Açık açık konuşma.Bu kadar büyük bir makama
ben mazhar olmuşum ya beni bir bir soğuk iş yaparım da benden soğursa.İnsan
alelade birisini sever de ufak bir hata yaparım da soğursa diyerekden korkar
öyle değil mi? “Ya benden soğursa” bu korku.Anlatabildim mi?Kudret’in
muhabbetinden düşersem.Ondan bir gam geliyor bir keder geliyor .Bir keder
geliyor aah diyor Hak beni pek nazik, pek nazenin, pek niyazdar, pek nazlı
olarakdan seçmiş.Öyle der mesela iblise öyle demişdir Hüda .Sen şimdi onu bunu
bırak diyor iblise.Ben insanı öz elimle yarattım.Çünkü Kudret’in iki türlü
hilkati var bir sıfatıyla meydana getirir bir de Zatıyla meydana
getirir.Anlatabildim mi acaba?Bunları anlat ne demek bu.. üüü bin konferans
lazım.Ne bende söylemeye dudak ne sende dinlemeye..hadi ben kendim söyleyeyim
.Ben diyor öz elimle .Kudret’in böyle hissi elim.O kendi Zatına mahsus keyfiyeti
bizce meçhul.Cemal ve Celal sıfatlarıma mazhar kılarak meydana getirmiş olduğum
şeye sen niye boyun kesmedin?Ondan korkuyor işte.Hakiki insan ondan
korkuyor.Ben büyük bir nimete mazhar olmuşum “o rütbeden düşersem” korkusu
bu.Onun için lisan ı mânada buna ilaç
olarakdan.Korkan,kederlenir,gamlanır.İlaç,istiğfardır.İstiğfar,gamları gidermek
için bir mahracdır.Hadi sana bu mevzua ait olmayan bir tarif daha yapayım.Acaba
anlatabildim mi? En nazik bir tarifdir belle bunu.İstiğfar,gamları gidermeklik
içün bir mahrac.Kudret de o kadar nazik ki bir ismi Gafur ya.Ne demek
Gafur?Bize orda büyük şey var ibretler vardır.Gafur. Örtbas etmek örtbas.Senin
bir suç yaparak nadim olup tekrar Bana yüzünü çevirdiğin vakitde ben o seyyieyi
örtbas ederim hatta sana da unutturacağım diyor.Öyle ya mesela herhangi bir şey
ebediyet âleminde sen bir kötülüğün failisin herkese unutturtmuş yüzüne
vurulmamış yüzüne vurulmamış fakat kendin biliyorsun ya.Ne demişdim insan
kendisinden utanacak.En büyük utanmak kendisindendir.Daima kendinden utanarak
yaşamak insan için en büyük bir ağırlıkdır.”Sana da unutturacağım”
diyor.Anlatamadım mı acaba?
--/-
-4-
”Senin çirkinliğini sana da unutturacağım
Ben” diyor.Hazretin mânası bu “sana da unutturacağım”Fakat bunlar ruh u akdes
ile duyulur.Ruh u hayvani ile olmaz.Ruh u akdesin manası, tevhiddir,
ittihaddır, adaletdir, muhabbetdir.Ruh u hayvaninin müsavisi menba ı
tefrikadır, nifakdır,tezaddır.Bir camianın yıkılmasını murad etti mi Kudret o
camiayı evvela tefrikaya ,tefrikadan nifaka ordan tezada ondan sonra uçurumdan
aşağı yuvarlar atar.Kaide i İlahi böyle.Onun adına da Kendisi öyle diyor; ”fe keyfe kâne nekîr”(Mülk,18) diyor.Ne
acayipdir.Konuşma tarzı da acayip.”Benimle azamet yarışına çıkdılar,zulm ile
insanlık âlemini inlettiler.Önce biraz mühlet verdim sonra acayip acayip
şekilde hatırlarına gelmeyen ummadıkları şekilde o verdiğim mühleti birden bire
aldım.Onlar beni inkar ettiler ama Benim inkarım onlar gibi olmadı .Bende
onları inkar ettim.” diyor. ”fe keyfe kâne nekîr” Nasıl benim inkarım
sizinkine benziyor mu?Ben inkar edersem yok olurum.Sen meydanda değilsin fakat
ben varım.Senin inkarın benim inkarım gibi değil.Anlatamadık galiba.”Ben başka
türlü inkar ediyorum değil mi “ diyor.”fe keyfe kâne nekîr” Nasıl benim
inkarım ?seninkine benzemedi diyor.Ondan sonra “Gezmezler mi yer üzerini”
der.Yer üzerini gezmezler mi? Unuşe et kâşâneler.Altından ırmak
akıtmışlardı.Rengarenk hanlar yapmışlardı.Semanın rengini çalmışlardı
duvarlarında .Tavanlarını söktüm harabe halinde içleri bomboş kaldı.”Gezip de
görmüyorlar mı” diyor. “Görmezler” diyor yine kendisi.Zira sadırlarındaki
kalblerinin gözü yokdur.Burda daha mektum da bişey var.O kadar kuvvetli zulm
ettiler ki o kadar kuvvetli zulm ettiler ki zulmlerine karşı o kadar mühlet
verdim ki rücu edemesinler.Rücu edecek olurlarsa o zulüm cezasız kalacak ,rücu
etmemek için son anına kadar bırakdım.Rücu edecek ben de vaktiyle ilan etmişim
rücu ettikden sonra silerim diyerekden .Ettirtmedim zulüm çokdu.Anlatamadık mı
acaba?Onun için hayatta ahsız yaşa ahsız.”Aaah” almadan yaşa. Bu öyle bişey
değil ki bunu bilmek için alimle cahilin ilminin farkı yok.Bu bilir bunu diyor
gezmiyorlar mı? Yer yüzünü dolaşmaz mısınız?Kainatda hangi sakf ı âli vardır ki
yere düşmemiş?Tapınanları vardı debdebeleri vardı her birisinin kimisini tek
duvarlı bırakmışım .Fışkırtma sular muaddal kaldı diyor.bill i
muaddal.Anlatamıyo muyum acaba?Göremediler diyor sonra kendi tarif ediyor.Nur u
basar olmazsa görmek kabil olmaz ,gözün nuru olmazsa görmek kabil olmaz.Kalb de
böyledir.Kalbde de basiret olmazsa kalb nur u basar eşyanın zahirini görür.Kalb
i basar,olmuşu olacağı görür.Anlatamadık mı?Gözle görülebilecek şeyler
başka,akıl ile görülebilecek şeyler başka ,aşk ile yaklaşılabilecek şeyler
başka.İnsana Kudret gözle görülebilecek şeyler vermiş,akıl ile bilinebilecek
şeyler vermiş ,aşk ile yaklaşılacak şeyler vermiş .Aklın bildiğini göz
görmez.Akıl bir çoklar şeyler biliyor.Şimdi otururken meçhulden malumlar
çıkarabiliyorsun çıkarırken bu gözün görebiliyor mu onları?Görmez.Onun çıkarmış
olduğunu aşk bi aleme gider akıl hiç bilmez.Ya ahlakın putesinde erirsin
kesafet letafete inkılab edebilir ehli basiret olursun.Ehli basiret nur u
kalbdir.Kalbin nuruna sahib oldukdan sonra kabiliyet i fıtriyen bambaşka
olur.Eğer o kabiliyet i fıtriyeyi kötü i’tiyadlarla eskitecek olursan nasihat
kabul etmez.En acınacak nokta da budur.Bâtılı hak olarak görür hakkı bâtıl
olarak görür.Bu da ayriyetten Kudret’in bir cezasıdır.Kötü i’tiyatlarla fıtratı
yıpratacak olursa bir insan,kattiyyen nasihat kabul etmez nerde bâtıl varsa onu
hak görür hakkı da bâtıl görür.O vakit çıkamazsın işin içinden.Ne vakit kötü
i’tiyatlarla insan alüfte olur? Ruh,manevi gıdasını almaz aç kalırsa hırsızlığa
başlar.Vermedi ne yapacaksın?Bir adamı aç bırakırsan ne yapar hırsızlığa başlar.Manevi
gıdasını vermedin.Nasıl insanın bedeninin gıdası vardır havasız, susuz,
ekmeksiz yaşayamazsa mânası da Allah’sız yaşayamaz.Aldığın dakikadan itibaren
açlık daiyesi ile i’tikabı sirkat eder .Evvela .. nazariyeleri kabul
eder.Bâtıl,insanlıkdan çıkmış,insanlığa muzur ne kadar vaz olunmuş esaslar
varsa hoş gelir ve onu kabul eder.Vaktiyle o gidayı vermedin mecbur oldu ona o
zavallı insan hırsız olmaya.Mânanın hırsızlığı başka maddenin hırsızlığı
başka.Nasıl insanın maddesi hırsız olursa ,mânası da hırsız olur.Mânaya eğer
Kudret’in zevkını yedirmemişsen muhakkak hırsız olacakdır.Anlatamadık mı
acaba?Hırsız olur.(Kaç saat acaba? Dokuzu on geçiyor.)O vakit o insanı geçen
konuşmamda söylediğim gibi kattiyyen kuvve i gadabiye ve kuvve i şeheviyenin
esaretinden kurtaramaz.Kuvve i gadabiyesine mağlubdur kan içmekden
doymaz.Zalimdir doymaz.”İntikam” der daima. Öyle yaşar.İntikam. Canavarlar da
utanır onu gördüğü vakitde.Canavarlar utanır.Kuvvei gadabiyenin,kuvve i
şeheviyenin esiri olarakdan yaşar.Hani tarif ettim ya beşer ,hak,vazife bunun
ikisi bir yol veriyor.Teali terakki bu ikisi birleşdikden sonra bir sırat ı müstakim .Ben sende hakkı gördüm mü
sana karşı vazifeylen mecburum vazifeleniyorum.Sen de bende görünce vazifeleniyorsun.Ne
oluyoruz?İkimiz,iki vücudda bir ruh oluyoruz.Sen beni hak tanıyorsun ben seni
hak tanıyorum artık ben sana kötülük yapabilir miyim sen bana kötülük yapabilir
misin?Yapamazsın.Mesela bilmiyorum anlattılar mı Mevlana’nın şeysini yaptılar o
şeklini yaptılar yaşattılar orda dönerken iğilmeler var bir birine karşı
geldiği vakitde şeyler var onlar birer remizdir.Hazreti Mevlana onları insanlık
alemine birer hediye olarakdan büyük Türk ,muazzam adam .Muazzam.Frenkler merak
ediyorlar hayatını istiyorlar orda bulunan bir şey oldu mu bizlerden bir türk
oldu mu anlatın bize Mevlana ‘yı diyorlar filan.Hatta birisi hafızamdan çıktı
anlatıyodu geçenlerde.Anlat demiş o burdan bazı kitablar getirmiş anlatmış.Biz
burda yirmibeş kişi Mevlana cemiyeti olduk demişler.O onu gönderdikden sonra
seni de yirmialtıncı yapdık demişler.Deden göğsün kabarmaz mı şöyle?Ve bu sefer
gelmişler her birisi binlerce lira burda seyahat etmişler on gün mü ne
kalmışlar.Bilmem belki iç mânalarını söylemişlerdir tabi anlayanlar bilenler
var.Mesela demincek söyledim ya misal vereyim .O tapmak tapınmak değil mesela
şöyle kalkar gitmişseniz seyretmişseniz görürsünüz böyle dönerlerken gelir
karşı karşıya geldiği vakitde böyle o böyle iğilir burası burdaki iğilir öteki
de böyle iğilir.Onun mânası “Hak bende değil sendedir” diyor.Öteki de diyor ki
“Hak bende değil sendedir” Anlatabildim mi benlik yok orta yerde.Geliyor böyle
karşı karşıya geldiği vakitde böyle şey.
--/-
-5-
Ama biz onu şeklinlen şusunlan busunlan biraz da iç
tarafına doğru girsene.İşin şekli bambaşka.Böyle geliyor “Hak,bende değil
sendedir.”Öteki “Hayır Hak,bende değil sendedir” Sonra mesela böyle şey ederken
şöyle döner de kolum ağrıyor açamıyorum.Şu biçim şöyle tutar şu vaziyetde yani
bu bunda ondört boğum vardır .Böyle Kudret eli orta yerden kaldırsa bütün
kainatın işi durur.Şimdi şu bize küçük gelir.El değil mi ya el.El orta yerden
kalksın kalkıversin orta yerden bütün işler durur.İcra memuru el.Kalb,âlem i
aşkdır.Dimağ levhi mahfuzdur.Bütün kuvva toplar orada arş âleminde kararı
verilir levhi mahfuza gelir ordan sonra göz,gördüğünü haber
verir.Kulak,işittiğini haber verir.Ondan sonra icraya gelir buraya onun için
icra memururdur el.Anlatabildim mi ? Hep bunlan dönülüyor böyle şimdi böyle
boynunu büker kalbinin üzerine doğru arşına büküyor elini de böyle açıyor âlem
i mânaya doğru “bende bir şey yok “ diyor.Burdan gelecek böyle akacak.Elini de
böyle tutar, böyle tutmaz.Anlatamadım mı acaba?Burdan alıyor aldığı vakitde
böyle tutmuyor “bende durmayacak,böyle akacak bütün mevcudata” Cehalet içinde
kalan gönülde hakikat idrak olunmaz.İdrakin selbolunması da bir nevi
körlükdür.Onun için Kudret bunu Büyük Kitabında öyle der “ Şöyle yaptım böyle
yaptım görmediler mi acaba” diyor.Evet görmemişlerdir çünkü
neden?Sadırlarındaki kalbleri kördür” diyor.Gözleriyle bak..bakmak başkadır
görmek yine başkadır. Bakmak ayrı,görmek yine ayrıdır.Onun için dört şey
geliyordu hatıra.İnsanı gadabıyle şehvetinin esaretinden kurtarabilmeklik için
muhafız.Kim kaid,kim götürsün getirsin insanı bu sahne i şuhudda muhafızlığını
kime verelim bunun?Evvela kuvve i cebriye gelir.Çıkmaz kuvve i cebriye .İntizam
yapayım derken ahenk bozulur.Bir de kendisinden kalırsa o kuvve i cebriyenin
kuvveti kendinde kaldı mı zayıflar hiçbir türlü hakkını alamaz.Zayıf, artık
hakkını alamaz olur.Kuvve i cebriye olmuyor.Tutmuyor.Hükümet i muntazama ikinci
akla gelen.İnsanı kurtarsın muhafızlık yapsın.O da yapamaz neden?Hükümet i
muntazama muntazam kanunlar bunlar iyi ama zevahir için iyi.Kanun gelip senin
cebinin içine kadar girebilir buradan içeriye girer mi kalbinin içersine?Evinin
kapısından içeri kadar bile girse bir
çok şeyin içini göremez.İnsanların efali, içleri, hâlleri yüzde doksandokuzu
gizli olur.Hatta bazı insanlar daha meraklı olur da içinden geçtirdiği şeyi
dudağına da havale etmez.Yaa öyle adamlar vardır o kadar meraklıdır.Dudak da
der ikidir der açılıp kapanmasından Kudret filmini çeker der bu film ifşa
olacak der içimde kalacak der.Hangi kanun girebilir oraya?Anlatamıyo muyum
yahu?Öyle insanlar vardır.Bak dudak iki.Bunun ikisini tecavüz etti mi o bitti
der.Ağzımın açılıb kapanması da şeydir der.Sonra o hükümet i muntazama o kanunu
yapan da senin gibi benim gibi insan onu kim muhafaza edecek?Değil mi? Mühim bi
iş.Bi de ona hubb u cah bir de hattı zatında hubb u servet bir de hattı zatında
kuvve i şeheviye inzimam ederse o da insan.İnsan ya o da insan.Bundan sonra
insanın aklına geliyor işte şerefi nefis.Örfün namus dediği.Onu anlatmışdım
size bir örfün kabul ettiği cemiyetde kullanılan namus var bir de mânada
kullanılan namus var .Mânada kullanılan namus tabi şimdi biz cemiyet
kaidelerinden konuşuyoruz mâna durmuş bir vaziyetde o ayrı o.O mânada
kullanılan namus,Hak’kın bir ismi.Onu konuştuğun an işin şekli değişir fakat
cemiyetde kıymet hükmü giriyor kıymet hükmü .düne göre böyle kıymet,bu güne
göre böyle kıymet.Şahıslarda o hüküm değişiyor.Anlatabildim mi acaba?
Muhtelif.Beşerin bütün mesaisi bir saadete kavuşmak içindir.Bu gün reçberin
nazarında saadet başka türlüdür .Ee tüccarın nazarında saadet mesud olmaklık
başka bir türlüdür.Mânayı atıyorum şimdi,mânayı bırakıyorum.Mânasız
konuşuyorum,maddeli konuşuyorum.Bir diplomatın saadet terakkisi başka
türlüdür.Geçen konuşmada söylemişdim mesela bir doğru bir tüccar yalan
söylemeyi irtikab yapmayı ,hile yapmayı,malını şunlan bunlan değiştirmeyi şeref
i nefsine zor gelir.Oradaki saadet için, o namus yerindedir.O saadeti elde
edebilmek için doğrudur fakat umuma karşı değil.Mesela bir diplomatda böyle
midir ya? Misal vermişdim size Bismark dünyanın en namuslu bir adamı Almanya’yı
Almanya yapan bir adam fakat bir adımda kaç tane vaziyet değiştirirdi.Değişti
orda şimdi.Anlatamadık mı acaba?E bunların hepsinden döne döne ne bir muhafız
bulmayacağız mı insanlar muhafıza? Madamı ki kuvve i gadabiye ile kuvve i
şeheviyenin esiri olarakdan gidiyor ha?Sağlam muhafız var;iman ve aşk.“Ben bir
huzura gideceğim” Her gün muhasebe i nefis yapmış ,imanının iktizası nasıl ki
hattızatında tacir defterinin varidatını masarıfını yapan karşılığını görür bu
ay şu kadar zarar var bu kadar kar var bu şöyle.Hakiki insan da asıl hesabını
yapar.Hangi hesabını? Sayılı nefesini.Sayılı nefes,âriyetdir. Müstear
alınır,her şey fanidir tabi biter tükenir.Hesabı olan,ilerde hesabı olan
sermaye o dur işte.Onun hesabını yapar.Ben ne kadar hak üzerinde durmuşum ne
kadar durmamışım.Anlatamadık mı?Muhasebesini yapıyor.Muhasebe i nefs ile
yaşıyor.Ve neticeyi çıkardıkdan sonra kâr meydanda diyor.Ben yarın diyor
çoluğumlan çocuğumlan kasalar mülga masalar ilga rütbeler çürümüş.Zalim
mazlumdan peşinde koşuyor ben ettim sen etme diyerekden.Öteki ah alan meydana
çıkmış aah diyor aman aman bu günü bekliyordum diyor.Öyle bir gün içersinde
bütün âlemler sernigûn olmuş sernigûn olmayan bir âlem var o âlemin altında
Beşeriyetin Fahri Ebedisi’nin ben evlad ıyalimle gidib elini öpeceğim diyor.Bu
aşkla yaşa işte en büyük muhafız budur.Anlatabildim mi?Mâna.Onun için
demişlerdir ki dünya mezra,ahiret harman.Orda iki tane de mahrem var.Cehil
eken,ikinci hayatta marifet toplayamaz.İnkar tohumu diken öbür alemde bir şey
alamaz.Orda nisbet verecektir Kudret ”fe keyfe kâne
nekîr” nasıl senin inkarın mı benim inkarım mı?Çık
bakalım karşıma der.Sen beni inkar ettin ,ben de seni inkar ettim amma senin
inkarın mı daha hoş benim inkarım mı?Ben seni öyle bir şeyden yapmışdım ki
diyor Kudret.Bu namütenahi âvalim vicdan ı insaniyi ihtivadan aciz iken senin
vicdanın kainatı ilmen ihtiva ediyordu.Ne yaptım ben sana diyor yahu ne yaptım
ben bana niye düşman oldun? Bu namütenahi âlemler insanın vicdanını ihtivadan
senin vicdanını ihtivadan aciz iken senin vicdanın kainatı ilmen ihtiva
ediyordu.Ben seni bu kadar tekrim etmişdim,ben sana ne yaptım da sen bana “fe
iza huve hasîmun mubîn”(Yasin,77) en büyük düşmanın ben oldum senin
yahu.diyor.
--/-
-6-
Ne yaptım ben sana?Ben seni idrak ve tefekküre
muktedir kılmışdım fakat sen tenezzül etmedin.Uşak yaşadın sattın hürriyetini
mukallid oldun.İdrak ve tefekküre muktedir kıldığım halde tefekkürle tetebbu
etmedin dimağın düşünceden hattızatında kendin tetebbudan mahrum kaldın nihayet
mukallid oldun hem de kimi taklid
edeceğini de bilmedin eh netice itibariyle o taklidde beni inkar ettin.Ben de
seni inkar ettim ”fe keyfe kâne nekîr” nasıl bakalım benim
inkarım.Âdem,bedia yı hilkatdir mazharı evsafı efali mecellayı zatdır fakat
âdemi esrarı bedaiyi bilmek için yine âdem olmak şartdır.Âdem olmak istersen…
ile âdem ol.Ayineyi hak kâdem.Âdem olmak için âdem ile âdem olmak şart.Biz
aramıyoruz.Ver mı hukuk tedarik ettiğin insan?Acabasız.İşte o yedi sınıf
insanlardan bir sınıfı da rütbesine tamah etmeksizin ,cahına şöhretine tamah
etmeksizin ,servetine göz dikmeksizin,hiçbir şey ummaksızın Hak namına bunda
parlak bir gönül var diyerekden hukuk tedarik etmişin böyle dostun var mı?Âdem
olmak istersen, âdem ara, âdemi bul, âdem ile âdem ol.Demincek söyleyeceğim şey
buydu tuttular şimdi verdiler.Hepimizin dostu vardır hepimizin şeyi vardır
fakat içimizde gizlenmiş bir şey vardır .Onun deriz işte ilerde lazım olur
rütbesi vardır, bunun masası vardır, bunun kasası vardır, bunun şusu vardır,
bunun busu vardır.Böyle değil bunların hiç bişeysi gönle gelmiyor.Öyle demiş ; “Ve
reculen taabba fillah neştema aleyh ve teferreka aleyh“ iki insan bir
birini seviyor amma Allah için seviyor.Hiç başka bir şey yok.Hiiç başka bir şey
yok.O nâma toplanıyor, o nâma ayrılıyor.Bu olmadığından dolayı olmuyor bizde işte.Biz
anamızı babamızı bile Allah için sevmiyoruz. Bırak.Annemizi babamızı.Annemizi
babamızı bile o nâma sevmiyoruz.O Hak nâmına sevgi olduğu vakitde sıfatlar
değişiyor.Püüü.Size misal vermişdim geçen konuşmada.Belki burda dinlediniz
biraz evveli.Fakat bir kısmını bırakmışdım.Yusuf’u misal verdimdi.Neye misal
vermişdim onu?Misal veriyoruz diyoruz ki işte şunda şu oluyor,bunda bu oluyor
iman ve aşkda olmuyor.Neden olmuyor?Ona bi de harici bir misal vermek lazım.
Verdim misali.Bir tek sual çıkar burdan şimdi .İyi amma,iyi amma iman ve aşk
ile tanıdım da şu fenalığı gördüm.Bir sual çıkar şimdi .Senin hakkın bunu
sormak.Kudretin tarif etmiş olduğu iman ve aşkın saliki değildir o senin
gördüğün.Lisanen imandı hani ben dedim ya el bakalım iman etmiş miydi?kalb iman
etmiş miydi?Göz iman etmişmiydi?Kulak iman e..ittirad vardır ittirad Kudret’e
bende olmaklıkda âzayi cevarihin ıslahı gönlün Hak’ka yakınlığıdır
iman.Anlatabildim mi? İmanın tarifi bu.Âzayı cevarih ne vakit ıslah edilmişse
Hak’ka gönülde ne vakit ittirad etmişse işte ona mümin denir.Yoksa söz
oyuncağıyla olmuş değil o iş.Ve ona karşı getirdim o misali ve dedim ki ; canım
ne çıkar bütün kütüb ü semaviyede bir Yusuf’la bir Zeliha bahsı vardır işte iki
genç bir birine taaşşuk etmiş nedir?Yook öyle değil o.Bizim anladığımız mânada
değil ki o.Bahusus onu ahkâm ı eski vechi olan halita i kutsiye i maneviye
bulunan kitab ı hitab bahsediyor.Öyle olur mu o her zaman genç ve dinç.Orda
diyor ki afif adam kime derler?Affetmeklik ne demekdir?Sabır nedir?Misal istiyor.Mesela
her hangi bir bahis açılmışdır o muazzam mânanın varlığında hariçde beşeriyete
bir misaldir.Afif adam kime derler,sabretmek nedir,affetmek nedir ve ona
anlatırken şuraya uğramışdır.Hatırlıycanız.Vakit epey oldu atlayarak
konuşayım.Satıyor kardeşleri ,kuyuya atıyor, kardeşleri satıyor. Kardeşleri
köle diye satıyor.Sattıkdan sonra kafile götürürken düşünüyor Yusuf mahbub u
cihan .Hemen gidiyor reisine diyor ki “Beni aldınız inşallah size uğurlu
olurum.Fakat eski efendilerimle de bir hukukumuz vardır müsaade et de ellerini
öpeyim.” Hay hay diyor.Koşarak geliyor.Ellerini öperken “esrar ı kaderdendir”
diyor.Bu bir cilvedir ben kadere boyun kesmişim .Ben aşkın yavrusuyum.Oranın
tuzu ile ekmeği ile havası ile büyümüşüm sizden ayrılıyorum bir baba zahrında yattık
aynı babanın zahrından geldik o hak var zahiri bir vatandaşlık var sizinle
.Baba vücudunde bir vatandaşlık var sizinle elinizi öpeyim hakkınızı helal
edin.Sabrın numunesi.Anlatabildim mi?Yoksa gelmiş biri çatmış dişlerini
gıcırdatmışın yapmışın yapmışın bi de bakmışın acaba bir şey yapsam mı bir
hamle ederse eyvah daha fena ondan sonra sabrettim ama ne yapayım.Ne sabrettin
yahu?Neyi sabrettin.ne sabrettin?Seksen muhakeme doksan celse yüz düşünce ondan
sonra kendine güvenemedin.Sabır .Sonra işin en ince tarafı bu sefer o kafile
kardeşlerine diyor ki sen bunu kölenizmiş sattın bir kağıt ver bakalım yarın
biri daha çıkar önümüze. Veriyorlar hepsi imzalıyor. Zaman geliyor Mısır’a Aziz
oluyor Yusuf.İşte kıtlık şu bu filan nihayet kardeşleri geliyor .Biliyorsunuz
işitmişinizdir tarihi bir malumat.Seneler geçmiş.Kudred mahsusdan
tanıtmıyor.Onun cilveleri.Mahsusdan tanıtmıyor fakat Yusuf tanıyor.Şöyle bir
yüz sayfa atlayarak bir yerine gireyim.Beni tanıdınız mı diyor.Tanımadık
diyorlar.Çekmeceyi çıkarıyor bu imzalar sizin mi diyor.O eski azizin elinde
kalmış o da almış o vakitde o senedi almış.Yani beni köle diye sattınız.Ondan
sonra hepsi müteessir bir vaziyetde önlerine bakıyorlar.Ondan müteessir oluyor
bir hata yaptım diyor.affe bak affe ve ondan sonra diyor ki “lâ tesrîbe
aleykumul yevm”(Yusuf,92) sizi huzur u ilahide utandırtmayacağım ben
yüzünüzü kaldırın eski hesap yokdur.Anlatabildim mi acaba?Bunlar ayrı işler
bunlar.Bunlar insana ait olan işlerdir.Ondan sonra iffet mevzuunda Zeliha gayet
güzel şöhret afak ı cihan bir insan dünyanın bir tek hükümdarının her tarafı
zabt etmiş bir adamın kızı.Para,cah,işte insanların maddede neye tapıyorsa
hepsi mevcut.”Bana rağbet etmez misin” dediği vakitde.”burada ikimizin yanında
birisi var” demesi.Kim O? Allah.Başka bi şey değil mi o? İnsanın muhafaza ,o
muhafız başka.O başka bi iş.O aşk,o iman muhafızlığı başka bir türlü.Afif adam
buna derler diyor Kudret.Allah diyor ki sen efendim ben hayatımda şöyle afif yaşadım böyle yaşadım.”Ben
adamı imtihan ederim” diyor.Dört duvar içersine korum.Böyle gayet hasna
,müstesna,dilâra bir insan karşısına çıkarırım.Serveti,cahı,parası bana rağbet
etmez misin dediği vakitde “burada içimizde birisi var” diyebilir misin?Yoksa
yüzüne bakılmaz ıksırıklı, tıskırıklı ,parası yok pulu yok ,abus ul vecih kimse
rağbet etmemiş ondan sonra ben… Bu günkü konuşma bu kadar yeter.
0 yorum:
Yorum Gönder